 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No : 1996/61
Karar No : 1996/72
Tarih : 02.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Sanık Murat'ın saldırgan sarhoşluk suçundan TCK.'nun 572/1; 647 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince 360.000 lira hafif para cezası ile, sövme suçundan TCK.'nun 482/3; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 560.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, davgada silah gösterme ve geceleyin konut dokunulmazlığını bozma suçlarından beraatine ilişkin, (Amasya Asliye Ceza Mahkemesi)'nce verilen 26.04.1995 gün, 732/165 sayılı hükmün katılan tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 05.02.1996 gün, 8822/950 sayı ile; sövme suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile konut dokunulmazlığını bozma ve kavgada silah gösterme suçundan kurulan beraat hükmünün onanmasına, saldırgan sarhoşluk suçuyla ilgili hükmün ise "647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca kabahatlerden dolayı verilen özgürlüğü bağlayıcı cezaların, en çok bir gün karşılığının beşbin liradan paraya çevrilebileceğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozmuştur.
Yargıtay C. Başsavcılığı, 15.03.1996 gün ve 48905 sayı ile;
"Şikayetçinin, saldırgan sarhoşluk suçundan açılan davaya müdahale hakkı ve bu suçtan kurulan hükmü temyiz etme hakkı bulunmamaktadır. Bu suça yönelen temyiz isteğinin reddi gerekir" düşüncesiyle sadece saldırgan sarhoşluk suçuna ilişkin bozma kararına itiraz ederek bu kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sanığın, saldırgan sarhoşluk suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, katılanın temyizi üzerine bu suçtan kurulan hükmün incelenip incelenmeyeceğine ilişkindir.
Dosya içeriğine göre;
Sanık hakkında; geceleyin konut dokunulmazlığını bozma, alenen sövme, kavgada korkutmak amacıyla silah gösterme ve saldırgan sarhoşluk suçlarından kamu davacı açılmıştır. Şikayetçi, 27.12.1994 günlü katılmak dilekçesinde; "tabanca ile evimi bastığından kendisinin cezalandırılmasını istiyorum" demiş ve suçtan zarar görme ihtimali nazara alınarak suç ismi belirtilmeden müdahilliğine karar verilmiştir.
Katılanın 01.05.1995 günlü temyiz dilekçesinde ise suç olarak, "silahla konut dokunulmazlığını bozma" suçu gösterilmiş ve "sanık silahla evimi bastı, beni tehdit etti. Hemen polisi aradım, polislerin korkusundan kaçtı. Yoksa, beni ve ailemi öldürecekti. Suç, bu olmasına rağmen gerekli ve yeterli ceza verilmemiştir. Verilen ceza azdır. Ayrıca, cezanın paraya çevrilmesi de doğru değildir" denilerek hükmün bozulması istenmiştir.
Şikayetçi, 27.12.1994 günlü katılma dilyekçesinde, sanık hakkında saldırgan sarhoşluk suçundan açılan kamu davasına katılmak talebinde bulunmadığı gibi, örneği yukarıya alınan temyiz dilekçesinde de bu suça ilişkin temyiz talebinde bulunulmamıştır.
Bu itibarla, saldırgan sarhoşluk suçundan açılan davaya katılmak talebi ve bu suçtan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik bir temyiz davası bulunmadığından, Özel Dairece temyiz incelemesi yapılıp hükmün bu yönden bozulması yasal dayanaktan yoksundur. İtirazın açıklanan değişik bu gerekçeyle kabulüne ve karardan bozma bölümünün çıkartılıp yok sayılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Saldırgan sarhoşluk suçuna ilişkin ne müdahale, ne de temyizen inceleme istemi bulunmadığından, Özel Dairenin bu suçla ilgili inceleme yapması mümkün değildir. Buna rağmen, Dairece inceleme yapılarak ittihaz edilen bozma kararı hukuki dayanak ve değerden yoksundur. Bu itibarla, belirtilen bozmaya ilişkin bu bölümün Daire kararından çıkartılıp yok sayılmasın, 02.04.1996 günü oybirliğiyle karar verildi.