 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1996/4-43
K. 1996/51
T. 19.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TEKERRÜR
TÜRK CEZA KANUNUNUN 81/3.
MADDESİNİN UYGULANMA ŞEKLİ
KARAR ÖZETİ : TCK. nun 81/3. maddesi uygulanırken; sonraki ceza hem hapis hem para cezası olduğunda, her iki ceza için yapılan artırımların "her birinin" geçmiş hükümlülük kaydında yazılı miktarı aşıp aşmadığına bakılacaktır.
Geçmiş hükümlülük kaydında 46.666 TL. ağır para cezası olan sanığın, TCK. nun 81/2. maddeye göre 1/6 oranında zam ile, yeni aldığı 7 gün hapis cezasının 1 gün ve 260.000 TL. ağır para cezasının da 43.333 TL. artırılması, yasaya uygundur.
(765 s. TCK. m. 81/2-3)
Yedieminlik görevini suistimal suçundan sanık Halil'in, TCK.nun 276/2, 81/2; 647 sayılı Yasanın 4, TCK.nun 72. maddeleri uyarınca, sonuç olarak 343.333 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, (Niksar Asliye Ceza Mahkemesİ)'nce 9.11.1994gün ve 417/472 sayı ile verilen karar, sanığın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce, 1.2.1996 gün ve 8669/896 sayı ile; usul ve yasaya uygun görülerek tebliğnameye aykırı olarak onanmıştır.
Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 4.3.1996 gün ve 46425 sayılı tebliğnamesiyle;
"TCK.nun 81/3. maddesinde, "zammı lazım gelen miktar" hükmü yer almaktadır. Bu ifade tarzından, sonraki suçun cezasına eklenecek toplam miktar anlaşılmaktadır. Olayımız ve benzeri olaylarda, sanığa hem hürriyeti bağlayıcı ceza ve hem de ağır para cezası tertip edildiğinde, TCK.nun 81/3. maddesindeki sınırın belirlenmesi önem kazanmaktadır.
Sonraki suça verilen cezanın, inceleme konusu davada olduğu gibi hem hürriyeti bağlayıcı ceza, hem de para cezasını gerektirmesi halinde yukardaki kural ve uygulamadan ayrılmaya neden yoktur. Aksi halde hem uygulamadaki bütünlük bozulur, hem de sanıkların aleyhine sonuçlara yol açılır.
Sonraki ceza, hapis ve para cezası olduğunda, TCK.nun 81/3. maddesindeki sınırı, hapis ve para cezaları için ayrı ayrı kabul edip, buna göre uygulama yapmak aleyhe sonuçlar doğurduğu gibi hükmü, sonraki suçun gerektirdiği cezalara göre farklı uygulamaya sevk eder.
Biz, TCK.nun 81/3. maddesindeki sınırı, sonraki suçun cezasına yapılan ekleme toplamının, sabıkada yer alan ceza miktarını aşmamalı şeklinde anlıyoruz.
Yerleşen uygulamaya göre, sonraki cezanın hapis ve para cezası kısımlarına 81. madde ile ayrı ayrı ekleme yapmak elbette mümkündür. Ancak eğer, hapse yapılan ekleme ile sınıra ulaşılmış ise ayrıca para cezasına ekleme yapmak sınırın aşılması demek olacaktır.
İnceleme konusu davada İİK mahkeme, para cezasını 43.333 lira olarak artırmış, ayrıca hapse de 1 gün eklemiştir. Eklenen hapis cezasını 10.000 lira hesap edersek, 53.333 liralık ekleme yapıldığı, tersi bir hesapta ise 5 gün hapis eklemesi yapıldığı anlaşılır. Halbuki sabıka 46.666 liradır. Her iki şekildeki hesapta da bu miktarın aşıldığı görülmektedir.
647 sayılı Yasanın 5. maddesinin 6. bendinde, 10.000 liranın artıkları sadece 10.000 liradan aşağı hükmolunan cezalara ilişkindir.
Belirtilen nedenlerle TCK.nun 81/3. maddesindeki sınır aşı lmış ve sanığa fazla ceza verilmiş olduğu "gerekçesi ile itiraz edilerek, 4. Ceza Dairesi'nin 1.2.1996 gün ve 8669/896 sayılı onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulması istemiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Sanığın, yedieminlik görevini suistimal suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, OzeI Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasında oluş ve sübutta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözümlenecek sorun, sanığın eski hükümlülüğü nedeniyle cezasına yapılacak arttırım yöntem ve miktarına ilişkindir.
TCK.nun 81. maddesinin 3. fıkrasında; "2. suç için tayin edilecek cezaya tekerrürden dolayı zammı lazım gelen miktar, hiç bir suretle evvelki suç için hükmedilmiş cezaların en ağırından ziyade olamaz" denmektedir.
İtiraz yazısındaki düşünceye göre; "Sonraki ceza hem hapis, hem para cezası olduğunda 81/3. madde hükmü gözetilirken, her iki ceza için yapılan arttırımların toplamına bakmak gerekecektir. Bu düşünce olayımıza uyarlandığında, geçmiş hükümlülük kaydı ndaki 46.666 lira ağır para cezası ndan, hapis cezasına eklenen 1 günün, 10.000 lira üzerinden paraya çevrilerek düşülmesi ve para cezasının, kalan 36.666 lira kadar arttırılması gerekmektedir. Tersi uygulamada, 81. maddenin 3. fıkrasındaki kural çiğnenmiş olacaktı r".
Ceza Genel Kurulu'nun ve Ceza Dairelerinin tümünün yerleşik ve sürekli uygulamasına göre, tekerrüre esas alınacak önceki mahkumiyet, incelenen dosyada olduğu gibi para cezasından ibaret olduğu taktirde, son hükümdeki hem özgürlüğü bağlayıcı ceza, hem para cezası 81. maddenin 1 ve 2. fıkralarının izin verdiği ölçüler içinde artırılarak, yapılan her artırım, tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyetteki miktarı aşıyorsa, aşan miktar 81. maddenin 3. fıkrası uyarınca yapılacak artırımdan düşülecektir. Yani, 81. maddenin 3. fıkrası gözetilirken itirazda olduğu gibi son hükümdeki hapis ve para cezalarına yapılan artırımların toplamına değil, hapis ve para cezalarında yapılan artırımların "her birinin" geçmiş hükümlülük kaydında yazılı miktarı aşıp aşmadığına bakılacaktır.
İtiraza konu dosyada;
Sanık, Niksar Asliye Ceza Mahkemesi'nin 28.5.1990 gün ve 74/113 sayılı kararıyla, TCK.nun 276/2, 19, 276/5, 72. maddeleri ile içtima sonucu 46.666 lira ağır para cezası ile cezalandırılmış, bu cezası 2.10.1990 tarihinde infaz edilmiştir.
Yerel Mahkeme, sanığa önceki aynı neviden suçtan dolayı verilen 46.666 lira ağır para cezasını tekerrüre esas alarak, TCK.nun 81/2. maddesi gereğince 1/6 artırım oranını uygulamak suretiyle, sonraki suçunun 7 gün hapis cezasına 1 gün, 260.000 lira ağır para cezasına da 43.333 lira eklemek suretiyle tekerrür uygulaması sonucu sanığın cezasını, 8 gün hapis ve 303.333 lira ağır para cezası olarak tesbit etmiştir.
Yukardaki açıklamalara göre; sonraki suçun hapis cezasına eklenen 1 gün hapis cezasının karşılığı 10.000 lira tekerrüre esas alınan 46.666 lira ağır para cezasını aşmadığı gibi, para cezasına eklenen 43.333 lira da bu miktarı aşmamaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ Yukarda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının (REDDİNE), 19.3.1996 günü oybirliği ile karar verildi.