 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No : 1996/2-287
Karar No : 1996/297
Tarih : 24.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TEDBİRSİZLİK VEYA DİKKATSİZLİK SONUCU ÖLÜME SEBEBİYET VERMEK ( Cezanın Ertelenmesine Yer Olmadığına Karar Verilirken Yasal ve Yeterli Gerekçe Gösterilmesi )
- CEZANIN ERTELENMEMESİ KARARI ( Karar Verilirken Yasal ve Yeterli Gerekçe Gösterilmesinin Gerekmesi )
- GEREKÇE ( Cezanın Ertelenmesine Yer Olmadığına Karar Verilirken Yasal ve Yeterli Gerekçe Gösterilmesi )
- ERTELEME KARARI ( Cezanın Ertelenmesine Yer Olmadığına Karar Verilirken Yasal ve Yeterli Gerekçe Gösterilmesi )
647/m.6
1412/m.32
2709/m.141
DAVA : Tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek suçundan sanık S. A.nın, TCY'nin 455/1-son maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 130.000 lira ağır para cezasıyla, cezalandırılmasına ilişkin Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 13.6.1995 tarih ve 719-472 sayı ile verilen kararın, sanık müdafıi tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nce 9.5.1996 tarih ve 3888-5129 sayı ile;
( Sair itirazlar yerinde değilse de;
647 sayılı yasanın 6. maddesi uyarınca, sanığın geçmişteki hali ve suç işleme hususundaki eğilimlerini değerlendiren, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden ertelemeye yer olmadığına karar verilmesi... ) isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 20.6.1996 gün ve 628-860 sayı ile; "erteleme ve paraya çevirme, her olayın önem ve özelliğine göre değerlendirilmelidir. Hangi tür cezaların ertelenip, paraya çevrileceği hususunda kalıplaşmış bir kural yoktur. Çoğu zaman hak etmeyen sanıkların cezaları, paraya çevrilip, ertelendiğinden, güven kaybı oluşmakta, mahkeme koridorları kaba kuvvet gösterilerine sahne olmaktadır. Trafık kazaları sonucunda, ölüme veya yaralamaya sebebiyet verme suçlarında, gerekçesiz, erteleme ve paraya çevirme hususunda karar verilebilmelidir. Sanığın kusuru olayın önemi ve bir insan yaşamına yol açan vahim sonucu itibariyle erteleme gerekmez. Kaldı ki erteleme talep edilmeseydi, bu hususta hiçbir karar verilmemesi bozma nedeni oluşturmayacaktı", açıklamasıyla önceki kararda direnmiştir.
Bu karar da, sanık müdafıi tarafından süresinde temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın, "bozma" istekli 26.11.1996 tarih ve 82706 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay 1. Başkanlığı'na gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanık hakkındaki cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, yasal ve yeterli gerekçe gösterilip gösterilmediği hususundadır.
Sanığın sevk ve yönetimindeki araçla, E. D.ye çarpıp, 4/8 oranında kusurlu olarak, tedbirsizlik veya dikkatsizlikle ölüme sebebiyet verdiği kabulüyle, TCY'nin 455/1-son maddesi uyarınca verilen 1 yıl hapis ve 130.000 lira ağır para cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken; "Suçun işlenmesindeki özelliklere, yeri ve vahim sonucuna, süratini yol koşullarına göre ayarlamamasına, olayın önem ve ağırlığına, sonuçta bir insan yaşamına son verilmesine" dayanılmış ve Özel Daire'nin, ertelemeye yer olmadığına karar verilirken, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmemesi biçimindeki bozma kararına karşı da aynı gerekçeyle direnilmiştir.
Ayrıntıları 7.6.1976 tarih ve 4/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Karan ile Ceza Genel Kurulu'nun uyum gösteren kararlarında açıklandığı üzere, erteleme, doğrudan doğruya cezanın, sanığın kişiliğine uydurulmasını sağlayan yargısal bir kişiselleştirme kurumudur.
Mahkemelerce, cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken Anayasa'nın 141/3. ve CYUY'nin 32. maddeleri uyarınca, uygulanmama nedenini gösterir, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi buyurucu bir kural gereğidir.
"Gerekçe", istem konusundaki takdirin; akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Erteleme konusunda gösterilen gerekçenin, soruşturma aşamasında izlenen sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin yerinde takdir edildiğini gösterir biçimde, geçerli, yeterli ve yasal olması aranmalıdır. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan; oluştaki, olumsuzluğu ülkede bazı suçların yoğun biçimde işlenmesini esas alan veya yasadaki sözcüklerin tekrarı ile yetinen açıklamalara dayanılarak ertelemeye yer olmadığına karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine de aykırıdır ve uygulamada keyfıliğe yol açar. Keyfıliği önlemek, tarafları tatmin etmek, kararları aydınlatmak ve denetime olanak sağlamak için, sanığın olay öncesi ve sonrası davranışları göz önünde bulundurularak gelecekteki yaşamı sezilmeli, sanığın suç işleme hususundaki eğilimi değerlendirilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında olaya bakıldığında; suçun işlenmesindeki özellikler, sonuçta bir insanın yaşamının sona ermesi, suçun önem ve ağırlığı, ertelemenin genel olarak caydırıcılığı engellediği gibi haller, sanığın geçmiş ve gelecekteki davranışlarının irdelenerek, ilerideki yaşamının sezinlenmesi sonucunu doğurmayan, olayı ve sonucunu irdeleyen ölçülerdir. Bu itibarla yasal ve yeterli gerekçeler sayılamazlar, o halde direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanık müdafıinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, direnme karannın istem gibi BOZULMASINA, 24.12.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.