Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1996/2-195
K. 1996/206
T. 12.11.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
YERLEŞİK (MESKÛN) YERDE NEDENSİZ YERE ATEŞ ETMEK
TEDBİRSİZLİK VEYA DİKKATSİZLİK SONUCU YARALAMAYA 
    NEDEN OLMAK
ZORALIM
 
KARAR ÖZETİ : Yerleşik (meskun) yerde nedensiz olarak ruhsatsız tabancısıyla ateş ederek, tedbirsizlik veya dikkatsizlikle yaralamaya neden olan sanık hakkında, TCK.nun 79. maddesinin uygulanması "suçların çokluğunu ortadan kaldırmaz" ve TCK.nun 551. maddesine dayalı olarak CMUK.nun 392. maddesi uyarınca yapılan bağımsız zoralım davası sonucunda zoralıma engel oluşturmaz. Suç aleti tabancanın zoralımına karar verilmesi doğrudur.
(765 s. TCK. m. 36, 79, 459/2, 551)
(1412 s. CMUK. m. 392)
 
Tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek ve CYUY.nın 392. maddesi uyarınca bağımsız zoralım davasının yargılaması sonucunda, sanık Coşkun'un, TCK.nun 459/2 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca 1.278.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, ruhsatlı tabancanın zoralımına ilişkin, (Güdül Asliye Ceza Mahkemesi)'nce14.9.1995 gün ve 12-16 sayı ile verilen kararın, sanık tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nce, 3.6.1996 gün ve 5487-6115 sayı ile;
 
(Eylem, kül halinde tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek suçunu oluşturduğu, taksirli suçtan dolayı zoralım kararı verilemeyeceği, her ne kadar hazırlık soruşturması sırasında TCK.nun 551. maddesine aykırılıktan sanık hakkında önödeme nedeniyle takipsizlik kararı verilmiş ise de, olayın gelişimi itibarı ile bu suçun oluşmayacağı ve bu itibarla da zoralım kararı verilemeyeceği gözetilmeden, meskun mahalde silah atmak suçuna hasren zoralım kararı verilmesi) isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
 
Yerel Mahkeme ise, 18.7.1996 gün ve 10-11 sayı ile; (sanık, düğün töreni sırasında ruhsatlı tabancası ile önce üç el havaya ateş etmiş, son merminin patlamaması üzerine, kontrol amacıyla herhangi bir önlem almadan yere doğru yöneltip bir kez daha ateş etmiş, bu atış sonucunda mağdurenin yaralanmasına sebebiyet vermiştir. İki farklı eylem ve iki suç oluştuğundan TCK.nun 551. maddesine dayalı olarak zoralım kararı verilmelidir) açıklaması ile direnmiştir.
 
Bu karar da sanık tarafından süresinde temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "onama" istekli 9.9.1996 gün ve 88324 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay 1. Başkanlığı'na gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
İncelenen dosyaya göre;
 
Bir düğün töreni sırasında ruhsatlı tabancası ile önce üç el havaya, daha sonra tabancanın tutukluk yapması üzerine, kontrol amacıyla tetik boşaltırken bir el yere doğru ateş eden ve son ateşi sonucunda mağdurenin dikkatsizlik veya tedbirsizlik sonucu yaralanmasına sebebiyet veren sanığın, ruhsatlı tabancasının zoralımına karar verilip verilemeyeceği, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.
 
Yukarıda açıklanan oluşta bir uyuşmazlık yoktur. Güdül C. Savcılığı bu oluşun TCK.nun 551. maddesine uyan meskun mahalde nedensiz yere ateş etmek ve tedbirsizlik veya dikkatsizlikle yaralamaya sebebiyet suçlarını oluşturduğundan bahisle, TCK.nun 551. maddesindeki suç nedeniyle sanığa önödeme ihtarında bulunmuş, sanık önödemede bulunduğundan bu suçtan koğuşturmaya yer olmadığına karar vererek, tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek suçundan sanığın cezalandırılması ve CYUY.nın 392. maddesi uyarınca tabancanın zoralımına karar verilmesi istemiyle kamu davası açılmıştır.
 
Yerel Mahkeme, sanığın iki fiili ve buna dayalı olarak, TCK.nun 551 ve 459. maddelerine uyan iki suçu bulunduğunu kabul ederek, TCK.nun 551. maddesine uyan suç nedeniyle, bağımsız zoralım davası sonunda, CYUY.nın 392 ve devam eden maddeleri uyarınca ruhsatlı tabancanın zoralımına karar vermiştir.
 
Sanığın fiili, T.C. Yasasının iki ayrı hükmünün, 551 ve 459. maddelerini ihlal etmiş, ancak TCK.nun 79. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince sanığın en ağır cezayı gerektiren TCK.nun 459/2. maddesi uyarınca sorumlu tutulması gerekmiştir. Ancak, bu uygulama suçların çokluğunu ortadan kaldırmaz. Esasen, TCK.nun 551. maddesindeki suç oluşmakla beraber, TCK.nun 79. maddesi hükmü karşısında sanığa ceza verilmemektedir. Ancak, bu hal meskun mahalde nedensiz yere ateş eden sanığın ruhsatlı tabancasının, TCK.nun 551. maddesine dayalı olarak, CYUY.nın 392. maddesi uyarınca yapılan bağımsız zoralım davası sonucunda, zoralımına engel oluşturmaz. Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararı isabetlidir. Sair yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmelidir.
 
Kurul üyelerinden İ. Yücel; (Başlangıçta meskun mahalde silah atmak olarak nitelendirilen suç, olayın gelişimi itibariyle tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya sebebiyet vermek suçuna dönüşmüştür. Taksirli suçlarda da zoralım kararı verilemez. Şayet sanığın meskun mahalde silah atması eyleminde, herhangi bir yaralanma olmasaydı, yapılan hazırlık soruşturması sırasında müsnet suçtan dolayı sanığa yaptırılan ön ödemeden sonra C. Savcısı, Sulh Ceza Mahkemesinden suçta kullanılan tabancanın CMUK.nun 392 ve devamı maddeleri gereğince zoralımını talep edecek, esas davayı görmekte yetkili sulh ceza mahkemesi de tabancanın zoralımına karar verecekti. Fakat olay başka türlü gelişmiş, suç taksirle yaralama suçuna dönüşmüştür. Taksirle yaralamaya neden olmak suçundan da, zoralım kararı verilemeyeceği gibi, Asliye Ceza Mahkemesi esas davayı yani TCK.nun 551. maddesine muhalefet suçuna ait davayı görmeye yetkili olmadığından suç konusu tabanca hakkında TCK.nun 36. maddesi gereğince zoralım kararı veremez) görüşüyle, diğer üyeler ise;(Özel Daire bozma kararının haklı nedenlere dayandığını) ileri sürerek, direnme kararının bozulması gerektiği yönünde oy kullanmışlardır.
 
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanığın temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının istem gibi (ONANMASINA), 12.11.1996 tarihinde yasal oyçokluğuyla karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini