Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1996/1-105
K. 1996/130
T. 11.6.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
KAN GÜTME NEDENİYLE ADAM ÖLDÜRMEK
AĞIR TAHRİK
SALDIRGAN SARHOŞLUK
 
ÖZET:i- Yirmidört yaşındaki Oğlunun şikayetçi tarafından öldürülmesinden sonra, yeni olaylar çıkmaması için köyü terkeden; öç alma bilinci, ve gelenekleri sürdürme amacıyla değil, tesadüfen karşılaştığı katılanı oğlunun öldürülmesi olayının yarattığı gazap ve şedit elemin doğurduğu ağır tahrik altında avlanmak amacıyla yanına aldığı av tüfeğiyle yirmibir metre uzaklıktan ateş ederek yaralayan, savunması da bu doğrultuda olan sanığın; kat gütme nedeniyle suç işlemediğinin kabulü gerekir.
 
     2- Suçu, sarhoş olması nedeniyle ve sarhoşluğunun etkisiyle olmayıp oğlunun öldürülmesinin doğurduğu ağır tahrik sonucu işlediği anlaşılan sanık hakkında, saldırgan sarhoşluk suçundan mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırıdır.
(765 s. TOK. m. 51/2, 450/10, 572/1)
 
Kan gütme saiki ile adam öldürmeye teşebbüs ve saldırgan sarhoşluk suçlarından sanık Yüksel'in TCK.nun 450/10, 62, 59, 572/1, 59. maddeleri gereğince 16 yıl 8 ay ağır hapis ve 1 ay 20 gün hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına~ feri ceza tayinine ilişkin, (Muğla AğırCeza Mahkemesi)'nce verilen 17.5.1995 gün, 420/142 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 9.11.1995 gün, 3068/3272 sayı ile;
 
"1- Müdahil Vahit'in, 9.5.1990 tarihinde sanığın oğlunu öldürdüğü ve 3713 sayılı Yasadan yararlanarak cezaevinden çıktığı, oğlu öldürülen bir baba için bu acının geçtiğini kabule elverişli bir zaman geçmeden müdahili öldürmeye teşebbüs ettiği, müsnet suçu maruz kaldığı bu ağır tahrikin etkisiyle değil, kötü bir geleneği bir görev bilinciyle sürdürmek amacıyla işlediğini kabule elverişli delil elde edilemediği gözönünde tutulduğunda, sanığın TCK.nun 448, 62, 51/2, 59. maddeleriyle cezalandırılmasında zorunluluk bulunduğu halde yazılı şekilde hüküm kurulması,
 
2- Ağır bir tahrik etkisiyle suç işleyen sanığın mütecaviz sarhoşluktan cezalandırılmasına karar verilmesi,
 
3- Emanete kayıtlı boş fişekler ve saçma tanelerinin zoralımı hususunda bir karar verilmemesi" isabetsizliğinden bozmuş,
 
Yerel Mahkeme, 27.12.1995 gün, 339/371 sayı ile;
 
"İİK olaydan sonra geçecek zaman süresi, her kişiye göre değişebilecektir. Sanık cezaevinden çıkan mağduru görmüş ve bu fiili işlememiştir. Bu nedenle tahrik altında değildir. Oğlunun öldürülmesi nedeniyle bu fiili işlemiştir. Oğlunun öldürülmesi yasa tarafından ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle (1) ve buna bağlı olarak (2) nolu bozmaya uyulmamıştır. Müsadere konusunda da her zaman karar verilebilecektir" gerekçesiyle direnilmiştir.
 
Re'sen temyize tabi olan bu hükmün sanık vekili tarafından da Yargıtay'ca incelenmesi talep olunmakla dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "bozma" istemli 22.4.1996 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, Ceza Genel kurulu'nda duruşmalı inceleme yapılacağına dair yasal bir hüküm olmadığından sanık vekilinin duruşma isteminin reddi ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
 
Sanığın adam öldürmek suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, suçun kan gütme saiki ile işlerlip işlenmediğine ilişkindir.
 
Saik; failin eyleme geçmesine etken olan nedenlerdir. Yasanın suç unsuru veya ağırlatıcı neden olarak kabul ettiği hallerde saike itibar edilmelidir.
 
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 18.2.1991 gün, 1/41; 11.3.1991 gün, 36/76; 14.10.1991 gün, 233/264 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, kan gütme; failin, daha önce öldürülen bir kimsenin intikamını almak için, İİK olayın doğurduğu elem ve infial geçtikten sonra suçlunun mensup olduğu gruptan birisini veya suçluyu öldürmesidir.
 
Adam öldürme ~suçunun kan gütme saiki ile işlendiğinin kabulü için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi gerekir:
 
1- Olaya neden olan önceki hadise, ölümle sonuçlanmış olmalıdır.
 
2- Fail, önceki suç failini veya onun mensubu olduğu grup ya da aileden birisini, öç alma duygusuyla ve bir görev bilinciyle öldürmelidir.
 
3- ilk öldürülen ile ikinci suçun faili arasında kan hısımlığı bulunması şart olmayıp, suçun kan gütme saiki ile işlenmesi yeterlidir.
 
4- İlk öldürme olayı ile, ikinci olay arasında çok kısa olmayan bir süre geçmeli, bu süre içinde fail, ilk öldürme olayından duyduğu her türlü acı, kızgınlık ve öfkeden arınarak geleneklerin etkisiyle bir görevi yerine getirme istek ve bilinciyle hareket etmelidir.
 
Maddi olayda; sanığın oğlu 9.5.1990 tarihinde şikayetçi tarafından öldürülmüş ve TCK.nun 448, 51/1, 59. maddeleri gereğince 15 yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilen şikayetçi, 3713 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinden yararlanarak 9.5.1993 günü tahliye olmuştur.
 
Sanık, oğlunun öldürülmesi üzerine köyü terketmiş ve Milas İlçesi'ne yerleşmiştir. 13.11.1994 günü, köyde bulunan tarlasını satın almak isteyen Mehmet ile yol üzerinde bulunan lokantalardan birinde buluşup pazarlık yapmıştır. Fiyat konusunda anlaşma sağlanamamış, içki içen sanık tarlayı satmasını abisine söylemek amacıyla kendi kullandığı arabasıyla köye gitmiştir. Köyde bulunan üç yol kavşağına gelince şikayetçiyi görmüş, avlanmak amacıyla yanına aldığı av tüfeği ile 21 metre mesafeden ateş ederek müdahili yaralamıştır.
 
Sanık, 24 yaşındaki oğlunun öldürülmesinden sonra yeni olaylar çıkmaması için köyü terketmiş, öç alma bilinci ve gelenekleri sürdürme amacı ile değil, tesadüfen karşılaştığı katılana, oğlunun öldürülmesi olayının yarattığı gazap ve şedit elemin doğurduğu ağır tahrik etkisiyle ateş etmiştir. Sanığın savunmaları, suçun işlenmesindeki özellikler, olayın akışı ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, kan gütme saikinin suçun işlenmesinde etken olmadığı sonucuna varılmakla direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
 
Öte yandan olay; sanığın sarhoş olması nedeniyle ve sarhoşluğunun etkisiyle meydana gelmemiş, oğlunun öldürülmesinin doğurduğu ağır tahrik sonucu işlenmiştir. Sanığın alkollü olmasının olayda etken olmaması nedeniyle hakkında saldırgan sarhoşluk suçundan mahkumiyet hükmü kurulması da yasaya aykırıdır.
 
SONUÇ Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), tebliğnamedeki düşünce gibi, 11.6.1996 günü oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini