 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1995/7-289
Karar no : 1995/328
Tarih : 7.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
5680/m.33/3
1412/m.135,326
5680 Sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan sanık Ş. Karadağ'ın, aynı yasanın 33/3 son TCK. nın 119,59 ve 547 Sayılı Yasanın 4 ncü maddesi uyarınca sonuç ve toplam olarak 12.540.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesince 16/12/1993 gün ve 427/1451 sayı ile verilen kararın sanık mudafi tarafından temyiz üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 14/10/1994 gün ve 7168-10206 sayı ile;
( 3842 Sayılı Yasa ile değişik C.M.U.K. nin 135 nci maddesi uyarınca yasal hakları hatırlatılmadan sanığın sorgusu yapılmak suretiyle, savunma hakkının kısıtlanması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 28/12/1994 gün ve 757-693 sayı ile; sanık adına davetiyle tebliğ edilmeden, önceki kararda direnmiştir.
Bu karar da sanık müdafi tarafından süresinde temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" istekli 13/10/1995 gün ve 7-34242 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay 1. başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR :
İncelenen dosyaya göre;
Sanık hakkında kurulan mahkumiyet kararı, Özel Daire tarafından sanık lehine bozulmuştur. Bozmadan sonra Yerel Mahkeme, CYUY. nın 326/2. maddesi uyarınca sanığa duruşma gününü bildirir davetiyle tebliğ edilmeden önceki kararda direnmiştir.
C.M.U.K. nın 326 nci maddesinde "Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak mahkeme, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar.
Sanık veya müdahil ve vekillerine davetiye tebliğ olunamaması veya tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle.... " hükmü yer almaktadır.
Savunma hakkıyla doğrudan ilişkili bulunan bu kural uyarınca bozmadan sonra yapılan duruşmada, sanığa duruşma gününü bildirir davetiyle tebliğ edilmeli, buna rağmen duruşmaya gelmediği takdirde, bozma kararı sanığın lehine bulunduğundan bir karar verilmelidir. Ancak, sanığa davetiye tebliğ edilip duruşmadan haberdar edilmeden herhangi nihai karar verilmesi C.M.U.K. nın 326/2 nci maddesindeki buyurucu usul kuralına aykırıdır.
Bu itibarla, sair yönleri incelenmeyen, direnme kararının bu usuli sebepten bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanık müdafinin temyiz itirazla ile tebliğnamedeki bozma düşüncesi bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen kararın, bu USULİ SEBEPTEN BOZULMASINA, 07.11.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.