 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1995/4-146
K. 1995/170
T. 29.5.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KONUT DOKUNULMAZLIĞINI BOZMAK
KARAR ÖZETİ: Olayda, eşi Almanya'da işçi olarak çalışan mağdureye; sanığın, 15 günden beri telefon edip seni seviyorum, seninle sevişmek istiyorum" dediği, olay günü ise telefonda "bir arkadaşımla saat 24.00'te seninle sevişmeye geliyoruz dediği, mağdurenin suçüstü yakalatmak amacıyla sanığı eve çağırdığı ve durumu zabıtaya bildirdiği, zabıtanın mağdurenin konutunun eklentisinde saat 24.00'te sanığı bıçağı ile yakaladığı, diğer arkadaşının kaçtığı anlaşıldığından, sanıkların; gayrimeşru münasebette bulunmak amacıyla mağdurenin konutunun eklentisine girdikleri, mağdurenin gerçek iradesinin onları suçüstü yakalatmaya yönelik olduğu, aklen. ve adeten kocasının rızasının olamayacağı cihetle, sanıkların mağdurenin davetinde samimi olduğu inancıyla da olsa onun evinin eklentisine girmeleri konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturur.
(765 s. TCK. m. 193/2)
Geceleyin konut dokunulmazlığını bozma ve saldırgan sarhoşluk suçlarından sanıklar Osman ve Zafer'in beraatlerlne, sarkıntılık suçundan sanık Osman'ın, TCK.nun 421 ve 647 sayılı yasanın 4. maddeleri uyarınca 900.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Sarıkaya AsIiye Ceza Mahkemesi) 'nce verilen 20.12.1993 gün ve 195/140 sayılı hükmün katılan ve sanık Osman vekilleri tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 21.11.1994 gün ve 6431-9946 sayı ile:
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanıkların; ahlak dışı kötü bir amaçla gece; katılanın konutu eklentisine girdiğinin anlaşılması karşısında, katılanın onları suçüstü yakalatmaya yönelik tutumunun yasal anlamda istek sayılamayacağı, bu nedenle konut dokunulmazlığını bozma suçunun öğelerinin oluştuğu gözetilmeden yerinde -görülmeyen gerekçe ile beraatlerine karar verilmesi,
2- Sanık Osman müdafiinin 647 sayılı Yasanın 5. maddesinin uygulanmasını da kapsar biçimindeki isteği hakkında bir karar verilmemesi,
3- Sanık hakkında 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uygulanırken, kişiliği olumlu değerlendirildiği halde aynı Yasanın 6. maddesi gereğince erteleme-de yargıca ölçü olması gereken sanığın geçmiş durumu ve suç işleme konusundaki eğilimi gibi nitelikleri değerlendirilmeden yasal olmayan nedenlere dayanılarak ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesi açısından kabul edilen gerekçeyle çelişerek ertelemeye yer olmadığı biçiminde hüküm kurulması" isabetsizliğinden kararı bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 30.1.1995 gün ve 1994/214-1995/10 sayı ile; (2) ve (3) nolu bozma nedenlerine uymuş, (1) nolu bozma nedenine karşı; "Mağdurenin sanıkların eve girmeleri konusunda sakat da olsa iradesi vardır. Bu iradenin sakatlığı sanıklar tarafından bilinmediğine göre konut dokunulmazlığını bozma suçu oluşmaz. Çünkü, sanıklar onun rızaen çağırmadığını bilselerdi emniyetin tedbir aldığı avluya gelmeyecekleri kesindir" biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de katılan vekili ve üst C. Savcısı tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istekli 2.5.1995 gün ve 32668 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Eşi Almanya'da işçi olarak çalışan mağdureye, 15 günden beri telefon edip "seni seviyorum, seninle sevişmek istiyorum vs." diyen sanık Osman'ın, olay günü de "bir arkadaşımla saat 24.00'de seninle sevişmeye geliyoruz" diye telefonla haber vermem üzerine, mağdurenin sanıkları suçüstü yakalatmak amacıyla onları eve çağırıp durumu zabıtaya bildirdiği, tertibat alan zabıtanın saat 24;00 sularında mağdurenin konutu eklentisine (avluya) giren sanıklardan Osman'ı bıçağı ile yakaladığı, diğer sanık Zafer'in kaçtığı saptanan olayda, Özel Daire ile Yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, eşi Almanya'da olan mağdurenin davetinde samimi olduğuna inanıp, onunla gayri meşru münasebetlerde bulunmak amacıyla evin eklentisine giren sanıkların eylemlerinin konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.
18.2.1942 gün ve 21/4 sayılı İçtihadı Bileştirme Kararında belirtildiği üzere, kocanın izni olmadan karının daveti üzerine gayrimeşru münasebetlerde bulunmak amacıyla eve girmek, onun konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturur.
Maddi olayda, sanıkların gayrimeşru münasebetlerde bulunmak amacıyla mağdurenin konutu eklentisine girdikleri saptandığına göre, mağdurenin rızası olsa dahi kocasının rızası olmayacağı aklen ve adeten açıktır. Kaldı ki mağdurenin gerçek iradesi, sanıkları eve davet olmayıp onları suç üstü yakalatmaya yöneliktir. Bu itibarla sanıkların, mağdurenin davetinde samimi olduğu inancıyla da olsa gayrimeşru münasebetlerde bulunmak amacıyla onun evi eklentisine girmeleri konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturacağından, mahkumiyetleri yerine yasal olmayan gerekçeyle beraatlerine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
0 halde, Yerel Mahkeme direnme hükmünün açıklanan bu nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi (BOZULMASINA), 29.5.1995 günü oybirliğiyle karar verildi.