 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1995/3-244
K. 1995/267
T. 3.10.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ERTELEME
GEREKÇE
KARAR ÖZETİ Cezanın ertelenmeme nedenini gösterir gerekçe; yasal ve yeterli akla, hukuka ve dosya üzerindeki bilgi ve belgelere uygun olmalıdır. Yasal, yeterli ve geçerli olmayan gerekçe ile ertelememe kararı verilmesi uygulamada keyfiliğe yol açacağından, keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, kararı aydınlatmak için sanığın olay öncesi davranışları gözönünde bulundurularak gelecekteki yaşamı sezilmeli suç işleme hususundaki eğilimi değerlendirilmelidir.
Maddi olayda yüksek mimar, sabıkasız,.......... Yüksek Komiserler Kurulu'nda 1980 yılından bu yana Üye ve Türkiye......Cemiyeti Genel Sekreteri olan, sorgusu da talimatla yapılan sanığın, duruşma aşamasında da gözlenmiş bir olumsuzluğunun bulunmadığı anlaşıldığına göre cezasının ertelenmemesi yasal ve yerinde değildir.
(647 s. CİK. m. 6)
(1412 s. CMUK. m. 32)
(2709 s. Anayasa m. 141/3)
6831 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık İlyas'ın aynı Yasanın 93. maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Bolu Sulh Ceza Mahkemesi)'nce24.11.1994 gün ve 713/ 1113 sayı ile verilen kararın, sanık tarafından temyizi üzerine. Yargıtay üçüncü Ceza Dairesince, 3.7.1995 gün ve 7833/8810 sayı ile; "usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına" oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise, 13.7.1995 gün ve 45520 sayı ile; (Yerel Mahkeme cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verirken;
a) Suçun işlenişi:
Sanık, tamamı Ömer'e ait olan taşınmazı suç tarihinden 20 sene önce satın almış, tümü 25.292 m2 olan çiftlik alanının 6.932 m2 olan kısmı dışında kalan bölümü 1987 yılında orman tahdit sınırları dışına çıkarılmıştır. Şayet orman kadastro çalışmalarının yapıldığı 13.8.1986 tarihinde zilyet olarak sanık yerine Ömer yazılmamış olsaydı, 2924 sayılı Yasadan yararlanacaktı.
Sanığın suçu işleme biçimi bu nedenle ertelemeye engel değildir.
b) Sanığın Kişiliği:
14.4.1931 doğumlu, sabıkasız, yüksek mimar, Türkiye' deki......sporunun gelişmesindeki hizmetleri, 1980 yılından bu yana ve halen tabiatı koruma konusunda fikri ve fiili hizmetler sunan Yüksek Komiserler Kurulu Üyeliği gibi sıfat ve hizmetleri bulunan sanığın, ilerde bir daha suç işlemeyeceği kanısının oluşması sözkonusu olmalıdır. Sanığın sorgusu talimatla yapılmış olup, mahkemece de görülmemiştir.
3506 sayılı Yasa ile ahlaki eğilimlerini ertelememe gerekçesi olarak kullanılamayacağı belirlendiği halde, ertelememe gerekçesi olarak kullanılmıştır.
7.6.1976 gün, 4/3 sayılı İ.B.K ve 11.10.1976 gün, 367/415; 6.12.1982 gün, 388/470; 19.4.1993 gün ve 69/99 sayılı Ceza Genel Kurulu Kararlarında açıklandığı üzere erteleme gerekçesi sanığın kişiliği ve suçun işlenmesindeki özelliklere uygun olmalıdır) açıklamasıyla itiraz etmiştir.
Dosya, Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, Yerel Mahkemece sanığa tayin olunan cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçede yanılgıya düşülüp düşülmediği hususundadır.
Ayrıntıları 7.6.1976 gün ve 4/3 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı ile Ceza Genel Kurulunun uyum gösteren görüşlerine göre, ERTELEME; cezanın, sanığın kişiliğine uydurulmasını sağlayan yargısal kişiselleştirme kurumudur.
Mahkemelerce cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, Anayasanın 141/3 ve CYUY. nın 32 nci maddeleri uyarınca, uygulanmama nedenini gösterir yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi zorunludur.
Gerekçe; istem konusundaki takdirin akla, hukuka ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelere uygun açıklamasıdır. Ertelemeye yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçenin soruşturma aşamasında izlenen sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde geçerli yeterli ve yasal olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli olmayan bir gerekçeye dayanılarak erteleme isteminin reddine karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine de aykırıdır ve uygulamada keyfiliğe yol açar. Keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek ve kararı aydınlatmak için sanığın olay öncesi ve sonrası davranışları gözönünde bulundurularak, gelecekteki yaşamı sezilmeli, sanığın suç işleme hususundaki eğilimi değerlendirilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; 1931 doğumlu evli ve üç çocuklu, yüksek mimar, sabıkasız......Yüksek Komiserler Kurulunda 1980 yılından bu yana Üye ve Türkiye Cemiyeti Genel Sekreteri olan, sorgusu da talimatla yapılmış bulunan sanığın, duruşma aşamasında da gözlenmiş bir olumsuzluğunun bulunmadığı anlaşıldığına göre; 647 sayılı Yasının 6. maddesinde, 3506 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle çıkarılan, "ahlaki eğilimleri" deyimine de yer veren ve yerinde olmayan bir gerekçe ile sanığın cezasının ertelenmemesi yasal ve yerinde değildir.
Bu itibarla, itirazın kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ Açıklanan nedenlerle, itirazın KABULÜNE,Özel Daire onama kararının kaldırılarak hükmün (BOZULMASINA), 3.10.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.