Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1995/1-60
Karar no : 1995/89
Tarih : 27.3.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • ADAM ÖLDÜRME ( Sanığın Taammüden İşleyip İşlemediğinin Araştırılmasının Gerekmesi )
  • TAAMMÜDÜN VARLIĞI ( Failin Bir Kimseye Karşı Bir Suçu İşlemeye Sebatla ve Koşulsuz Olarak Karar Verip Vermediğinin Belirlenmesi )
  • SANIĞIN SEBATLA VE KOŞULSUZ KARARI (Taammüdün Varlığı)
  • FAİLİN SUÇU İŞLEMEKTEN VAZGEÇMESİ ( Fakat Bir Başka Nedenle ve Ani Bir Kararla Fiili İşlemesinde Tasarlamadan Söz Edilememesi )
 
765/m.450,51,55,59
 
DAVA : Adam öldürmek suçundan sanık A. Y.nim, TCK'nin 450/4, 51/1, 55/2, 59 maddeleri gereğince 6 sene, 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 14.12.1993 tarih, 18/201 sayılı re'sen temyize tabi olan hükmün sanık vekili tarafından da temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi 7.7.1994 tarih, 1702/425 sayı ile;
"a- Mahkeme, sanığın ikrarına bağlı olarak 'maktülün, sanığa çirkin tekliflerde bulunduğunu, bakışları ile de rahatsız ettiğini, bunu hazmedemeyen sanığın sebze ayıklamakta kullandığı tahta saplı bıçakla onu öldürerek kendisine yaptığı teklifin acısını çıkarmayı aklına koyduğu, olay gecesi camiye gitmekte olan sanığa maktülün yine aynı teklifi tekrarladığını' kabul ettiğine göre olay gecesi tekrarlanan haksız hakaret nedeniyle sanığın suçu işleme kararında maktülün yenilenen teklifinin etkili bulunduğu dikkate alınmadan suçun kasten ve tehevvüren işlendiğinin kabulü yerine soğukkanlı olarak karar vermesi, kararla icra arasında sebat ve ısrarı gösteren sürenin geçmesi gibi unsurları bulunmayan taammüdün varlığı ile yazılı şekilde karar verilerek suç vasfının tayininde hata edilmesi,
b- Sanık hakkında TCK'nin 450/4, 51/1, 55/2. maddeleri uygulanırken, 15 yıl olan cezanın gerekçe gösterilmeden asgari haddin üstünde 20 yıl olarak verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel mahkeme 10.11.1994 tarih, 176/174 sayı ile, bozmanın ( b ) bendine uymuş, ( a ) bendinde ise, "sanığı suça sevkeden saik, maktülün çirkin teklifleridir. Sanık, bu teklifler üzerine tahrike kapılmış, öldürmeye karar vermiş, olay günü bıçağını alarak camiye gitmiş, dönüşünde bir süre etrafta dolaşmış, kararından vazgeçmeyerek maktülün evine gitmiş, onun gelmesini beklemiştir. Maktül gelince bu kararından vazgeçmeyip onu bıçaklamıştır. Maktülü beklemekle, kararından vazgeçmediğini göstermiştir. Suçun aniden ve kızgınlıkla işlendiği kabul edilemez" gerekçesiyle direnmiştir.
Resen temyize tabi olan bu hükmün ayrıca sanık vekili tarafından da temyizi üzerine dosya; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "onama" istemli 15.2.1995 tarihli tebliğnamesiyle birinci başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sanık hakkında adam öldürmek suçundan açılan davada, Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, suçun taammüden işlenip işlenmediğine ilişkindir.
Kaynak İtalyan ceza yasası ile Türk ceza yasasında tasarlama ( taammüd ) tarif edilmemiş, bazı suçlarda ağırlaştırıcı sebep olarak kabul edilmiş ve tasarlamanın tanımı uygulamaya bırakılmıştır.
Tasarlama, ani kast türünün dışında kalmakta, düşünce kastına girmektedir. Hukuki mahiyeti öğretide tartışmalıdır. Yargıtayımızın duraksamasız uygulamalarına göre, failin bir kimseye karşı belli bir suçu işleme niyetinde sebatla ve koşulsuz olarak karar vermesi, ulaştığı ruhi sükunete rağmen bu kararından vazgeçmeyip, kararını ısrarla ve bu akış içerisinde icraya başlayıp başlamadığı olaysal olarak değerlendirilmek suretiyle tasarlamanın varlığı saptanmalıdır. Fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında bir süre geçmektedir. Fail, bu süre içerisinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte ve suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi fakat bir başka nedenle ve ani bir kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının ne zaman alındığı ve eylemin ne zaman işlendiği mevcut kanıtlarla saptanmalı, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükunete ulaşılıp ulaşılamayacağı araştırılmalıdır.
Maddi olayda; 16 yaşında olup ablasının yanında kalan ve pazarcılık yapan sanığa, aynı apartmanın giriş katında oturan maktül ahlaka aykırı tekliflerde bulunmuş, sarkıntılık yapmıştır. Sanık; olay gecesi camiye giderken, maktülün kapısının önünden geçtiği sırada kapı açılmış, maktül cinsel ilişki önerisinde bulunarak sanığı eve çağırmış, sanık ise kaçmıştır. Saat 23.30 sıralarında eve dönen sanık, öldürülenin bu davranışları üzerine kömürlükte bulunan ve pazarcılıkta kullandığı bıçağı alarak evine çıkmış, çok kısa bir süre oturduktan sonra geri gelerek balkondan maktülün evine girmiş, evde onu bulamamış, dışarı çıkacağı sırada eve gelen maktülle karşılaşmış, "ikna olup geldin mi?" demesi üzerine de bıçakla saldırıp maktülü öldürmüş ve bıçağı da orada bırakarak kaçmıştır.
Sanık, olay akşamı maktülün kendisine ilişki teklif etmesi ve eve almak istemesi üzerine, camiden dönüşte suçu işlemeye karar vermiş, bıçağı alarak odasına çıkmıştır. Kısa bir süre sonra ise fiili gerçekleştirmiştir. Maktülün daha önceki teklifleri üzerine suçu işlemeye kesin karar vermiş, bu konuda bir plan yapmamıştır. Fiilin işlenmesinde; maktülün, olay akşamı yaptığı teklifi ve sözleri etkili olmuş, bu davranış üzerine sanık ani bir karar vererek cinayeti işlemiştir. Soğukkanlılıkla verilmiş bir suç kararı yoktur. Sanığın camiden dönüşünde karar verip, bıçağı alması ve kendi evine gidip bilahare olay yerine gelmesi arasında geçen süre, ruhi sükunete ulaşması için yeterli bir zaman süresi değildir. Sanığın, müsnet suçu işleme niyetinde sebatla ve koşulsuz olarak karar verdiği, ulaştığı ruhi sükunete rağmen bu kararından vazgeçmeyerek bu kararını ısrarla yerine getirdiği kabul edilemez. Bu nedenlerle, suçun kasten işlendiğinin kabulü gerektiğinden, yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, 27.3.1995 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini