Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1995/1-213
K. 1995/271
T. 10.10.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
YASAL SAVUNMADA ZARURET SINIRI
 
KARAR ÖZETİ Yasal savunmanın kabulü için; maddi mahiyette haksız bir saldırı bulunmalı, savunma ile saldırı hemzaman olmalı, savunma; saldırı devam ederken yapılmalı, savunma ile saldırı arasında uygun oran bulunmalıdır. Başlayacağı muhakkak olan bir saldırıyı başlamış, bitmiş olmasına rağmen tekrarından korkulan bir saldırıyı sona ermemiş saymak zorunludur. Yasal savunmada aşırılığa kaçılması, failin uygun olmayan vasıta ile kendini savunması veya saldırganı etkisiz hale getirdikten sonra savunmayı sürdürmesidir. Savunmada zaruret sınırı, failin o andaki ruh haline göre belirlenir.
 
Maddi olayda; polis tarafından aranmakta olan maktül, olay gecesi tanıştığı sanığın lokantasında, sanıkla aynı masada içki içerken, sanığın içki yerine su bardağını kaldırmasına kızmış, hakaret etmiş, sanığın içki masasından kalkmasına engel olmuş, devamlı tabancasının kabzasını okşamış, yanındakilere; "bu adamı vuracağım, cezasını vereceğim" demiştir. Maktül masadan kalkıp 2-2,5 metre uzaklaştığında, geriye dönüp ateş etmiş, silahı tutukluk yapmıştır. öldürüleceğinden korkan sanık da dört el ateş etmiş, maktül yaralanmış daha sonra ölmüştür. Sanığın ruh hali, maktülün kişiliği, davranışları ve ateş etme ihtimalinin bulunması nedeniyle onu etkisiz hale getirmek için birden ziyade ateş edildiği nazara alındığında, zaruret sınırının aşılmadığının kabulü gerekir.
 
(765 s. TCK. m. 49, 50)
 
Kasten adam öldürmek suçundan sanık Coşkun hakkında, TCK.nın 49/ 2. maddesi gereğince ceza tertibine yer olmadığına ilişkin, (Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi)'nceverilen 27.5.1994 gün, 58/147 sayılı hükmün katılan ve sanık vekilleri tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 15.11.1994 gün, 3942-3913 sayı ile;
 
"Sanığın, olayın başlangıcında hayatına yönelik tehdit karşısında meşru müdafaa durumunda kalmış olmakla birlikte, dosya kapsamı ve tabanca ile müteaddit kere ateş ederek maktülde üç öldürücü yara husule getirdiği hususları nazara alındığında, zaruretin tayin ettiği hududu tecavüz ettiği neticesine varılmakla, hakkında TCK.nın 49. maddesi delaletiyle 50. maddesi hükmünce ceza tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden bozmuş,
 
Yerel mahkeme, 9.3.1995 gün, 424/66 sayı ile;
 
"TCK.nın 49 ve 50. maddeleri uygulanırken sadece objektif ölçüler değil, olayın olduğu yerin niteliği, büyüklüğü, maktülün kişiliği, davranışları ile sanıkta meydana gelen subjektif durum nazara alınmalıdır. Olay; lokantanın özel ve küçük odasında meydana gelmiştir. Sanık, basından tanıdığı maktulun adam vurmaktan çekinmeyeceğine inanmıştır. Ateş edilmeden önce, tabancasının kabzası ile oynayan maktül, sanığı öldüreceğini söylemiş, ayağa kalkıp dışarı çıkar gibi yapmış, iki üç adım sonra aniden dönerek çok kısa mesafeden silahını doğrultmuş, tetiğe basmış, ancak silah ateş almamıştır. Öldürüleceği endişesinde olan sanık, silahını çekerek ateş etmek zorunda kalmıştır. Sanığın birden fazla ateş etmesi, kendi hayatına yönelik olan maktülün davranışını etkisiz hale getirmek amacıyla yapılmış bir harekettir. Sanık, yasal hududu aşmamıştır. Sanıktan sadece bir el ateş etmesi ve öldürücü bölgelere ateş etmemesi istenemez. Olayın oluş biçimi ve sanığın ruhsal durumu da dikkate alınmıştır" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
 
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi katılan vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "onama" istemli 12.6.1995 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
Sanık hakkında kasten adam öldürmek suçundan açılan davada, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, fiilin yasal savunma koşulları içinde işlenip işlenmediğine ilişkindir.
 
TCK.nın 49. maddesinde düzenlenen yasal savunmanın kabulü için; maddi mahiyette haksız bir saldırı bulunmalı, savunma ile saldırı hemzaman olmalı, savunma; saldırı devam ederken yapılmalı, savunma ile saldırı arasında uygun oran bulunmalıdır. Ancak, saldırının varlığını geniş manada anlamak ve başlayacağı artık muhakkak olan bir saldırıyı başlamış, keza bitmiş olmasına rağmen tekrarından korkulan bir saldırıyı da henüz sona ermemiş saymak zorunludur.
 
Yasal savunmada aşırılığa kaçılması ise, failin karşılaştığı şartlarla uygun olmayan vasıta ile kendini savunması veya saldırganı etkisiz hale getirdikten sonra da savunma veya tepkilerinde ısrar edip sürdürmesidir. Yasal savunmada, faile hiçbir zaman ve hiçbir durumda kaçma yükümlülüğü yüklenemez ve kaçarak kurtulması istenemez veya kaçma olasılığının var olup olmadığı asla gözetilemez.
 
Zaruret sınırının aşılıp aşılmadığı belirlenirken, failin o anda içinde bulunduğu ruh halinin, psikolojik durumunun gözönünde bulundurulması gerekir.
 
Maddi olayda; polis tarafından aranmakta olan maktül, arkadaşları ile birlikte saat 11.00'de içki içmeye başlamış, saat 22.00 sıralarında sanığın lokantasına giderek içki içmeye devam etmişlerdir. Saat 24.00 sıralarında lokantaya gelen sanık, masaya davet edilmiş ve öldürülenle tanıştırılmıştır. Sanığın yanlışlıkla içki yerine su bardağını kaldırmasına kızan maktül, aşağılayıcı sözler söylemiş, durumu izah etmek isteyen sanığa hakaret ederek kızmıştır. İçki masasından kalkmak isteyen sanığa engel olmuştur. Maktülün şoförü, bir arabaya giderek getirdiği küçük çantayı ölene vermiştir. Devamlı tabancasının kabzasını okşayan maktül, yanında oturanlara "ben bu adamı vuracağım, cezasını vereceğim" demiş, arkadaşları kendisini sakinleştirmeye çalışmışlardır. Ayağa kalkan maktül, kendisine yol vermek isteyen sanığın göğsüne vurup oturmasını söylemiş ve masadan 2-2,5 metre uzaklaştığında, geri dönerek tabancasını çekip ateş etmiş, ancak tabancası tutukluk yapmıştır. Öldürüleceğinden korkan sanık, tabancasını çekmiş ve dört el ateş etmiştir. Yaralanan maktül, ilk tedavisinden sonra hastaneye götürülürken yolda ölmüştür. Olayın akışı ve işlenmesindeki özellikler ile maktülün kişiliği, sanığın olay sırasındaki ruhi durumu, ölenin davranışları ve her an ateş etme ihtimalinin bulunması nedeniyle öleni etkisiz hale getirmek amacıyla birden ziyade ateş edildiği nazara alındığında, zaruret sınırının aşılmadığının kabulü gerekmektedir.
 
Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
 
Çoğunluk görüşüne katılmayan Üyeler; "Özel Daire bozma kararının haklı nedenlere dayandığı"gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün (ONANMASINA), 10.10.1995 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini