Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1995/10-378
K. 1996/13
T. 3.2.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDESİ
KEŞİDE TARİHİ
 
KARAR ÖZETİ: Suça konu çekin keşide tarihi 31.9.1992 olması, takvimde hiç olmayan bir tarih olarak kabul edilemez. Bu nedenle, keşide tarihinin ayın son günü olduğu dikkate alınarak ibraz süresi bu tarihe göre hesaplanmalıdır. Keşide ve ibraz tarihine itiraz etmeyen sanığın iradesi dışına çıkılarak keşide tarihinin yok sayılması, eylem sanığın aleyhine sonuç doğuracak ,dolandırıcılık suçunu oluşturacağından yasaya aykırıdır.
(3167 s. Çek K. m. 16/2)
(6762 s. TTK. m. 692)
 
Karşılıksız çek düzenlemek suçundan sanık Satılmış'ın beraatine ilişkin, (Beyoğlu 1. AsliyeCeza Mahkemesi)'nce verilen 8.3.1994 gün, 554/ 277 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 20.9.1994 gün, 7580/11206 sayı ile;
 
"1- Suç konusu çekte yazılı 31.9.1992 tarihinin, takvimde imkansız bir tarih olmayıp Eylül ayının son gününü belirlediği, bu nedenle yazılı tarihin keşide tarihi olarak kabulü gerektiği cihetle, TTK.nun 692 ve 693. maddeleriyle, 3167 sayılı Yasanın 3. maddesi amir hükümlerine göre, çek unsurlarını içeren belgenin yasal süre içinde muhatap bankaya ibrazında karşılıksız çıkması,
 
A- Düzeltme hakkı ihtarnamesinin çeki keşideci sıfatıyla imzalayan Yaşar adına düzenlenip usulüne uygun olarak tebliği,
 
B- Satılmış'a ait hesaptan çek keşide eden sanık Yaşar'ın, bu hesaptan çek keşide etme yetkisi olup olmadığının araştırılmaması,
 
C- İddianamede sadece ismi yazılı Yaşar'ın nüfus kayıtları iddianameye eklenerek savunmasının alınması,
 
Hususları gözönünde tutularak, 3167 sayılı Yasanın 16. maddesine muhalefet suçunun oluşacağı gözetilmeden yazılı şekilde beraet kararı verilmesi,
 
Kabule göre de;
 
2- Satılmış'a ait hesaptan suç konusu çeki keşide eden sanık Yaşar'ın bu hesaptan çek keşide etmeye yetkili olup olmadığı araştırılıp, yetkili olmadığının anlaşılması halinde tasarrufa yetkili bulunmadığı hesaptan çek düzenleyip müştekiye verme şeklinde oluşan eylemin dolandırıcılık suçunu teşkil edip etmediğinin tartışılmaması,
 
3- İddianame ile kamu davası açılan sanık Yaşar hakkında hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozmuş,
 
Yerel Mahkeme, 21 .3.1995 gün, 1336/271 sayı ile;
 
"Ceza Genel Kurulu'nun 14.2.1994 gün, 13/40 sayılı kararında; 31 .6.1990 tarihi, olmayan bir tarih olduğundan çekin yasal unsurlarının gerçekleşmediği belirtilmiştir. Bu nedenle sanığın düzenlediği çekteki, 31.9.1992 olan keşide tarihi, olmayan bir tarihtir. Dosya kapsamından da dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmıştı r" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
 
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi katılan vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma'~ istemli 8.12.1995 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
Karşılıksız çek düzenlemek suçundan sanık hakkında açılan davada, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, 31.9.1992 keşide tarihli çekin geçerli olup olmadığına ilişkindir.
 
Dosya içeriğine göre, Yaşar tarafından keşide edilen 31.9.1992 günlü hamiline yazılı olan çek, 2.10.1992 tarihinde bankaya ibraz edildiğinde karşılığı çıkmamıştır. Sanık, iddianın doğru olduğunu, ancak borcunu ödediğini söylemiştir.
 
TTK.nun 692. maddesi uyarınca çekte, keşide gününün belirtilmesi şarttır. Keşide günü; ibraz süresi, düzenleyenin ehliyeti ve keşidecinin iflası halinde iflas tarihinden önce düzenlenip düzenlenmediği yönlerinden önem taşımaktadır. Bu nedenle çekteki keşide gününün belli ve mümkün olması gerekir. Tarihin belli olması, bu konuda değişik anlamlar çıkarılmayacak şekilde açık olmasıyla sağlanabilecektir.
Çekte, imkansız bir tarihin keşide günü olarak gösterilmesi, mesela; 31 Nisan 1975 veya 29 Şubat 1975 denmesi halinde, bu durumun senedin çek olma niteliğini mutlaka düşüreceğini kabul etmek, aşırı bir şekilcilik yaratabilir. Bu gibi hallerde, keşide tarihini 30 Nisan veya 28 Şubat olarak kabul etmekte fayda vardır. Çünkü, bu hususlarda kolaylıkla yanılmak mümkündür. Buna karşılık, keşide tarihinin mantığa açıkça aykırı şekilde gösterilmesi halinde, çekin geçersizliğini kabul etmekten başka çare kalmaz. Mesela; 32 Nisan 1975 denmişse, artık senedin çek olma niteliğinden bahsetmek mümkün değildir (Doç. Dr. Fırat Öztan, kıymetli Evrak Hukuku, sh. 643).
 
Suça konu çekin keşide tarihi 31.9.1992 olup, 30 yerine 31 yazılması, takvimde hiç olmayan bir tarih olarak kabul edilemez. Eylül ayının son günü olduğu düşünülerek, 30 Eylül yerine, 31 Eylül yazılmıştır. Bu nedenle keşide tarihinin ayın son günü olduğu dikkate alınarak, ibraz süresi bu tarihe göre hesaplanmalıdır. Sanık, keşide ve ibraz tarihine itiraz etmemiştir. Sanığın iradesi dışına çıkılarak, keşide tarihinin yok sayılması halinde, eylerr)in dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun kabulü gerekecektir. Bu durum ise, sanığın aleyhine sonuç doğuracaktır.
 
Bu nedenle; keşide tarihinin takvimdeki imkansızlık söz konusu olçiuğu takdirde geçersiz sayılacağı, suç konusu çekte yazılı 31.9.1992 tarihinin takvimde imkansız olan bir tarih olmayıp 30 Eylül olarak kabulünün mümkün olduğu gözetilmeden önceki hükümde direnilmesi isabetsizdir. Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
 
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyelerinden 4. Ceza Dairesi Başkanı Sami Selçuk:
 
"Yüce Ceza Genel Kurulu'nun 1.6.1987 tarih ve 95/321 sayılı kararına yazdığım karşıoyda, mütevazı yapıtımda da ayrıntılarıyla belirttiğim üzere, kusurlu (eksik öğeli) çek, çek olarak keşide edilmiş ve verilmişse, ceza hukuku açısından yeterlidir ve eylem 3167 sayılı Yasanın 16. maddesine girer. Nitekim, Yasamızın alındığı Fransa ile Belçika, İtalya ve bunlardan esinlenen Zaire'de öğreti ve uygulama bu konuda görüş birliği içindedir (Çek Suçları, 1993, s. 92-107). Karar bu nedenlerle bozulmalıdır" biçimindeki değişik gerekçeyle hükmün bozulması gerektiği doğrultusunda oy kullanmıştır.
 
SONUÇ Açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki düşünce gibi Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), 13.2.1996 günü gerekçede oyçokluğu, bozmada oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Vakıflar] ğåìîíò ïîäñâåòêè íîóòáóêà 
  • 01.07.2025 23:23
  • [Veraset İlamı] ïîèñêîâîå ïğîäâèæåíèå èíòåğíåò 
  • 01.07.2025 23:23
  • [Evlat Edinme] ìàñòåğ ïî çàïğàâêå êàğòğèäæåé 
  • 01.07.2025 23:21
  • [Mal Paylaşımı davaları] mp3 
  • 01.07.2025 12:42
  • Zihinsel Engelli İçin Velayet mi Vasilik mi? Yaşı 22 
  • 29.06.2025 16:49


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini