 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/92
Karar no : 1994/118
Tarih : 25.04.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Vergi Usul Yasasına aykırı davranmak suçundan sanık Ahmet Çelik'in 213 sayılı yasanın 360/1, 2. maddesi gereğince 12.015.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın teciline ilişkin Yeşilyurt Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.11.1992 gün 47/56 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza dairesi 4.5.1993 gün 1160/2161 sayı ile;
"Suç tutanakları kapsamlarından sevk irsaliyelerinin düzenlenerek araçta bulundurulduğunun anlaşılması karşısında müsnet suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden yazılı düşüncelerle mahkumiyet hükmü tesisi" isabetsizliğinden bozmuş.
Yerel Mahkeme 8.6.1993 gün 26/25 sayı ile;
"206 nolu Vergi Usul Kanunu genel tebliğininin B/1. maddesine göre sevk irsaliyesi en az üç nüsha düzenlenmeli, iki nüshası arabada bulundurulmalıdır. 7. maddeye göre üç nüsha düzenlenmeyen sevk irsaliyesi düzenlenmemiş sayılır Bu nedenle, irsaliyenin bir nüsha olmasını yeterli gören bozma ilamına iştirak edilmemiştir. sanığın cezalandırılmasına karar verilmelidir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay4ca incelenmesi sanık tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının"bozma" istemli 28.3.1994 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:.
KARAR : Sanığın, bir hesap dönemi içinde iki kez, üçer nüsha düzenlenmesi gereken sevk irsaliyesini ikişer nüsha olarak düzenlediği iddia ve kabul edilerek Vergi Usul Yasasının 360. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilen olayda; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözümlenecek sorun, sevk irsaliyesinin iki nüsha düzenlenmesinin suç oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.
213 Sayılı Yasanın 230 ve 231. maddeleri gereğince taşınan veya taşıttırılan mallar için bir asıl ve bir örnek olmak üzere sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması zorunludur. Yasanın 237/3. maddesi hükmüne göre, yasa gereğince kullanılan veya yasanın verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlıkça kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin zorunlu bilgileri taşınmaması halinde bu belgeler düzenlenmemiş sayılacaktır. Görüldüğü üzere belgelerin düzenlenmemiş sayılması, zorunlu bilgileri taşımaması haline münhasırdır. Olayda sanık tarafından ibraz edilen sevk irsaliyelerinde herhangi bir bilgi noksanlığı bulunmadığından irsaliyelerin düzenlenmemiş sayılmasına olanak yoktur.
Öte yandan 17.11.1990 günlü Resmi Gazetede Yayınlanan 206 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel tebliğinde yer alan, "İrsaliyelerin en az üç nüsha olarak düzenleneceği ve üç nüsha düzenlenmeyen sevk irsaliyelerinin hiç düzenlenmemiş sayılacağı" hükmü denetim kolaylığını sağlamak amacıyla kabul edilmiştir. Belge ve defterdeki eksiklikler vergi usul yasasında düzenlenen özel usulsüzlük cezasını gerektirmektedir.
Ayrıca, tebliğde belirtildiği şekilde eksik nüsha düzenlenmesi halinde irsaliyenin hiç düzenlenmemiş sayılarak Yasanın 358. maddesinde belirtilen suçun oluştuğunun kabulü, Yasanın 227/3. maddesine aykırı olduğu gibi tebliğ ile suç ihdası niteliğindedir. Bu durum ise suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırıdır. Bu itibarla, usul ve yasaya uygun bulunan Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken yazılı şekilde önceki hükümde direnilmesi isabetsiz olup hükmün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak 25.4.1994 günü oybirliğiyle karar verildi.