 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1994/6-271
K. 1994/292
T. 21.11.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KULLANMA HIRSIZLIĞI
GEREKÇE
KARAR ÖZETİ: Genelin korumasına bırakılan kamyoneti çalarken yakalanan sanığın, karakoldaki ifadesinde: 'Amacın arabayı çalmak değildi, sadece çalıştırıp biraz gezdikten sonra tekrar yerine koyacaktım" demesi karşısında, kamyoneti gezmek amacıyla mı, yoksa mülkiyete yönelik olarak mı çalmak istediği kanıtları da gösterilmek suretiyle kararda açıklanıp tartışılmalıdır. Çalma, kullanmaya yönelikse TCK. nun 522. maddesi uygulanırken kullanmadan doğan zarar gözönüne alınmalıdır.
Hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına çevrilmesine veya çevrilmemesine karar verilirken, sanığın kişiliği, sair halleri, suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınmalı ve gösterilen gerekçe bu ölçülere ilişkin bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Bu konuda "dosya kapsamından" sözedilerek gerekçesiz karar verilmesi doğru değildir.
(2709 s. Anayasa m. 141)
(765 s. TCK. m. 491/2,522)
(1412 s. CMUK. m. 32)
(647 s.CİK.m.4)
Hırsızlık suçundan sanık Ahmet'in TCK.nın 491/2, 61, 522/1, 81/2. maddeleri gereğince 5 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, (İskenderun Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 16.11.1993 gün, 34/1420 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 20.9.1994 gün, 7462/8014 sayı ile hükmün onanmasına karar vermiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı, 10.10.1994 gün 104705 sayı ile;
"Sanık, kollukta alınan ifadesinde; gezmek amacıyla kamyoneti çalıştırmak isterken alkolün etkisiyle sızıp kaldığını savunmuştur. Hırsızlığın, mülkiyete yönelik olduğunu gösteren delil bulunmamaktadır. Kararda suçun kullanma amaçlı mı, yoksa mülkiyete yönelik mi olarak kabul edildiği konusunda bir açıklama ve tartışma yoktur. TCK.nın 522. maddesinin uygulanmasında değerin pek fahiş takdiri, kabülün mülkiyete yönelik olduğunu göstermektedir. Bu maddenin uygulanmasıyla ilgili itiraza gelince:
a) TCK. nın 522. maddesine göre değerlendirmenin ekonomik durum, paranın satın alma gücü, orta gelirli insanların gelirleri göz6nünde tutularak nesnel biçimde saptanması,
b) Kullanma hırsızlığında taşıtın yakıt, yağ ve yıpranma gibi kullanmadan doğan zararın esas alınması,
c) Hırsızlığın kullanma amacı dışında taşıtın mülkiyetine yönelik olduğunu gösteren kesin ve inandırıcı kanıtların nelerden ibaret olduğunun karar yerinde açıklanıp tartışılması gerektiği Yargıtayımızın bir çok kararında belirtilmiştir.
Oysa bu husus mahkemece açıklanıp kararda tartışılmamak, TCK.nın 522. maddesi artıncı neden olarak aleyhe uygulanmak suretiyle yasaya aykırı davranılmıştır" gerekçesiyle itiraz ederek, onama kararının kaldırılıp hükmün bozulmasını talep etmiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Sanık, olay gecesi kapısı açık bulunan kamyonetin içinden 500.000 lira değerindeki takım çantasını alarak evine götürüp saklamış ve geri dönerek kontağa ulaşan kabloları kesip birbirine bağlamak suretiyle çalıştırmak istemiş ve polis ekibince yakalanmıştır. Sanığın, genelin korumasına bırakılan kamyoneti çalmaya teşebbüs ettiğinden bahisle cezalandırılması için dava açılmış ve çalınmak istenen kamyonetin değeri fahiş kabul edilerek TCK.nın 491/2, 61, 522/1, 81/2. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir. Sanık vekilinin temyizi üzerine bu karar Özel Dairece onanmış, Yargıtay C. Başsavcılığı'nca itirazda bulunulmuştur.
Dosya içeriğine göre;
Sanık. karakolda alınan 3.12.1992 günlü ifadesinde olayı anlattıktan sonra " ..amacım arabayı çalmak değildi, sadece çalıştırıp biraz gezdikten sonra tekrar yerine koyacaktım" demiştir. Duruşmada ise, bu hususta bir beyanda bulunmamış, arabayı çalıştırmak isterken alkolün etkisiyle sızıp kaldığını ve yakalandığını söylemiştir.
Yerel Mahkeme kararında, kamyonetin gezmek amacıyla mı, yoksa mülkiyete yönelik olarak mı alınmak istendiği hususu tartışılmamıştır. TCK.nın 522. maddesi uygulanırken değeri fahiş olarak tayin ve takdiri, suçun mülkiyete yönelik işlendiğinin kabul edildiğini göstermektedir. Ancak, sanığın karakoldaki savunması üzerinde durulmamış, hırsızlığın kullanma amacı dışında taşıtın mülkiyetine yönelik olduğunu gösteren kanıtlar kararda açıklanıp tartışılmamıştır.
Bu itibarla, sanığın suça konu kamyoneti bir süre gezmek amacıyla alıp almadığının tartışılması ve kullanma hırsızlığının kabulü halinde TCK.nın 522. maddesi uygulanırken taşıtın harcayacağı yakıt, yağ ve yıpranma gibi kullanmadan doğan zararın nazara alınması gerektiğinden itirazın kabulüne karar verilmelidir.
Öte yandan, Anayasanın 141 ve CMUY. nın 32. maddeleri gereğince tüm mahkeme ve hakimlik kararları gerekçeli olmak zorundadır. Yerel Mahkemelerce, hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına çevrilmesine veya çevrilmemesine karar verilirken sanığın kişiliği, sair halleri, suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınmalı ve gösterilen gerekçe bu ölçülere ilişkin bilgi ve belgelerin isabetle taktir edildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Mahalli mahkemece bu hususlarda değerlendirme yapılmadan "dosya kapsamından" bahisle hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi de isabetsizdir. Mahkeme kararının bu nedenle de bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün yukarıda gösterilen sebeplerden (BOZULMASINA), 21.11.1994 günü oybirliğiyle karar verildi.