Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/69
Karar no : 1994/93
Tarih : 01.04.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Hırsızlık suçundan sanık B.İ'in T.C.Y.nın 491/ilk, 55/3. maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Maltepe  1.Sulh Ceza Mahkemesince 19.10.1993 gün ve 723-758 sayı ile verilen kararın, sanık tarafından temyizi üzerinde, dosyayı inceleyen
Yargıtay 6.Ceza Dairesince 27.1.1994 gün ve 635-454 sayı ile; usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 4.3.1994 gün ve 100537 sayı ile; 19.1.1993 tarihinde yapılan sanığın sorgusu sırasında istediği takdirde kendisine müdafil atayabileceği hususu hatırlatılmayarak, savunma hakkının kısıtlanmasının yargılama yasasına aykırı olduğu, açıklamasıyla itiraz etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
 
KARAR: incelenen dosyaya göre;
Özel Daire ve Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, sanığın sorgusunun yargılama yasasına uygun biçimde yapılıp, yapılmadığı hususundadır.
Sanığın, son soruşturma sırasında sorguya çekilme yöntemi C.Y.Ü.Y.nin 216. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Bu madde 135. maddeye yollamada bulunarak, sorgunun yöntemini düzenlemiştir. Yargılama Yasasının "İfade ve Sorgunun Tarzı" başlıklı 135. maddesinde; "Zabıta, amir ve memurları ile Cumhuriyet Savcısı tarafından ifade almada ve hakim tarafından sorguya çekilmede aşağıdaki hususlara uyulur.
1- İfade verenin veya sorguya çekilenin kimliği tespit edilir. İfade veren veya sorguya çekilen kimliğe ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmak zorundadır.
2- Kendisine isnad edilen suç anlatılır.
3- Müdafi tayin hakkının bulunduğu, müdafi tayin edilecek durumda değilse baro tarafından tayin edilerek bir müdafi talep edebileceği ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, isterse müdafiin soruşturmayı geciktirmemek kaydı ile ve vekaletname aranmaksızın ifade veya sorguda hazır bulunacağı bildirilir. Yakınlarından istediğine yakalandığını duyurabileceği söylenir.
4- İsnad edilen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylenir.
5- Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını talep edebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe sebeplerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususların ileri sürmek imkanı verir.
6- İfade verenin veya sorguya çekilenin şahsi halleri hakkında bilgi alınır.
7- İfade veya sorgu bu tutanakta tespit edilir. Bu tutanakta;
a- İfade verme veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih;
b- İfade verme veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık kimliği,
c- İfade vermenin veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemelerin yerine getirilip, getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise sebepleri,
d- Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı,
e- İmzadan imtina halinde bunun nedenleri yer alır." Hükmü yer almaktadır.
O halde sanığın kolluk veya C.Savcısı tarafından ifadesi alınırken ve hakim tarafından sorgusu yapılırken; öncelikle kimliği saptanmalı ve üzerine yüklenen suç açıkça anlatıldıktan sonra, kendiliğinden müdafi tayin edebilecek durumda değilse, baro tarafından atanacak bir müdafi isteyebileceği ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği hatırlatılmalıdır. Zira yargılama yasası 3842 sayılı Yasa ile; Onsekiz yaşını doldurmamış sağır, dilsiz ya da kendisini savunmayacak derecede beden veya akıl hastalığına müptela olanlar dışında kalan sanıklar için zorunlu müdafi atanması sistemi değil, isteğe bağlı müdafi atanması sistemini benimsemiştir. Bu ilke savunma hakkına ilişkin olup, yargılama yasasının buyurucu kurallarındandır. Aykırı davranılması mutlak bozma nedeni sayılmalıdır.
Ancak, bu hususun müzakeresi sırasında C.Y.U.Y.nın 135. maddesinin 7/de bendlerinde yazılı, tutanak içeriğinin sorguya çekilen ile hazır olan müdafi tarafından okunup, imzalarının alınması, imzadan kaçınma halinde bunun nedenlerinin tutanakta yer almasının gerekip, gerekmediği hususu da tartışılmış ve son soruşturma sırasına düzenlenen ve sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğinde, bulunan duruşma tutanağının C.Y.U.Y.nın 264. maddesi uyarınca toplu mahkemelerde başkan ve zabit katibi, tek hakimli mahkemelerde ise hakim ve zabit katibi tarafından imzalanacağının hüküm altına alınması karşısında, sorgusu yapılan sanık ve müdafinin ayrıca imzalarının alınmasına gerek bulunmadığı benimsenmiştir. Zira, duruşma tutanağının hakim ve zabit katibi tarafından imzalanmasının konuluş amacı tutanakların değiştirilmesini önlemek ve bu tutanaklara güven duyulmasını sağlamaktadır.
Sulh Hakimi tarafından sanığın sorguya çekilmesi nedeniyle düzenlenen tutanaklarda da bu ilke geçerlidir ve sanık ile müdafini imzalarının ayrıca alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda sorgusunun yapıldığı 19.1.1993 günlü oturumda onsekiz yaşını tamamlamış bulunan sanığa müdafii tayin hakkının bulunduğu, müdafii tayin edebilecek durumda değilse isteği takdirde kendisine baro tarafından müdafii atanabileceği hususu hatırlatılmayarak, yargılama yasasının 135. maddesinin 3. bendinde düzenlenen buyurucu kurala aykırı davranılmıştır.
Bu itibarle Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüyle, Özel Daire onama kararı kaldırılarak, hükmün öncelikle bu usuli nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
 
SONUÇ : Açıklanan nedenle itirazın kabulüyle, Özel Daire onama kararı kaldırılarak, hükmün açıklanan bu usüle aykırılık nedeniyle (BOZULMASINA) oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini