Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/57
Karar no : 1994/80
Tarih : 28.03.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : 6136 Sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan sanık Leila Gabelaila'nın 6136 sayılı Yasanın 12/1, TCK.'nın 59. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay ağır hapis ve 600.000 lira ağır para cezası ile cezalındarılmasına, feri ceza tayinine ilişkin Artvin Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 27.10.1993 gün 35/48 Sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 20.01.1994 gün 12709/340 sayı ile;
"1- Ülkeye turistik amaçla geldiği anlaşılan sanığın burada küçük çapta kişisel giderlerini karşılama amacı içinde kalarak, yanına aldığı uzun namlulu silahlara ait 62 adet mermiyi ülkeye sokması" biçiminde oluşan eyleminin 6136 Sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasında yaptırıma bağlanan "geniş kitleleri yasa dışı yoldan silahlandırma sonucunu doğruacak tehlike öğesi taşıyan yurda silah ve mermi sokma suçu olarak nitelendirilemeyeceği" aksi halde pek az ya da mütad sayıda mermiyi ülkeye sokmak eyleminde de 12. madde yaptırımının uygulanması gerektiği, oysa yasa koyucunun yasanın genel gerekçesinde açıkça gösterildiği gibi amacının bu tür eylemleri açıklanan maddedeki gibi cezalandırmak olmadığı dairemizce geliştirilip Ceza Genel Kurulu'nun süreklilik gösteren uygulama ile 31.05.1982 gün ve 1982/8-206/258 11.05.1992 gün ve 1992/8-82-Y147 sayılı kararlarıyla da bir tek silah ya da az miktarda merminin ülkeye sokulması eyleminin 12/1. madde ve fıkrası kapsamında yaptırıma bağlanacağı zira somut olayda" yurda kaçak silah sokanlar, silah imal edenler, silahları bir yöreden diğer bir yöreye naklederek yayanların yarattıkları tehlike ve vehamet öğesi" bulunmadığından sanığın açıklanan eyleminin 6136/13-1. madde ve fıkrası içinde değerlendirilmemesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
3679 Sayılı Kanunla değişik TCK.'nun 20. maddesi karşısında kamu hizmetlerinden yasaklanmasının 3 yılı geçemeyeceğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmasına "Toplanan deliller karar yerinde tartışılıp ticaret amacıyla sık sık Türkiye'ye giriş yapan sanığın hükme dayanak alınan kolluk ve C. Savcılığındaki açıklamalarına uygun olarak değişik çaptaki tüfeklere ait mermileri yurda kaçak olarak ve ticaret amacıyla soktuğu kabul edilmiş buna göre de suçun niteliği belirlenmiş, 6136 sayılı Kanunun 12. maddesinde ateşli silah ve mermilerin nitelik ve sayı bakımından vahim olması halini cezanını artırıcı nedeni olarak hükme bağlamış, kararda gün ve sayıları belirtilen Ceza Genel kurul Kararlarında da silah ticaret ve kaçakçılığı kast öğesine işaret edilerek bu öğenin varlığı halinde suçun bu madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiş olmasına göre mahkemenin suçun niteliğini belirlemesinde dava konusu maddi olaya ve yasaya aykırı bir yön görülmediğinden 1. bentteki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir." Karşı oyu ile ve oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Gürcistan vatandaşı olup Türkiye'ye giriş yapmak üzere gelen sanığın çantasında, şüphe üzerine yapılan aramada üç tip ve toplam 62 adet olmak üzere uzun mentilli tüfek mermisi bulunmuştur. Sanık karakolda ve C.Savcılığı'nda alınan ifadelerinde, Türkiye'de serbestçe mermi satıldığını duyunca satmak için getirdiğini, yasak olduğunu bilmediğini söylemiş, Sulh Ceza Hakimliği ile duruşmada alınan beyanlarında ise, mermilerin kendisine ait olmadığı, sanırdan geçerken bir kadının verdiği çantadan çıktığını, çantada mermi olduğunu bilmediğini söylemiştir.
Açıklanan oluş ve sübutta, Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözümlenecek sorun; Türkiye'ye 62 adet mermi sokarken yakalanan sanık hakkında 6136 Sayılı Yasanın 12. mi, yoksa 13. maddesinin mi uygulanması gerektiğine ilişkindir.
1- 2249 Sayılı Yasa ile değişik 6136 Sayılı Yasanın 12. maddesi gereğince ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin ülkeye sokulması veya sokmaya teşebbüs ya da aracılık edilmesi yasaklanmış, maddenin 4. fıkrasında ateşli silahın tüfek veya tam otomatik veya dürbünlü tüfek, dürbünlü tabanca veya benzeri olması ya da bu niteli taşımayan ateşli silah ile mermilerin miktar bakımından vahim olması halinde cezanın arttırılacağı hükme bağlanmıştır.
Yasanın 13. maddesinde ise, ateşli silahlarda bunlara ait mermileri satın alan, taşıyan veya bulundurulanlar cezalandırılmış silah veya mermilerin sayi ya da nitelik bakımından vahim olması halinde ceza arttırılmış, ateşli silahın bir adet olması ve mutad sayıdaki mermilerin ev veya işyerinde bulundurulması durumunda ise daha az ceza tayini öngörülmüştür.
Yasanın 12. maddesinde düzenlenen suç, seçenekli davranışlı suçlardandır. Maddede yazılı hareketlerden herhangi birinin işlenmesi ile suç oluşmaktadır. Yurda kaçak silah sokmada, geniş kitleleri yasa dışı yoldan silahlandırma sonucunu doğuracak tehlike öğesi aranmamıştır. Diğer bir anlatımla yasa dışı bir örgüte aidiyet veya yasa dışı faaliyetler yönelik bir amacı gerçekleştirme gayesiyle hareket edilmesi, ateşli silah veya mermininin bu amaçla yurda sokulması şart değildir.
Yasa koyucu, yurda sokulmak istenen ateşli silahlarda mermilerin nitelik ve nicelik yönünden vahim olması halinde cezanın arttırılması gerektiğini kabul etmiştir. Maddenin 4. fıkrasında yer alan "vehamet" yurda kaçak silah sokmak suçunun ögesi olmayıp, cezayı arttırıcı objektif bir nedendir.
Maddi olayda; sanığın Türkiye'ye birçok defa ticaret yapmak için gelip gittiği pasaportunun incelenmesinden ve beyanından saptanmıştır. Sanık, 62 adet mermiyi yurda sokmak isterken gümrük görevlileri tarafından yakalanmıştır. Mermilerin 3 ayrı cins oluşunda çok mirtarlara ulaşabilecek satışlar için numune olarak getirilmiş olabileceği ihtimalini de güçlendirmektedir. Bu itibarla sanığın 6136 Sayılı Yasanın 12. TCK.'nın 59. maddeleri gereğince cezalandırılmasında bir isabetsizlik bulunmadığından itirazın kabulüne karar verilmelidir.
2- TCK.'nın 11. maddesinde ceza olarak kabul edilen kamu hizmetlerinden yasaklanma, 20. maddede süreli ve süresiz olarak tayin edilmiştir. 3679 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonucu, kamu hizmetinden süreli yasaklanma cezasının üst sınırı üç yıla indirilmiştir.
Yasanın 31. maddesinde üç seneden beş seneye kadar ağır hapse mahkumiyet halinde bu cezaya eşit bir süre kamu hizmetlerinden yasaklanması cezası uygulanacağı belirtilmiş ise de, 3679 Sayılı Yasa ile 20. maddede yapılan değişiklik sonucu bu cezanın üst sınır üç sene olarak kabul edilmelidir. Zira Yasanın 20 ve 31. maddelerinde yer alan kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası tek ve aynı kavramdır. İçeriği, doğurduğu ehliyetsizlikler yerine getirilmesinin başlangıcı, sonuçları ve yasaklanmanın geri alınması aynı olup aralarında bir ayrım yoktur. 3679 Sayılı Yasanın genel gerekçesinde "TCK.'nın 20/3. maddesinde yer alan ve hak mahrumiyetlerine ilişkin feri ceza olan geçici olarak kamu hizmetlerinden yasaklanma cezasının üst sınırı fazla olduğundana azaltılması gerektiği" belirtilmek suretiyle 20. maddede yer alan ve beş sene olan üst sınır üç seneye indirildiğinden buna bağlı olarak 31. maddenin uygulanmasında da bu sınırın üzerine çıkılması olanaksızdır.
Bu itibarla, sanık hakkında TCK.'nın 20 ve 31. maddeleri gereğince üç yıl kamu hizmetlerinden yasaklanma cezasına hükmolunması gerektiğinden itirazın bu yönden de kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım kurul üyeleri "Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle sanık hakkında 6136 Sayılı Yasanın 13. maddesinin uygulanması gerektiğinden itirazın reddi gerektiği" ve bir kısım Üyeler de, "Ceza Yasasının 31. maddesi yürürlükte olup yorum yoluyla yürürlükten kaldırıldığı ileri sürülemeyeceğinden itirazın bu bölümünün reddi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire bozma kararının kaldırılmasında,
2- "TCY'nın 20. maddesi gereğince kamu hizmetlerinden yasaklanma cezasının üst sınırı üç yılı geçemeyeceğinden" Yerel Mahkeme kararının bu nedenle (BOZULMASINA) 28.3.1994 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini