 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1994/4-207
K. 1994/231
T. 24.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KENDİLERİNE TEBLİĞ YAPILMASI CAİZ
OLANLARIN O DAVADA HASIM OLMASI
KAÇINMA
KARAR ÖZETİ :Yediemin yükümlülüğünden kaçınma suçunun oluşması için; usulüne uygun tebligata rağmen mahcuz malların satış mahallinde hazır bulundurulmaması, sanığın satış gününü bilmesine rağmen kendisine teslim edilen eşyaları hazır bulundurmayarak, bilerek satışa engel olması gerekir.
Maddi olayda; haczedilen eşyayı belli günde satış yerine getirmesi için yediemin olan sanık adına çıkarılan tebliğ kağıdının, icra dosyasının borçlusu olan kocaya tebliğ edildiği, koca tarafından da bu tebligatın sanığa bildirilmediği savunulmaktadır. Tebligat Yasasının 39. maddesi; kendilerine tebligat yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak ilgileri olduğu takdirde muhatap namına kendilerine tebligat yapılamıyacağı hükmünü içerdiğinden, sanığın geçersiz olan tebligatı öğrenip öğrenmediğinin, tebligatı alan borçlu koca da dinlenerek araştırılması, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
(7201 s. Tebligat K. m. 16,39,54)
(765 s. TCK. m. 276/1)
Yediemin yükümlülüğünden kaçınma suçundan sanık Fatma'nın TCK.nın 276/1, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 550.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine ilişkin, (Babaeski Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 20.11.1992 gün, 198/267 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine; dosyayı inceleyen Yargıtay Dördücü Ceza Dairesi, 7.9.1993 gün, 6244/5779 sayı ile;
"Hac~edilen eşyayı belli günde satış yerine getirmesi için sanık adına çıkarılan tebliğ kağıdının borçlu olan kocaya tebliğ edildiğinin, koca tarafından da bu tebligatın sanığa bildirilmediğinin savunulmasına göre, bu husus araştırılmadan sanığın hükümlülüğüne karar verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme, 12.11.1993 gün, 254/274 sayı ile;
"7201 sayılı Yasa gereğince tebligat, tebliğ yapılacak şahıs bulunmadığı takdirde birlikte oturan aile fertlerinden birine yapılacaktır. 5584 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca da, taahhütlü mektup, alıcısı bulunmadığı takdirde kendisiyle birlikte oturan ailesinden birine veya yetişkin olan birisine verilecektir. Satış günü ile ilgili tebligat sanıkla aynı çatı altında oturan eşine yapıldığından geçerlidir" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi, sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden, dosya; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "onama '' istemli 23.6.1994 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Kocasının borcu nedeniyle haczedilen ve yediemin olarak kendisine bırakılan mahcuz malları, tebliğe rağmen satış yerinde hazır bulundurmadığından bahisle sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Sanık, C. Savcılığı ve duruşmada alınan beyanlarında, satış yer ve zamanını bilmediği için eşyaları götüremediği, satış gününü bildirir davetiyenin tebliğ edilmediğini savunmuştur.
Mahcuz malların belli gün ve saatte satış mahallinde hazır bulundurulmasına ilişkin icra memurluğu muhtırası, 13.7.1992 tarihinde, sanığın eşine, yani icra dosyasının borçlusuna tebliğ edilmiştir.
Yediemin yükümlülüğünden kaçınma suçunun oluşması için; usulüne uygun tebligata rağmen mahcuz malların satış mahallinde hazır bulundurulmaması, sanığın satış gününü bilmesine rağmen kendisine teslim edilen eşyaları hazır bulundurmayarak, satışa bilerek engel olması gerekir.
7201 sayılı Tebligat Yasasının 16. maddesi gereğince sanığın eşine tebliğ olunan satış gününü bildirir muhtıranın, aynı Yasanın 54. maddesi uyarınca en kısa zamanda muhatabı olan sanığa verilmesi gerekmektedir. Sanık ise aşamalarda, tebliğ evrakını almadığını savunmuş ve bu konuda bir araştırma yapılmamıştır.
Öte yandan, tebligatı alan sanığın eşi, icra dosyasında borçlu olup haczolunan ve sanığa teslim edilen malların sahibidir. Bu nedenle yediemin olan eşi ile çıkarları çatışmaktadır. Yedieminin satış gününü öğrenerek eşyaları satış yerine getirmesi ve satışın yapılması aleyhinedir. Tebligat Yasasının 39. maddesinde "kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak ilgileri olduğu takdirde muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamayacağı"da hükme bağlanmıştır. Bu nedenle de, sanığın geçersiz olan tebligatı öğrenip öğrenmediğinin, tebligatı alan borçlu da dinlenmek suretiyle araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), tebliğnamedeki onama isteyen düşünceye aykırı olarak, 24.10.1994 günü oybirliğiyle karar verildi.