 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/46
Karar no : 1994/71
Tarih : 28.02.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dolandırıcılık suçundan sanık Y.Y.'ın TCY.nun 503, 522. maddesi uyarınca 4 ay 15 gün hapis ve 4500 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesince 10.12.1990 gün ve 489/87 sayı ile verilen kararın, sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen,
Yargıtay 6. Ceza Dairesince 24.3.1992 gün ve 1585/2387 sayılı ile;
(Savunma karşısında gösterilen tanıklarla evi satınalmış kişilerin de dinlenerek, kanıtların buna göre takdiri yapılmadan noksan inceleme ve soruşturma ile hüküm kurulması) isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 13.7.1992 gün ve 403/526 sayı ile; bozmadan sonraki duruşmada hazır bulunan sanıktan son sözü sormayarak, var olan kanıtların mahkumiyet için yeterli olduğu, açıklanması ile önceki kararda direnmiştir.
Bu kararda sanık müdüfi tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının "Bozma" istekli 9.2.1994 gün ve 46566 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
C.Y.U.Y.nın 251. maddesinde; "...En son söz sanığındır.
Sanık namına müdafi tarafından müdafada bulunulsa dahi müdafaya ilave edilecek başka birşey olup olmadığı sanığa sorulur. "hükmü yeralmaktadır. Bu hüküm uyarınca; duruşma mutlaka sanığın son sözü sorulduktan sonra bitirilecektir. Araya başkaca hususların girmesi halinde yeniden sanıktan son sözü sorulmalıdır.
Bu düzenlemede dikkat edilmesi gereken husus önce iddia makamını oluşturan kişilere, daha sonra da savunma sahiplerine söz verileceğidir. Savunma hakkı ile ilgili olan bu usul kuralı buyurucu nitelikte olup, uyulmaması yasaya mutlak aykırılık oluşturur.
Uyuşmazlık konusu dosyada; bozmadan sonra yapılan duruşmada hazır bulunan sanıktan son sözü sorulmadan direnme kararı verilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.
Görüldüğü üzere; en son söz sanığa verilmeyerek, CYUY.nın 251. maddesine aykırı davranılmıştır. İlk kez hüküm kurulurken, son sözün sanığa verilmesine dair kural bozmadan sonra yapılan ve son soruşturmanın bir aşamasını oluşturan yargılamada aynen geçerlidir. Zira, bozma öncesi ve sonrası ayın usul kurallarının uygulandığı son soruşturmanın değişik aşamalarıdır. Bozmadan önceki aşamada geçerli olan bu kural, bozmadan sonra geçerli değildir biçiminde bir ayrımın yasal ve hukuksal hiçbir dayanağı yoktur.
Bu itibarla esası incelenmeyen kararın öncelikle bu sebepten bozulmasına karar verilmelidir.
Karşı oy kullanan Kurul üyesi Halit Koçulu, önceki kararda direnildiğine göre son sözün sanığa verilmesine gerek yoktur, diyerek, hükmün esasının incelenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
SONUÇ : Sair yönleri incelenmeyen kararın öncelikle yukarıda açıklanan usuli nedenle (BOZULMASINA), 2/3'ü aşan oyçokluğuyla karar verildi.