 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/348
Karar no : 1994/23
Tarih : 07.02.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: 6831 Sayılı Yasaya aykırı davranıştı bulunmak suçundan sanık Yusuf Akar'ın beraatine ve zoralıma ilişkin Güzelyurt Sulh Ceza Mahkemesince 24.9.1992 gün ve 31/15 sayı ile verilen kararın, C. Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen
Yargıtay 3. Ceza Dairesince 21.4.1993 gün ve 2231-6469 sayı ile;
(1-3.6.1991) günlü iddianamede, sanığın Devlet ormanından kaçak döşemelik meşe ağaçları keserek yayla damı yaptığı anlatımı ile ve suç tesbit tutanağına dayanılarak dava açılmış olup, sanığın imzasını içeren 23.5.1991 tarihli suç saptama tutanağında olay günü yapılan kontrolde nitelikleri belirtilen, dava konusu meşe ağaçları ile yapılmış bir yapıya rastlandığı, sanığı sorulduğunda ağaçları kendisi keserek "hayma" tabir edilen gölgelikte kullandığını itiraf ettiği yazılı olmasına ve mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda işgal edilen sahanın orman sayılan yerlerden bulunduğu açıkça belirlendiğine göre, ormandan izinsiz meşe ağacı kestiği ve hayma yapmak suretiyle ormanı işgal ettiği anlaşılan sanığın bu eylemlerinden dolayı yasanın 91/1 ve 93/1. maddeleri ile cezalandırılması gerekirken mevcut kanıtların kabul edilmeyiş nedeni açıklanmadan ve yerinde olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi,
2- Kabule göre; Beraat kararı verildiği halde mahkumiyetin bir sonucu olan zoralım kararı verilmeyeceğinin gözetilmemesi) isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 29.7.1993 gün ve 15-20 sayı ile; sanık hakkında açılan dava Devlet ormanından kaçak döşemelik meşe ağaçlarını keserek yayla damı yapmakla sınırlıdır. Suç saptama tutanağından belirtilen yapının sanığa aidiyeti ve yapıda kullanılan 19 adet meşe cinsi döşemelik emvalin sanık tarafından kesildiği saptanamamıştır.
Sanık hayma tabir edilen gölgeliği, Devlet ormanına yapmışsa, da bu gölgeliği 17. maddede açıklanan her çeşit bina kapsamı içerisinde saymak olanaklı değildir. Sanık gölgelikte kullanılan emvali kesmiştir. Ancak, bu hususta dava bulunmamaktadır. Öte yandan, orman içine yapılmış bulunan hayvan barınağının sahibi belirlenememiş olsa bile zoralımına karar verilmelidir. Açıklamasıyla önceki kararda direnmiştir.
Bu kararda, C. Savcısı ve katılan tarafından süresinde temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" sitekli 13.12.1993 gün ve 3/77006 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okunda, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: İncelenen dosayaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanık hakkında Devlet ormanından dikiliden ağaç kesmek suçunden dava açılıp açılmadığı ve ormanı işgal etme suçunun sübuta erip ermediği hususlarındandır.
1- Sanık hakkında Devlet Ormanından kaçak ağaç kesme suçundan dava açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için iddianameye bakılması gerekir.
Aksaray, C. Savcılığının 3.6.1991 gün ve 1628/1008 sayılı iddianamesinde aynen; " Sanğın olay tarihide orman muhafaza memurları tarafından yapılan denetimler sırasında ıhlara orman serisi, Çamurlu mevkiinde Devlet ormanından kaçak döşemelik meşe ağaçlarını keserek YAYLA DAMI YAPTIĞI, suç tutanağı, kroki ve tüm hazırlık evrakı kapsamından anlaşılmakla, 6831 Sayılı Yasanın 93/1-4. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle" kamu davası açıldığı anlaşımaktadır.
C.Y.U.Y.nın 150'nci maddesi uyarınca; "Tahkikat ve hüküm, yalnız iddianamede beyan olunan suça ve zan altına alınan şahıslara hasredilir.
Bu hudut dahilinde olarak, mahkemeler istiklal ile hareket etmek hak ve vazifesini naiz olup ceza kanununun tatbikinde kendilerine arzedilen iddialar ile bağla değildirler."
257'nci maddede de; "hüküm mevzuu, duruşmanın neticesine göre iddianemede gösterilen fiilden ibarettir.
Fiili takdirde mahkeme, iddia ve müdafaalarla bağla değildir. "hükmü" yer almaktadır.
Bu iki maddede fiil bakamından kamu davasının sınırı açıkça gösterilmektedir. Fiil yönünden kamu davasının dışına çıkılması demek, dava olmadan karar verilmesi anlamını taşır böyle bir uygulamaya Yargılama Yasasının açıklanan buyurucu kuralları kesin engel oluşturur. Ancak, Hakim fiilin niteliğini tayin ve takdirde iddianamedeki hukuki görüşle ve savunma ile bağlı değildir
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun duraksamaya yer vermeyen içtihatlarına göre, bir olayın açıklanması sırasında bir başka olaydan sözedilmesi o olay hakkında da dava açıldığını göstermez. İddianamede veya (Yargılamanın gerekliliği kararı ya da şahsi dava dilekçeside) dava konusu yapılan fiilen bir başka olaya dayalı olmadan, bağımsız olarak açıklanması gerekir.
Davanın dayanağının oluşturan ve içeriği yukarda aynen açıklanan iddianamede sanığın Devlet ormanından dikiliden kaçak emval kestiğine dair bir fiilden söz edilmemektedir. Bu itibarla başka bir olayın anlatılması (işgal) sırasında yapılan açıklamalara dayanılarak sanık hakkında ormandan ağaç kesmek suçundan da, kamu davası açıldığının kabulüne yasal olanak yoktur
Bu hususutaki direnme kararı isabetlidir.
2- Ancak, 6831 sayılı yasanın 82'nci maddesine uyğun biçimde düzenlenen ve tutanak düzenleyicilerinin yeminli beyanlarıyla da içeriği doğrulanan suç saptama tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın üzerine yüklenen Devlet ormanın işgal etmek suçu sübuta erdiğinden kararın bozulmasına karar verilmelidir.
Kurul Üyesi M. Muharrem Dinç; C.M.U.K.nun 257. maddesinin buyruğuna göre, Mahkemenin çözümleyeceği uyuşmazlık yani hükmün konusu, idianemede belirtilen olay (veya olaylara) ilişkindir. İddianamede, aynen: "Sanığın.... Ihlara Orman serisi Çamurlu Mevkiinde Devlet ormanından kaçak döşemelik meşe ağaçlarını keserek yayla damı yatığı.... " anlatılmak suretiyle farklı ve birbirinden bağımsız somut iki eylem belirtilmiştir. Bunlardan biricisi Devlet ormanından döşemelik meşe ağacı kesmek, diğeri ise yayla damı yapmaktır. Ağacın kesilmesiyle kaçak ağaç kesme eylemi tamamlanmıştır. Yayla damı yapılması bundan sonra ayrı bir şuçtur. Herne kadar iddianamede ifade noksanlığı gözlenmekte ise de, bu husus somut iki ayrı eylemin ve dolayısıyla iki ayrı davanın varlığı geçeğinin ortadan kaldıramaz ve keza, bu durum, bir olayın açıklanması sırasında bir başka olaydan sözedilmesi olarak da kabul edilemez.
Sonuç olarak, her iki eylemden de açılmış dava bulunduğu görüşü ile sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum." diyerek karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ: C.Savcısı ve katılanın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden,
1- Devlet ormanından dikilen emval kesildiği hususunda açılmış bir dava bulunmadığına ilişkin direnme kararının isabetli olduğuna,
2 Sanığın Devlet ormanını işgal ettiği sabit bulunduğundan bu suçtan beraete ilişkin olarak kurulan dirneme kararının (BOZULMASINA), yasal çoğunlukla karar verildi.