 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/345
Karar no : 1994/19
Tarih : 31.01.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Güveni kötüye kullanmak suçundan sanık mehmet Danyal'ın Beraatine ilişkin Şişli 4.Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.5.1993 gün 807/418 sayılı hükmün davaya katılan vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yagrıtay 9.Ceza Dairesi 10.11.1993 gün 3594/4647 sayı ile;
"Tanık beyanlarına, bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre sanığın müsnet suçu işlediği kanıtlandığı halde yazılı düşüncelerle beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmü bozmuştur.
Yargıtay C.Başsavcılığı 17.12.1993 gün ile;
"Banka şubesinde açılan hesaba, saat 12.41 de yatırılan paranın kim tarafından aktarıldığı bilinmemektedir. Beş ayrı tarihte, gişe yetkilisi İrfan Güner tarafından para çekilmiştir. Bu işlemlere ait belgeler elde edilememiştir. Bilirkişi, fiilin kim tarafından yapıldığını net bir şekilde ifade etmenin mümkün olmadığını bildirmiştir. Eylemin sanık tarafından yapıldığına ilişkin kesin kanıt yoktur. Tanıklar, hesabı açma, parayı ödeyen ve belgeleri saklamayan görevliler olup paradan hukuken sorumlu tutulabileceklerdir. Bu kişilerin tanık ve hükmün onanmasını talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Özel bir bankanın Şişli şubesinde ikinci müdür olan sanığın, banka görevlisine talimat vererek açtırdığı 200.000 liralık hesaba, geçici bir hesaptan 411.000.000 lira aktardığı ve bir hafta içinde beş ayrı günde bu parayı çekerek mal edindiği, bu suretle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinden bahisle açılan davada, Özel Daire ile Yagrıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık suçun sübutuna ilişkindir.
Sanık, aşamalarda alınan ifadelerinde suçu inkarla, hesap açtırmadığını, idareci olup bilgisayar kullanmadığını, komplo düzenlendiğini savunmuştur.
Banka görevlilerinden tanık Canan Talu, sanıın talimatı üzerine verdiği isme hesap açtığını, hesap sahibini görmediğini, Füsun Çıtak ise sanığın isteği üzerine Orhan Efendioğlu adına açılan hesapta hesap sahibinin soyadını Türkoğlu olarak düzeltiğini, paranın nakledildiği hesabın en az kullanılan müteferrik hesap olduğunun aynı gün muhasebe kayıtlarına intikalinin mümkün olmadığını söylemişlerdir.
Bilgisayar sistem yetkisili olan tanık Nilgün Fedakar ise sistemden gelen havaleleri alacağını söyleyen sanığa, ihtiyacı olmadığı halde baskısı üzerine kullanıca kod verdiğini, gişe yetkisili olan İrfan Güner ise sanığın; yanında oturan bir şahsı "mudi" olarak gösterip "Marufumdur" dediğini, para çekeceğini söylediğini, teamül bu şekilde olduğundan hazırladığı evrakları ve parayı sanığın odasına götürdüğünü ve orada oturan şahsın imzalayarak parayı aldığını, beş kez para çekmeye gelen ve sanığın yanında oturan şahsın aynı kişi olduğunu, sanığın imza eksiği var diyerek evrakı ertesi gün isteğini, belgelerin nasıl kaybolduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Banka müfettişi ve bilahare mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişi tarafından yapılan araştırma ve incelemede, Orhan fendioğlu adına 6.7.1992 tarihinde 200.000 liralık hesap açıldığı, madu soyadının Türkoğlu olarak değiştirildiği 7.7.1992 günü geçici bir hesaptan 411.000.000 liranın bu hesaba naklediği, 13 Temmuza kadar beş değişik günde paranın tamamen çekilerek hesabın kapandığı, bu işlemlerle ilgili tüm belgelerin yok edildiği, sanığın müdürden sonra en yetkili kişi olduğundan, tanık beyanlarında geçen talimatları verebileceği, daha önce de kendi hesabında karşılığı olmadığı halde bir çeke provisyon verdiği, kendisine ciro edilen senedin bedeli tahsil edilmeden kullandığı saptanmıştır.
Bu itibarla, sanığın üzerine yüklenen suçu işlediği, ant verilerek dinlenen ve birbirini tamamlayan tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile olayın akışından anlaşılmakla, C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE, 31.1.1994 günü oybirliğiyle karar verildi.