 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/29
Karar no : 1994/54
Tarih : 21.02.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Sanık Mücahit Soylu'nun hakaret ve tehdit suçlarından beraatine, vazgeçme nedeniyle konut dokunulmazlığını bozmak suçundan açılan davanın düşürülmesine, etkili eylem suçundan TCK.nın 456/4, 457/1, 51/1, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 300.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezasının teciline, olaya şahsi davacı sebebiyet verdiğinden tazminat isteminin reddine, nisbi harç ve vekalet ücreti tayinine ilişkin Konya Ereğlisi Sulh Ceza Mahkemesince verilen 7.10.1992 gün 530/461 sayılı hükmün, şahsi davacı vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen;
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 1.4.1993 gün 3077/4004 sayı ile;
"1- TCK.nun 191/1. maddesine mümas ölümle tehdit suçunun şahsi dava yolu ile takip edilemeyeceği nazara alınarak CMUK.nun 359. maddesi gereğince bu suç yönünden usuli muamelelerin durdurularak evrakın gereği ifa olunmak üzere Cumhuriyet Savcılığına tevdiine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Sanığın Fehime'ye hakaret ettiği iddia ve tanık Figen Soylu'nun beyanı ile sübuta erdiği halde bu suçtan beraatine karar verilmesi,
3- Sanığın mahkumiyetine konu suçu nedeniyle TCK.nun 467. maddesi uyarınca tarafların mali ve içtimai durumları, olayın mahiyet ve oluşumu da nazara alınarak uygun bulunacak bir miktar manevi tazminata hükmolunması gerekirken yasal olmayan gerekçe ile tazminat isteminin reddine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 20.10.1993 gün 162/465 sayı ile "Tanık Figen, şahsi davacının kızı olup sanıkla aralarında boşanma davası mevcuttur. Bu nedenle tarafsız değildir. Şahsi davacı, sanığa hakaret etmiş ve vurmuştur.
Bu suretle üzüntüsünü gidermiştir. Ayrıca manevi tazminata hükmedilemez" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmünde Yargıtayca incelenmesi şahsi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmekle, dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" istemli 27.1.1994 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Dosya içeriğine göre;
Sanık hakkında açılan şahsi davanın yapılan yargılaması sonunda Yerel Mahkemece verilen 7.10.1992 günlü hüküm, Şahsi davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece bozulmuştur.
Yerel mahkemece bozmadan sonra 7.7.1993 günlü oturumda, "Yargıtay bozma ilamına uyulmasına ve tehdit suçundan ek iddianame düzenlenmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine" karar verilmiş ve ek iddianame düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere bozma kararına, bozma nedenleri arasında bir ayırım yapılmaksızın karar vermek suretiyle ve ayrıca eylemli olarak, uyulmuştur.
Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamalarına göre "uyma kararı" davanın esasını çözümleyen kararlardandır. Yerel Mahkemenin bozmaya uymakla, bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yaparak karar verme ödevi doğar. Sonradan bu kararın bir kısmından veya tümünden açıkca ya da zımnen geri dönülerek ilk hükmün aynen ve yeniden ittihaz edilmesi uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme hükmünün sair yönleri incelenmeksizin açıklanan bu sebeple bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Tebliğnamedeki istemden değişik gerekçe ile, sair yönleri incelenmeyen Yerel mahkeme direnme hükmünün, öncelikle, yukarıda açıklanan usuli nedenle (BOZULMASINA) oybirliğiyle karar verildi.