Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/276
Karar no : 1994/295
Tarih : 21.11.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Silahlı çete mensuplarına yardım ve yataklık etmek suçundan sanık Senar Peksert'in beraetine ilişkin İstanbul 1 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 2.12.1993 gün 269/273 sayılı hükmün C.Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yagrıtay 9. Ceza Dairesi 6.4.1994 gün 1015/1786 sayı ile;
"Sanığın, müsnet suçu işlediği aşamalardaki tevilli ikrarları, yakalanma şekli, evinde ele geçen doküman içerikleri, İstanbul 2 numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesinde Devrimci-Sol Örgütü üyesi olarak 1992/363 sayılı dosyada TCK.nun 146/1. maddesine muhalefetten yargılanan Muharrem karademir ve Osman Hakan Portakal'ın beyanları, 4.6.1992 tarihli yer gösterme zabtı, zabıt mümzilerinin anlatımları ve tüm dosya içeriği ile kanıtlandığı halde yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 28.6.1994 gün 33/156 sayı ile;
"Sanık aşamalarda suçu inkar etmiş, babasının yazlık evine gittiğinde tanımadığı bir erkek ile iki kadığını gördüğünü, evde kalmalarına müsaade ettiğni söylemiştir. Bozmada adı geçenler, evde kaldıklarını söylemiş ancak sanıktan bahsetmemişlerdir. Sanığın, evde kalanların yasa dışı örgüt üyesi olduğunu bilerek onlara yardım ettiğine dair yeterli delil bulunmamaktadır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi C.Savcısı tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 11.10.1994 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : CMUY.nın 251. maddesi gereğince "en son söz sanığındır." maddenin son fıkrasında ise "sanık namına müdafii tarafından müdafaada bulunulsa dahi müdafaaya ilave edecek bir şeyi olup olmadığı sanığa sorulur" hükmü yeralmaktadır. Bu hüküm gereğince duruyma, mutlaka sanığın son sözü ile bitecektir. Ceza Yargılamasında sanığın en önemli hakkı, savunma hakkı olup, bu hak hiçbir şekilde kısıtlanamaz. Son söz sanığa verilerek kendisinden önce dinlenenlere karşı diyecekleri ve savunması saptanmalıdır. Sanığa son söz verildikten sonra başkaca usul işlemleri yapıldığı takdirde ise yeniden sanıktan son diyecekleri sorulmalıdır. Savunma hakkı ile yakından ilgili bulunan bu usul kuralı, buyurucu nitelikte olup uyulmaması yasaya mutlak aykırılık oluşturmaktadır.
İlk defa hüküm kurulurken "son sözün sanığa verilmesi" kuralı, bozmadan sonra başlayan yargılamada da kamu davasının kesintisizlik ve süreklilik ilkesinin doğal sonucu olarak aynen geçerlidir. Çünkü dava sonuçlanmamış olup yargılama devam etmektedir. Gerek bozmadan önce gerekse bozmadan sonra aynı usul hükümleri uygulanacaktır. Emredici olan bu kuralın bozmadan önce geçerli olduğu, bozmadan sonra uygulanmasına gerek bulunmadığı biçimindeki bir ayırımın yasal ve hukuksal dayanağı bulunmadığı gibi, bozma ile son soruşturma aşaması yeniden avdet etmiş bulunduğundan "son tahkikatın, sanığın son sözü ile sonuçlandırılması" mutlak usuli sorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
İncelenen dosyada 21.6.1994 günlü oturumda sırasıyla sanık, sanık vekili ve C.Savcısından bozmaya diyecekleri sorulmuş, dosya incelemeye alınarak 28.6.1994 günlü oturumda hazır bulunan sanığa söz hakkı verilmeden yargılama bitirilmiştir. Böylece "en son söz" sanığa verilmeyerek CMUY.nın 251. maddesine aykırı davranıldığından, esası incelenmeyen hükmün öncelikle bu usuli nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri; "Mahkemece önceki hükümde direnildiğine göre en son sözün sanığa verilmesine gerek yoktur. İlgililerden bozmaya diyeceklerinin sorulması, tarafların görüşlerinin tespitinden ibarettir. Direnilmekle yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı kabul edildiğinden CMUY.nın 251. maddesi burada uygulanamaz" gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.
 
SONUÇ : Tebliğnamedeki istemden değişik açıklanan gerekçe ile, sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün öncelikle yukarıda açıklanan usuli nedenle BOZULMASINA, 21.11.1994 günü oyçokluğuyla karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini