 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/256
Karar no : 1994/258
Tarih : 31.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Emniyeti suistimal suçundan sanık Ahmet Ünal'ın TCK.nun 508,522,647 Sayılı Kanunun 4, TCK.nun 72. maddeleri gereğince 11.250 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.1.1992 tarih ve 737-24 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen 9. Ceza Dairesi 4.11.1992 gün ve 8697-9968 sayı ile;
"Sanığın aşamalardaki savunması ile dosya münderecaatı karşısında, olayda müsnat suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve taraflar arasındaki ihtilafın hukuk nitelikte bulunduğu" gerekçesiyle bozmuş,
Yerel Mahkeme 24.11.1993 gün ve 1252/925 sayı ile;
"Sanığın şikayetinin kendi namına bankaya yatırılmak üzere kendisine teslim ettiği parayı, kendi kişisel gereksiniminde harcadığı ve şikayetçi tarafından istendiğinde geri vermediği, sanığın açık itirafı ve dosya kapsamı ile anlaşıldığına göre inancı kötüye kullanma suçunun maddi ve manevi öğelerinin tamamen oluştuğu, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 24.3.1964 gün ve 1503-1561 sayılı kararında da belirtildiği gibi sarfettiği parayı inkar etmemesinin suçluluğu ortadan kaldırmayacağı" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi C.Savcısı tarafından süresinde istenildiğinden dosya Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Müşteki Azim Aygün, çocuklarının bankadaki hesabına yatırmak üzere, sanığa verdiği 500.000 lirayı bu hesaba yatırmadığından sanık hakkında şikayetçi olmuş, jandarmaca alınan 8.8.1988 günlü ifadesinde de şikayetini yinelemiştir.
Sanık ise, gerek jandarmada alınan ifadesinde ve gerekse mahkemede yaptığı savunmasında; şikayetçi ile bir müddet arkadaşlık yapıp bir ev tutarak, birlikte yaşamak konusunda anlaştıklarını, av bulmak için müştekinin kendisine 250.000 lira verdiğiği fakat ev bulamadığını, aralarındaki arkadaşlık bozulunca da bu parayı harcadığını söylemiştir.
Yaptırılan zabıta araştırmasına göre bimekan takımından olduğu bildirilen müştekinin, mahkemece dinlenilemediği anlaşılmıştır.
Yerel Mahkeme, sanık aleyhinde başkaca hiç bir kanıt bulunmadığı halde, müştekinin soyut iddiasına ve varsayımlara dayanarak hüküm kurmuştur. Varsayımlara dayanarak hüküm kurmak ise yargılama usulü ilkesine aykırıdır.
Yukarıda özetlenen duruma göre; taraflar arasında miktarı ve geri ödenip ödenmediği belli olmayan parasal bir anlaşmazlık söz konusudur.
Bu durumda, sanığın eyleminin, ceza yaptırımını gerektirmeyen hukuki çekişmeden ibaret kaldığı gözetilmeden Özel daire ilamına uyma yerine direnme kararı verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 31.10.1994 günü oybirliği ile karar verildi.