 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/21
Karar no : 1994/48
Tarih : 14.02.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Kangütme saikiyle adam öldürmek ve 6136 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçlarından sanık Rıdvan Maden'in TCK.nun 450/10, 59, 647 Sayılı Yasanın 13/1 TCK.nun 59 ve 73. maddeleri uyarınca bir ay geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet ağır hapis ve 83.333 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Sakarya Ağır Ceza Mahkemesince verilen resen de temyize tabi 11.3.1993 gün ve 1992/311-1993/49 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen;
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 29.12.1993 gün ve 2396/2808 sayı ile;
".. Sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Sanığın dedesi Yusuf'un 21.11.1978 tarihinde maktülün amcası Ali tarafından öldürüldüğü bu olayda bilahare öldürülen Bilalin'de ölümle sonuçlanan kavgada maktüle el uzatmaktan mahkum edildikleri aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra ilk öldürme olayında el uzatmaktan mahkum Bilal'in olayını müsebbibi ve asli faili addolunarak sanığın amcasının oğlu Atanur tarafından 10.9.1991 tarihinde kan gütme saiki ile öldürdüğü ve Atanur'un yargılanarak incelediğimiz olaydan bir gün önce 17.9.1992 tarihinde TCK.nun 450/10, 59. maddeleriyle müebbet Ağır hapis cezasına mahkum edildiği dedesini öldürenlerin çok az bir ceza ile kurtulmalarına karşılık Bilal'i öldüren amcasının oğlunun müebbet ağır hapse mahkum edilmesini kabul edemeyen ve bundan kinlenen sanığın ertesi gün maktül Celal'i sabah görüp verilen cezanın etkisi altında kalarak onu öldürmeye karar verip gece 22.30 sıralarında maktülün kahveden çıkmasını bekleyip yaklaşarak hiçbir şey söylemeden 7 el ateş ederek onu öldürdüğü dosya içeriği ve delillerden anlaşıldığına göre sanığın maktülü tasarlayarak öldürmekten TCK.nun 450/4, 59. maddeleriyle tecziyesi gerekirken oluşta bulunmayan kan gütme saiki ile öldürmekten hüküm kurulması "isabetsizliğinden kararı bozmuştur.
Bu karara karşı 19.1.1994 gün ve 43009 sayı ile itiraz yoluna başvuran Yargıtay C. Başsavcılığı;
Aksi sabit olmayan olayın akışı ile doğrulanan savunmaya göre olay günü köyde düğün vardır. Sanık bu düğünde keyif atışı yapmak için tabancasını yanına alıp düğüne giderken saat 20.00 sıralarında yolda karşılaştığı maktül "Atanur (Sanığın amcasının oğlu olup müebbet ağır hapse mahkum edilen kişidir." anasının a.. gördü, yatsın da aklı başına gesin" diye sanığı sataşmış bunu hazmedemeyen sanıkta 3 saat sonra onu öldürmüştür.
Bu oluşa göre öldürme nitelikli değildir. Sanığın eylemi kasten ve tehevvüren adam öldürme niteliğindedir" görüşüyle Özel Daire bozma kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bu nedenle bozulmasını talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Sanığın kan gütme saikiyle adam öldürmek suçundan mahkumiyetine karar verilen olayda Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasında sübutta bir uyuşmazlık yoktur. Çözümlenecek sorun öldürmenin nitelikli olup olmadığının belirlenmesidir.
Maktülün amcası Ali 21.11.1978 tarihinde sanığın dedesi Yusuf'u öldürmüş bu olayda 10.9.1991 tarihinde sanığın amcasının oğlu Atanur tarafından öldürülen maktülün kardeşi Bilal'inde ölümle sonuçlanan kavgada maktüle el uzatmaktan mahkumiyetine karar verilmiştir.
Amcasının oğlu Atanur'ur kan gütme saiki ile adam öldürmekten müebbet ağır hapis cezasıyla mahkumiyetine karşın kendi dedesini öldürenlerin az ceza almasından iğbirar duyan sanık öç almak için karşı taraftan birini öldürmeyi tasarlamıştır.
Olay günü maktülün Adapazarı'ndan köye geldiğini öğrenip onu izlemeye başlamış verdiği öldürme kararından caymayarak geleceğini yere pusu kurup, 2,5-3 saat beklemiş maktül kahveden çıkıp evine giderken hiç bir şey söylemeden 7 el ateş ederek onu öldürmüştür.
Görüldüğü gibi taraflar arasında kan husumeti vardır. Sanığın bu kan husumeti ve amcasının oğlu Atanur'un aldığı ceza nedeniyle olaydan önce maktülü öldürmeye karar verdiği, öldürme kararının oluştuğu zaman ile eylemin icra edildiği zaman arasında belli bir süre geçtiği, bu süre içinde ısrarlı ve sebatlı davranarak öldürme kararından caymayıp maktülün geleceği yere pusu kurduğu, 2,5-3 saat pusuda bekleyip maktülü kahveden çıkıp evine giderken onu öldürdüğü saptandığına göre eylemi kan gütme saiki ile tasarlayarak adam öldürme suçunu oluşturur.
Bu itibarla eylemin kasten ve tehevvüren adam öldürme niteliğinde olduğuna ilişkin Yargıtay C. Başsavcılığı itirazı yerinde görülmediğinden reddi gerekirse de;
Yerel Mahkemenin sanığın sübuta eren kan gütme saiki ile tasarlayarak adam öldürmek suçundan TCK.nun 450/4-10 ve 59. maddeleri uyarınca mahkumiyeti yerine sadece kan gtme saiki ile adam öldürmekten mahkumiyetine karar vermesi de yasaya aykırı olduğundan Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının açıklanan bu değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına aleyhe temyiz olmadığından saptanan bu yasaya aykırılığın bozma nedeni yapılmayarak Yerel Mahkeme hükmünün bu şekilde eleştirilerek onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım kurul üyeleri Özel Daire bozma kararının haklı nedenlere dayandığını belirterek C. Başsavcılığı itirazının reddi, bir üye ise olayda tasarlayarak öldürmenin unsurları bulunmadığını ileri sürerek itirazın bu nedenle kabulü ile hükmün eleştirisiz onanması yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının açıklanan değişik gerekçeyle kabulüne Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına aleyhe temyiz olmadığından Yerel Mahkeme hükmünün belirtilen sebeple eleştirilerek (ONANMASINA) 14.2.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.