Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/202
Karar no : 1994/240
Tarih : 24.10.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Bölücülük propagandası yapmak suçundan sanık Mehmet Bayrak'ın beraatine ilişkin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 4.5.1993 gün 36/48 sayılı hükmün C.Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yagrıtay 9. Ceza Dairesi 26.11.1993 gün 3966/5093 sayı ile;
"Suça konu kitap, başlığı ve içeriğiyle kül halinde ele alınıp değerlendirildiğinde hangi yöntem ve düşünceyle olursa olsun T.C. Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya hedef alan yazılı propaganda suçunu içerdiği gözetilmeden sanığın mahkumiyeti yerine yazılı düşüncelerle beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,  
Yerel Mahkeme 25.1.1994 gün 169/4 sayı ile;
"Suçun oluşabilmesi için gerekli görülen, TC. Devletinin iki ayrı Ulustan oluştuğu ve ülkesi üzerinde iki ayrı devlet bulunduğu ileri sürülerek bunların bölünmesine ilişkin bir düşünceye yer verilmediğinden, yazılanların bölücülük propagandası niteliğinde sayılmasına olanak yoktur.
Kitabın subjektif düşünceleri işçeren hatırat türünden olması, anlatılanların farklı değerlendirme ve yoruma açık tarihi nitelikte bulunması nedeniyle devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak amacıyla kaleme alındığı söylenemez. İlk baskısı 1969 da Beyrutta yapılmış olup Türkiyeye sokulması veya yayınlanması konusunda bir yasak da bulunmadığından, sanığın suç işlemek amacıyla hareket ettiği kabul edilemez.
Kitabın bazı bölümlerinde TCK.nun 312/2. maddesinde yazılı olduğu gibi "halkı ırk farklılığı gösterilerek kin ve düşmanlığa açıkca tahrik" edici nitelikte ibarelere yer verildiği söylenebilirse de, bozma ilamı doğrudan yüklenen suçun sübutuna ilişkin bulunduğundan suç vasfı üzerinde değerlendirme yapılmasına imkan görülmemiştir." gerekçesiyle ve "suçun sübuta erdiği" karşı oyu ile, oyçokluğuyla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi C.Savcısı tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 20.6.1994 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : CMUY.nın 251. maddesi gereğince "en son söz sanığındır...." Maddenin son fıkrasında ise, "sanık namına müdafi tarafından müdafaada bulunulsa dahi müdafaaya ilave edece bir şeyi olup olmadığı sanığa sorulur" hükmü yeralmaktadır. Bu hüküm gereğince duruşma mutlaka sanığın son sözü ile bitecektir. Ceza Yargılamasında sanığın en önemli hakkı savunma hakkı olup bu hak hiç bir şekilde kısıtlanamaz. Son söz sanığa verilerek kendisinden önce dinlenenlere karşı diyecekleri ve savunması saptanmalıdır. Sanığa son söz verildikten sonra başkaca usul işlemleri yapıldığı takdirde ise yeniden sanıktan son sözü sorulmalıdır. Savunma hakkı ile yakından ilgili bulunan bu usul kuralı, buyurucu nitelikte olduğundan, uyulmaması Yasaya mutlak aykırılık oluşturmaktadır.
İlk defa hüküm kurulurken "son sözün sanığa verilmesi" kuralı,bozmadan sonra başlayan Yargılamada da, kamu davasının kesintisizlik ve süreklilik ilkesinin doğal sonucu olarak aynen geçerlidir. Çünkü dava sonuçlanmamış olup yargılama devam etmektedir. Gerek bozmadan önce gerekse bozmadan sonra aynı usul hükümleri uygulanacaktır. Emredici olan bu kuralın bozmadan önce geçerli olduğu, bozmadan sonra uygulanmasına gerek bulunmadıı biçimindeki bir ayrımın yasal ve hukuksal dayanağı bulunmadığı gibi bozma ile son tahkikat aşaması yeniden avdet etmiş bulunduğundan, "son tahkikatın, sanığın son sözü ile sonuçlandırılması" mutlak usuli zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
İncelenen dosyada, önce sanıktan daha sonra sanık vekilleri ile C.Savcısından bozmaya karşı diyecekleri sorulmuş ve başka bir işlem yapılmıyarak yargılamaya son verilmiştir. Böylece "en son söz" sanığa verilmeyerek CMUY.nın 251. maddesine aykırı davranıldığından, esası incelenmeyen hükmün öncelikle bu usuli nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri, "Mahkemece önceki hükümde direnildiğine göre en son sözün sanığa verilmesine gerek yoktur. ilgililerden bozmaya diyeceklerinin sorulması, tarafların görüşlerinin tesbitinden ibarettir. Direnilmekle yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı kabul edildiğinden CMUY.nın 251. maddesi burada uygulanamaz" gerekçesiyle karı oy kullanmışlardır.
 
SONUÇ : Tebliğnamedeki istemden değişik gerekçe ile, sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün öncelikle yukarıda açıklanan usuli nedenle BOZULMASINA, 24.10.1994 günü oyçokluğuyla karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini