 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/184
Karar no : 1994/211
Tarih : 03.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Silahlı çeteye yardım etmek suçundan sanık Mehmet Baki Aslan'ın beraetine ilişkin İstanbul 3 no'lu Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 28.6.1993 gün ve 9-82 sayılı kararın, C.Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 22.12.1993 gün ve 3806-5665 sayı ile;
(Konfeksiyon atölyesi sahibi olup bilirkişi raporundan kamuflajda kullanıldığı anlaşılan elbiseleri diktiği sırada yakalanan sanığın yüklenen suçu işlediği emniyetteki açıklaması, dosyada diğer beyan ve belgeler gibi oluyın oluş ve akışına uygun kanıtlarla anlaşıldığı gözetilmeden mahkumyeti yerine yazılı gerekçelerle beraetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 30.3.1994 gün ve 3-76 sayı ile; Sanık daha sonraki ifadesinde polisteki ifadesinin baskıya dayalı olduğunu savunmuş olup, cezalandırılmasına yeterli başkaca kanıtta bulunmamaktadır. Açıklamasıyla önceki kararda direnmiştir.
Bu karar da. C.savcısı tarafından süresinde temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "Onama" istekli 6.6.1994 gün ve 9-38506 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay 1. Başsavcılığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünülüdü:
KARAR : Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, yüklenen suçun sübuta erip ermediği hususundadır.
Kolluğa, 16.12.1992 tarihinde telefonla yapılan ihbar üzerine, sanığın konfeksiyon atölyesinde yapılan aramada dört çuval içersinde dörtyüz adet beyaz renkte kamuflaj elbisesine el konulmuştur.
19.12.1992 tarihli yüzleştirme tutanağı ve kolluk tarafından alınan 22.12.1992 tarih ifadesinde sanık; "TCK.nın 169. maddesi uyarınca mahkum edilen Mehmet Baltaş ile İsmet Kol aracılığı ile tanıştığını, Mehmet Baltaş'ın isteği üzerine P.K.K. nın dağ kodrosuna göndermek üzere atölyesinde dörtyüz adet kamuflaj elbisesinin dikilmesi kabul ettiğini, Mehmet Baltaş'ın sağladığı işçilerin geceleri bu elbiseleri diktiklerini, elbisilerin P.K.K.nın dağ kadrolarına ulaştırılacağını bildiğini, dikim işinin sona erdiği günün akşam kolluk tarafından yapılan aramada elbilelere el konulduğunu" kabul etmiştir.
D.G.M.Savcılığı, yedek hakimlik ve duruşmada ise; kolluktaki ifadesinin baskı ile alındığını, işyeri sahibi olarak fason üretim yaptığını, elbiselerin P.K.K.nın dağ kodrusu için diktiğini bilmediğini savunmuştur.
Diğer sanıklar kolluktaki beyanlarında; suça konu elbiselerin P.K.K.nın dağ kodrosuna gönderilmek üzere dikildiğini açıklarken, sonraki beyanlarında bu ifadelerinin baskıya dayalı olduğunu söylemektedirler.
D.G.M.Savcısının inceleme tutanağına göre; "Suça konu elbiseleri giyen kişilerin ayırtedilemeyeceği;" belirtilmekte; Konfeksiyon atölyesi sahibi bilirkişi Tahsin Tömek'in mütalasında da; "Suç konusu elbiselerin fabrika tulumlarına benzemekle beraber, başlığının bulunması nedeniyle onlardan ayrıldığı ve kamuflaj elbisesi olarak üretildiği" açıklanmaktadır.
Adli Tabipliğin 25.12.1992 günlü raporunda; sanıkta herhangi bir darp, cebir izinin bulunmadığı bildirilmektedir.
Açıklanan bu kanıtlara göre; sanığın, baskıya dayalı olmadığı tıbbi raporla anlaşılarak kolluktaki suçu işlediğine ilişkin ifadesi, el konulan suça konu elbiseleri, su elbiselerin kamuflaj elbisesi olduğuna dair bilirkişi mütalası ve tüm dosya kapsamına göre, suç sübuta erdiğinden direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
Kurul üyelerinden 4. Ceza Dairesi Başkanı Sami Selçuk; "Yerel Mahkemenin, ele geçirilen ve yardım eylemini doğrulayan giysi konusunu, öbür kanıtlarla birlikte değerlendirirken gösterdiği gerekçe çelişkili ve tutarsızdır. Çelişkiler birbirini yok edeceklerinden karar gerekçesizlik yönünden bozulmalıdır" yolundaki değişik gerekçeyle bozma yönünde oy kullanmıştır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, C.Savcısının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden direnme kararının isteme aykırı olarak bozulmasına bozmada oybirliği gerekçesinde değişik bir oya karşı oyçokluğu ile 3.10.1994 tarihinde karar verildi.