 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/153
Karar no : 1994/179
Tarih : 20.06.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Tedbirsizlikve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak suçundan sanık Ali Dalgıç'ın TCK.nun 455/1-son ve 2918 Sayılı Yasanın 119/2 nci maddeleri uyarınca sonuçta 9 ay hapis ve 37.50 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına sürücü belgesinin hapis cezasına eşit süre ile geri alınmasına ilişkin Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesince verilen 20.10.1992 gün ve 67/153 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen
Yargıtay 2.Ceza Dairesi 6.5.1993 gün ve 4838/5747 sayı ile;
"...Sair itirazların reddine,
Ancak;
1- Temel ağır para cezasının asgari haddinin suç tarihi itibariyle 60.000 lira olduğu gözetilmeden 100.000 lira olarak fazla tayini,
2- Taksirli suçtandolayı 3/8 oranında kusurlu olan sanığın sabıkası bulunmadığı olay sonrasında ve yargılama sırasında da kişiliği hakkında herhangi bir olumsuzluk saptanmadığı halde kanundaki tabirlerin tekrarından ibaret ve yeterli olmayan gerekçe ile hürriyeti bağlayıcı cezanın paraya çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
3- Hiç bir gerekçe gösterilmeden sanığın sürücü belgesinin verilen cezanın azamisini teşkil eden had üzerinden geri alınmasına karar verilmesi" isabetsizliğinden kararı bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise 9.9.1993 günve 118/121 sayı ile; (1) ve (3) nolu bozma nedenlerine uymuş, (2) nolu bozma nedenine karşı ".... Sanığınkişiliğine sair hallerine suçun işlenmesindeki özelliklere ve tüm dosya kapsamına göre hapis cezasının sanık üzerine daha etkili ve caydırıcı olacağın kanaatine varıldığından hakkında 657 sayılı yasanın 4. maddesi uygulanmamıştır" biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükümde sanık vekili tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya Yargıtay C.Başsavcılığının onama istekli 22.3.1994 gün ve 2/6710 Sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulnca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü.
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilen olayda Özel Daire ve Yrel Mahkeme arasında oluş ve subutta bir uyuşmazlık yoktur. Çözümlenecek sorun sankı hakkında 647 Sayılı Yasanın 4. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirikne gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığına ilişkindir.
Ağır hapis hariç kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar ile uzun süreli de olsa taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına çevrilmesine veya çevrilmemesine karar verilirken sanığın kişiliği, sair halleri ve suçun işlenmesindeki özellikler ölçü alınmalı ve gösterilen gerekçe bu ölçülere ilişkin bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır.
Maddi olayda ehliyetli şoför lan, sabıkası bulunmayan ve aşamalarda suçunu ikrar eden 1959 doğumlu sanığın kişiliğinde ve oluşta olumsuz biryön saptanamadığı gibi sair halleri yönünden de aleyhine bir belirleme ve bilgi bulunmamaktadır.
Geçmişte ve yargılama aşamasında olumsuz davranışları gözlenmeyen, olayda 3/8 oranında kusurluolan ve üstelik ölenin yakınlarının da olumlu kişiliğinden dolayı kendisinden şikayetçi olmadıkları anlaşılan sanığın kişiliği, aleyhe özelliler ve geçmişteki olumlu davranışlarına gelecekte de devam etmeyeceğine ilişkin somut nedenler gösterilip açıklanmadan yasadaki sözcükler tekrar edilmek ve bazı yasal olmayan gerekçeler gösterilmek suretiyle hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Gösterilen gerekçe yasal ve yeterli değildir.
Bu nedenle yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
"Cezasanın bireyselleştirilmesi yetkisi duruşma yapan mahkemeye aittir. Yargıtay, bireyselleştirmenin yalnızca gerekçesini denetleyebilir ve fakat bizzat bireyselleştirme yetkisi yoktur. Zira, faili görmemiş, tanımamış; yalnızca dosya üzerinde inceleme yapmıştır. Olayda Yerel Mahkemenin gerekçesi, yasaya uygundur. bu nedenle karar onanmakgerekir. sayın çoğunluğun bozma gerekçesi ise, esasen mantığa ve hukuk kurallarına aykırıdır. Mantığa aykırıdır. Zira, "hak ve nasafet kuralları" gibi kişiden kişiye değişen gerekçeye dayanılarak ve de "geçmişte hükümlülüğü olmayan, yakınıcısı bulunmayan, duruşmalarda saygılı ve kusuru az olan faillerin özgürlüğü bağlayıcı cezası para cezasına çevrilmelidir ve ertelenmelidir" denilerek ve bu etkenlere kesin belirleyicilik referansıyla zorunluluk ilişkisi kurulamaz. Hukuka aykırıdır. Zira, Yargıtay kendine tanınmayan bir yetkiyi kullanarak kararı yetki aşımı nedeniyle sakatlamıştır." diyerek karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.