 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/14
Karar no : 1994/44
Tarih : 14.02.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Görevli Hakimlere hakaret suçundan sanık İbrahim Ceylan'ın TCK.nun 266 ncı maddesinin 1. fıkrasının 3. bendi uyarınca (iki kez uygulanmıştır.) Sonuçta 12 ay hapis ve 40.000 lira ağır paracezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Sakarya Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.9.1992 gün ve 51/179sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 9.2.1993 günve 1992/8165-1993/634 sayı ile;
"... Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak: Sanığa yükletilen eylemler Sulh Hukuk Mahkemesince avukat olarak verdiği yargıcı red ve ihtiyati tedbir kararlarına itiraz dilekçelerinde yargıçlara "vukufiyetsizlik, tarafsızlık, adaletsizlik görevi savsama" gibi sözcükler kullanarak sövmekten ibarettir.
Sanığın bu suçlamaları olaylarlabağlantı kurarak yargıçların adaletsiz ve dosyaları incelemeksizin karar verdiklerini belirtmek içn yazdığı C.Y.Y.nın 23. maddesine göre yargıçların yansızlığını yansıtma olgusuyla kullanılan bu sözcükler arasında zorunluluk ilişkisi bulunduğu ve böylece eyleminin hukuka uygunluk nedeni olan TCK.nun 486. maddesinin sınırları içinde kaldığı gözetilmeden hüküm kurulması" isabetsizliğinden üye M.Dinç'in oluşa, dosya içeriğine delillere ve gerekçeye göre mahkemenin ulaştığı sonuç usul ve yasaya uygun bulunduğundan hükmün onanması gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum" biçimindeki karşı oyuyla kararı bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise 8.4.1993 gün ve 89/68 sayı ile;
Hakimlere yönelik olarak dilekçelerde kullanılan söz-sıfat ve atıflar dava ile ilgili olmayan savunma sınırlarını aşan yazı ve sözlerdir.
Bu nedenle sanığın kasıtlı olarak kullandığı sözlerin savunma sınırları içinde kaldığı söylenemez" biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de sanık ve C.Savcısı tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya Yargıtay C.Başsavcılığınınonama istekli 7.1.1994 günve 4/58812 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kuruluncu okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Avukat olan sanığın davacılar vekili sıfatıyla Sulh Hukuk Mahkemesine verdiği hakimi red ve yeniden tedbir kararı verilmesi istemlerini içeren 25.8.1989 ve 29.8.1989 günlü dilekçelerde görevli hakimlere yönelik olarak "Vukufiyetsizlik, tarafsızlık, adaletsizlik ve görevi savsama" gibi sözçükler kullanmak suretiyle onlara hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada Özel Daire ile yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık sarfedilen bu sözlerin hakaret suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesi sırasında bir kısım Üyeler "Sanık, mağdur hakimleri idari yönden şikayet etmiştir. Bu şikayetlerin soncu merciinden araştırılıp bundan sonra karar verilmesi gerekir." biçimindeki açıklamalarla hükmün eksikinceleme yapılması nedeni ile bozulması yönünde görüş bildirmişlerse de, yapılan oylama sonunda soruşturmanın genişletilmesine gerek olmadığına oyçokluğu ile karar verilip, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
İncelenen maddi olayda sanığın istemi doğrulutusunda konulan tedbir kararının delilerde bir değişiklik olmadığı halde kaldırılmasına karar verilmiştir.
Aynı delillerle dayanılarak hukuki sonuçları farklı iki ayrı karar verilmesini dosyaların yeterince incelenmemesine ve hakimlerintaraflı davranmalarına bağlayan sanığın, bu durumu açıklamak için suça konu sözleri kullandığı, kullandığı sözler ile iddiasını vurgulayıp dikkat çekerek red talebilinin kabulünü sağlama çabasında olduğu saptandığına göre bu oluşta müsnet suçun yasal unsurları yoktur.
Bu itibarla yerel mahkeme direnme kararının bozulmasına karar verilmelidri.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri"direnme hükmünün haklı nedenlere dayandığını belirterek Onanması" yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme aykırı olarak (BOZULMASINA) oyçokluğu ile karar verildi.