 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas no : 1994/11
Karar no : 1994/91
Tarih : 04.04.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Silahlı çetenin sair efradı olmak suçundan sanık İzzettin'in eyleminin, silahlı çeteye yardım etmek suçunu oluşturduğu kabul edilerek TCK.nın 169, 3713 Sayılı Yasanın 5. TCK.nın 59. maddeleri uyarınca 3 sene 9 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Diyarbakır 1 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince 24.2.1993 gün ve 58-104 sayı ile verilen kararın, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen;
Yargıtay 9. Ceza Dairesince 1.7.1993 gün ve 1896-3279 sayı ile;
Sanığın silahlı çete mensuplarına yardım ve yataklık yaptığına dair özgür iradesine dayalı bulunmadığını bildirdiği kolluktaki açıklaması ile bir itirafçı sanığın sonradan değişen beyanlarından başka yeterli ve inandırıcı kanıtlar elde edilemediği gözetilmeden mahkumiyetine karar verilmesi) isabetsizliğinden oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise, 4.1.1994 gün ve 32101 sayı ile; Tanık Abdullah Aydın'ın kolluk, C. Savcılığı ve Sulh hakimliğindeki beyanları ve sanığın kolluktaki ifadesine göre suçun subüta erdiği görüşüyle itiraz etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuluşulup, düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, suçun sübuta erip, ermediği hususundadır.
Esasın görüşülmesine geçilmeden önce, 1. müzakerede sanığın P.K.K. köy komitesi faaliyetlerine katılıp katılmadığının, saptanması için Çeltikbaşı köyü halkından, olaydan bilgisi olanların ifadelerine başvurulmasına gerek bulunup bulunmadığı tartışılmış bu husus ön mesele niteliğinde görüldüğünden C.Y.U.Y.nın 384, 385. maddeleri uyarınca oylanmış ve soruşturmanın genişletilmesine gerek bulunmadığı yasal oyçokluğuyla karara bağlanmıştır.
Bilahare esasın görüşülmesine geçilmiş, 1. müzakerede yasal oyçokluğu sağlanamadığından yapılan ikinci müzakerede;
Sanık 3.12.1992 tarihli kolluktaki anlatımında; ayrıntılı bir biçimde P.K.K. örgütünün köy komitesine Abdullah Aydın tarafından seçildiğini ve örgütün amaçları doğrultusunda köylülere ajitasyon faaliyetlerinde bulunduğunu belirterek, somut ilişkilerini açıklamakta ve bu anlatımın baskıyla alındığına dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.
Sanığın açıklanan bu anlatımı, Abdullah Aydın'ın kolluk, C. Savcılığı ve Sulh hakimliği önünde alınan beyanları ile de doğrulamaktadır.
Tanık Abdullah Aydın'ın, sanığa iftira etmesini gerektirir bir neden bulunmamaktadır. Kaldı ki, sanığın kolluktaki beyanı ile tanık Abdullah Aydın'ın aşamalardaki ifadeleri uyum göstermektedir. Bu kanıtlara göre sanığın üzerine yüklenen suçun sübuta erdiği kabul edilmelidir.
Bu itibarla itirazın kabulüne karar verilmelidir.
Kurul üyelerinden 4. Ceza Dairesi Başkanı Sami SELÇUK "Duruşma yapmadığı için Yargıtay yargıcı, kanıtları değerlendiremez. O yüzden yargıtay "davanın değil, hükmün yargıcıdır." Duruşma yapılmadığı halde, kanıtlar değerlendirilirse, "yargıladığın oranda hüküm kur" ilkesi örselenir ve verilen karar, yetki aşımı nedeniyle butlan yaptırımıyla sakatlanır. Bu konudaki görüşlerimi birçok karara yazdığım karşı oylarda ayrıntılarıyla açıklamış bulunuyorum. (Balıkesir Baro Dergisi, Aralık 1993, Sayı 48, Sahife 31-36). Bu nedenlerle, Yerel Mahkeme kararının gerekçesini yeterli ve fakat Yüce Kurul'un kanıt değerlendirmesini yasaya aykırı bulduğumdan, bu değişik gerekçeyle itiraz kabul edilmelidir" biçiminde katılma oyu kullanırken, karşı oy kullanan kurul üyeleri Özel Daire bozma kararının haklı nedenlere dayandığını ileri sürmüşlerdir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüyle, Özel Daire bozma kararı kaldırılarak usul ve yasaya uygun görülen Yerel Mahkeme kararının (ONANMASINA), yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.