 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kumlu
E. 1994/10-32
K. 1994/57
T. 21.2.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
3167 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ
TEBLİGAT
KARAR ÖZETİ Keşideci sanığın çek hesabı açarken muhatap bankaya bildirdiği adrese 3167 sayılı Yasa uyarınca çıkarılan iadeli taahhütlü tebligat, o yerde tebligatı almaya ehil ve yetkili bir kişiye yasanın öngördüğü koşulları içerir biçimde yapıldığı takdirde yeterli ve geçerli olur. Olayda, muhatap yerine tebligatı alanın kim olduğu kesin olarak saptanmadığından, tebligatı almaya ehil ve yetkili olup olmadığı araştırılmalı, değilse yeniden muhatap banka tarafından sanığa iadeli taahhütlü mektupla ihtarda bulunulması sağlanmalıdır.
(3167 s. Çek. K. m. 12, 16,7)
(7201 s. Tebligat K. m. 16)
(5584 s. Posta K. m. 17)
Karşılıksız çek düzenlemek suçundan sanık Arslan' ın, 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve 1 yıl çek hesabı açma ve keşide etmesinin yasaklanmasına ilişkin, (Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 11.2.1992 gün, 886/88 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesi 17.3.1993 gün, 15495/3592 sayı ile;
"1- Muhatap bankaca, 3167 sayılı Yasanın 7. maddesine göre zorunlu olduğu ihtaratı yaptığı cevaben bildirilmişse de dosyada mevcut ihtarname ve tebligat evraklarını alan Nurcan'ın 5584 sayılı Posta Kanununun 17. maddesinde belirtilen iadeli taahhütlü mektup almaya yetkili olup olmadığı araştırılarak, yetkili olmadığının anlaşılması halinde anılan maddede yazılı mevzubahis kuralın keşidecisinin iyiniyetini göstermek imkanını sağlamak amacına yönelik olduğu da gözönüne alınarak çekin mahkemece bankaya tevdi edilip usulüne uygun 7. maddeye göre zorunlu ihtaratın yapılmasının sağlanması ve bu ihtarat üzerine kanunda yazılı 7 işgünü içinde düzeltme hakkını kullanıp kullanmadığının araştırılıp, belgeleri de eklenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Gerekçeli kararda sanık adının Arslan yerine Aşlan olarak yazılması" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 14.7.1993 gün, 554/720 sayı ile; iki nolu bozma nedeni-ne uymuş bir nolu bozmaya ise, "ihtar mektubu sanığın kardeşine tebliğ olunmuştur. Duruşmada okunmuş ve mektuptan haberdar edilmiştir. 3863 sayılı Yasa ile değişik 3167 sayılı Yasanın 16. maddesi gereğince her zaman ödeme yapılarak takibattan ve cezadan kurtulma mümkümdür. Bu yola da başvurulmadığına göre sanığın iyiniyetinden söz edilemez" gerekçesiyle Önceki hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "onama istemli" 25.1.1994 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa göndenlmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Sanığın karşılıksız çek düzenlemek suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; sanığın çek hesabı açarken muhatap bankaya bildirdiği adrese 3167 sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince düzeltme hakkını kullanması için çıkarılan iadeli taahhütlü tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ edilip edilmediğine ilişkindir.
Tebligatla ilgili hükümler 7201 sayılı Tebligat Yasası ile 5584 sayılı Posta Yasasında ve Özel olarak da 3167 sayılı Yasanın 12. maddesinde düzenlenmiştir.
Tebligat Yasasındaki genel ilke, tebligatın bizzat muhataba, olanak bulunmadığı takdirde bu husus belirtilmek suretiyle ehil ve yetkili olan bir yakınına veya çalıştığı işyerindeki yetkiliye yapılması, bu da mümkün olmadığı takdirde tebligatı Öğrenebilmesini sağlayacak araçlarla yapılmasıdır. Nitekim 16. maddede, muhatabın adresinde bulunmadığı takdirde aile efradına veya hizmetçisine tebligat yapılabileceği belirtilmiştir.
3167 sayılı Yasanın 12. maddesinde ise, "Bu Yasa uyarınca yapılacak ihtarlar, herhangi bir adres değişikliği bildiriminde bulunulmadığı müddetçe çek hesabı sahibinin hesabı açtırırken bildirdiği adrese yapılmakla geçerli olur' hükmü yer almaktadır. Bu hükümle, tebligatın yapılmakla geçerli sayılacağı durum ifade edilmektedir. Bir başka anlatımla keşidecinin adresini değiştirdiğine dair bankaya bir bilgi vermemesi halinde, bu adrese usulüne uygun şekilde, Yasaların Öngördüğü koşulları içerir biçimde yapılacak tebligatlar geçerli sayılacaktır. Yasanın 12. maddesi ile, muhatap bankaya bildirilen adreste herhangi bir kimsenin tebligat alması halinde, tebligatın geçerli olacağı hükme bağlanmamış ve 5584 sayılı Posta Yasasının 17. maddesi hükmü uygulamadan kaldırılmamıştır. Tebligat; Posta Yasasının 17. maddesinde öngörüldüğü biçimde, tebligatı almaya ehil ve yetkili bir kimseye yapılmalıdır. Tebligatın bu adreste herhangi bir kimseye yani almaya yetkili ve ehil olmayan binsine yapılması halinde tebligat geçerli kabul edilemeyecektir.
İncelenen dosyada; sanığın keşide ettiği suça konu çekin karşılıksız çıkması üzerine bankaya bildirdiği adrese çıkarılan iadeli taahhütlü tebligat, 7.8.1991 tarihinde Nurcan'a tebliğ edilmiştir. Tebligat parçasında; imzası bulunan Nurcan'ın kim olduğu, verilen adresde ne sıfatla bulunduğu, sanıkla birlikte oturup oturmadığı, tebligatı almaya ehil ve yetkili olup olmadığı, tebligatın neden sanığa yapılamadığı hususlarında bir açıklama bulunmamaktadır. Duruşmada tebligat evrakı okunduğunda sanık, tebligatın yapıldığı Nurcan'ın kardeşinin karısı olduğunu, tebligattan haberi olmadığını söylemiştir. Öte yandan, duruşma gününü bildirir davetiye sanığın kardeşi Nurcan'a, mahkumiyet kararı ise sanığın eşi Nurcan'a tebliğ edilmiştir. Görüldüğü üzere, Nurcan'ın kim olduğu, kesin olarak saptanmadığından, Posta Yasasının 17. maddesi uyarınca tebligatı almaya ehil ve yetkili olup olmadığı araştırılmalı, ehil ve yetkili olmadığı takdirde 3167 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca muhatap banka tarafından, düzeltme hakkını kullanabilmesi için sanığa yeniden iadeli taahhütlü mektupla ihtarda bulunulması sağlanmalıdır. Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Bir Üye; "3863 sayılı Yasa ile değişik 3167 sayılı Yasanın 16/son maddesi gereğince her zaman ödeme yapılması ve bu nedenle davanın ortadan kaldırılması mümkündür. Yapılan yasal değişiklik sebebiyle, tebligatın yetersizliğinden bahisle düzeltme hakkını kullanması ve iyiniyetini göstermesi için sanığa yeniden 7 günlük bir süre gereksizdir" düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Sonuç Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), tebliğnamedeki onama isteyen düşünceye aykırı olarak, 21.2.1994 günü oyçokluğuyla karar verildi.