 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1993/45
Karar No: 1993/65
Tarih: 15.03.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA :Resmi belgede sahtekarlık suçundan sanık H.U.nun TCK.nın 339, 80, 59. maddesi uyarınca 2 yıl 11 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin (...) Ağır Ceza Mahkemesince 10.2.1992 gün ve 148-13 sayı ile verilen hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen;
Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce 19.1.1993 gün ve 8614-9 sayı ile; Usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise, 19.2.1993 gün 24784 sayı ile;
(.. Sulh Ceza Mahkemesi hakimi olan sanığın, orman suçlarına ilişkin bazı davalarda mevsim koşulları ve iş çoğunluğu gibi nedenlerle keşif yapılmadığı halde, yapılmışcasına keşif tutanakları düzenlemekten ibaret eyleminin görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu,
Kaldı ki bir an için sahtekarlık olarak değerlendirilmesi durumunda, bu tutanakların davanın sonucunu değiştirmeye etkili olup olmadıkları, araştırılmadan eksik soruşturmayla hüküm kurulması,
Olayda TCK.nın 347. maddesinin uygulama yeri bulunup bulunmadığının tartışılmaması) isabetsizliğinden itiraz etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre:
Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasında sübutta bir uyuşmazlık bulunmamakta, uyuşmazlık öncelikle sanığın sabit olan eyleminin oluşturduğu suçun niteliğine ilişkindir. Bunun yanında suç niteliği sahtekarlık olarak belirlendiği takdirde, sanığın düzenlediği bu sahte belgelerin sonuç doğurmakta etkili olup olmadıkları ve TCK.nın 347. maddesinin uygulama yeri bulunup bulunmadığı, uyuşmazlığın diğer konusunu oluşturmaktadır.
Sanığın eyleminin oluşturduğu suçun niteliğini belirlemek için olaya gözatıldığında; Olay tarihlerinde (..) Sulh Ceza Mahkemesi hakimi olarak görev yapan sanık, aynı mahkemenin orman suçlarına ilişkin 1983/32-33, 1984/157, 1985/117-119-124-125 Esas sayılı dava dosyalarında keşfe gitmediği halde, tutanak düzenleyicilerini de hazır göstermek suretiyle sahte keşif tutanakları düzenlemek suretiyle, işlem yaparak, belirtilen davaları sonuçlandırmıştır. Sanığın açıklanan bu eylemi, resmi belgenin aslında sahtekarlık suçunu oluşturur. Bu itibarla suç niteliğine ilişkin itiraz yerinde değildir.
Hal böyle olunca, düzenlenen sahte keşif tutanakları, sahteliği kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi belge niteliğinde olup, sonuç doğurmaya elverişli olduklarından, bu hususta bir araştırma yapılmasına da gerek bulunmamaktadır.
- Olayda T.C.Y.nın 347. maddesinin uygulanma yeri bulunduğuna ilişkin itiraz da geçerli değildir. Şöyle ki; ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 11.6.1990 gün ve 144-174 sayılı, 4.6.1990 gün ve 143-167 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, TCK.nın 347. maddesi sahtekarlık suçlarını kapsayan ortak hafifletici nedeni içermektedir. Bu maddenin uygulanabilmesi için, failin gerçek olan bir olayın kanıtlanmasını sağlamak amacıyla hareket etmiş olması gerekir. Bununla beraber kanıtlanmak istenilen olayın esasta doğruluğu ve gerçekliği koşul olmayıp, failin iyi niyetle bu olayın doğruluğuna inanması yeterlidir. TCK.nın 347. maddesinde öngörülen hafifletici sebep objektif olmayıp, subjektiftir. Gerçekte kanıtlanacak olay sahih olmasa bile, fail bunu böyle sanarak iyi niyetle ve belirtilen saikle hareket etmiş olduğu takdirde hafifletici sebebin varlığı kabul edilmelidir.
Oysa ki uyuşmazlık konusu olayda sanık, Sulh Ceza Mahkemesine açılan orman suçlarına ilişkin davalarda, maddi gerçeği bulabilmek için olay yerlerinde keşif yaparak, suçların sübuta erip ermediğini, sübuta ermişse niteliklerini ve cezanın bireyselleştirilmesi de dahil, uygulamayı buna göre belirlemek durumundadır. Hakim olan sanığın kişisel bilgisini dahi önündeki davaların çözümünde etkin kılması, ceza yargılamasının amacına temelden aykırıdır.
O halde olayda TCK.nın 347. maddesinin uygulanması gerektiğine yönelik itiraz da yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının (REDDİNE) 15.3.1993 tarihinde oybirliği ile karar verildi.