 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1993/347
Karar No: 1993/21
Tarih: 07.02.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Tedbirsizlikveya dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek suçundan sanık İrfan Çetin'in TCK.nın 455/1-son, 59 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca sonuçta toplam olarak 758.333 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, katılanlar için onarmilyon lira manevi ödencenin sanıktan alınmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, nisbi harç, vekalet ücretinin tahsiline ilişkin Marmarasi Asliye Ceza Mahkemesince 5.5.1992 gün ve 197-295 sayı ile verilen kararın, sanık tarafındantemyiz üzerine dosyayı inceleyen;
Yargıtay 2. Ceza Dairesince 31.3.1993 gün ve 2807-3924 sayı ile;
(Sair itirazlar yerinde görülmeyerek;
1- Katılan Fatma özçiben'in hazırlık soruşturması sırasında şikayetçi olmadığını belirttiği gözönüne alınmadan yararına manevi ödenceye hükmedilmesi,
2- Hükmedilen manevi ödence üzerinden binde on yerine, binde otuz nisbi harç alınmasına,
3- Reddedilen ödence nedeniyle sanık yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi) isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise (1-2) nolu bozma nedenlerine uyarak, 10.6.1993 gün ve 1731090 sayı ile;
Bir kimsenin kendi haksız fiili nedeniyle vekalet ücreti şeklinde de olsa sebepsiz zenginleşmesine hukuk düzeninin cevaz vermeyeceği, açıklamasıyla, (3) nolu bozmaya karşı direnmiştir.
Bu kararda, sanık müdafi ve C.Savcısı tarafından,süresinde temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 14.12.1993 gün ve 2/72409 sayılı tebliğnamesiyle, 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca incelendi, gereği konuşulup düşünüldü;
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire uyarınca mahkumiyetine karar verilen sanığın, katılanların reddedilen ödence istekleri nedeniyle, müdafii ile temsil edilmesi karşısında vekalet ücretine karar verilip, verilemeyeceği hususundadır.
Sorunun çözümü için 1136 sayılı Avukatlık Yasası ile bu yasa hükümlerine göre düzenlenen Avukatlık Asgari Ücret tarifelerine bakmak gerekir.
Avukatlık Yasasının 2 nci maddesine göre; avukatlığın amacı, "hukuki ilişkilerin düzenlenmesine, her türlü hukuki sorun ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesine, hukuk kurallarının tam olarak uygulanması hususunda yargı oranları ve hakemlerle resmi ve özel kurulve kurumlara yardım etmektir.
Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve deneyimlerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına sunar".
Adalet hizmetinin yerine getirilmesnde böyle önemli bir görevi üstlenen avukatların ücretlerinin nasıl belirleneceği yasanın onbirinci kısmında düzenlenmiştir. 168 nci maddeye göre, "Her baro yönetim kurulu iki yılda bir seçim devresi başlangıcında yargı yerlerindekiişlemlerle diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari haddini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderir.
Türkiye Barolar birliği yönetim kurulu, muhtelif baro gruplarını tesbit ve tarifleri belirleyerek Adalet Bakanlığına gönderir.
Adalet Bakanlığı tarifeyi aynen ya da gerekli gördüğü değişikliklerle onaylar" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm uyarınca iki yılda bir Mayıs ayında Avukatlık Asgari ücret tarifeleri Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer.
Nitekim 11 Mayıs 1991 gün ve 20868 sayılı resmi Gazetede yayımlanan Avukatlık Asgari ücret tarifeleri bu hususta düzenlemeleri içermektedir. Bu tarifenin 11 nci maddesinde yer alan düzenlemeye göre, "Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti hüküm altına alınan miktar üzerinden tarifelerin üçüncü kısmına göre belirlenir.
Davanın bir kısmının reddinde, karşı taraf yararına tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı için takdir olunan ücreti geçemez.
Bu davaların, damamının reddi halinde avukatlık ücreti, tarifelerin ikinci kısmının ikinci bölümü uyarınca takdir edilir." hükmü yer almaktadır.
Demek ki reddedilen manevi ödence miktarı üzerinden, kendisini müdafii ile temsil ettiren sanığa tayin edilecek nisbi avukatlık ücretinin miktar ve yöntemi yasayla ve tarifeyle belirlenmiştir. O halde sair yönleri Genel Kurulumuzca incelenmeyen direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanık müdafinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden sair yönleri Cezal Genel Kurulu'nca incelenmeyen direnme kararının (BOZULMASINA) oybirliğiyle karar verildi.