 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1993/32
Karar No: 1993/52
Tarih: 08.03.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Eroin ticareti yapmak suçundan sanık Ömer'in 403/5-6, 405/2 ve 59. maddeleri uyarınca 3 sene 4 ay ağır hafis ve 75.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına sanık Selahattin'in beraatine ve zoralıma ilişkin İstanbul 2. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce verilen 05.11.1991 gün ve 170/410 sayılı hükmün C. Savcısı ve sanık Ömer vekili tarafından temyizi dosyayı inceleyen
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 25.03.1992 gün ve 745/3178 sayı ile;
"A- Sanık Selahattin hakkındaki beraat hükümünün onanmasına
B- Sanık ömer hakkındaki hükme yönelik temyize gelince
Adli Tıp Kurumu Kimyasal Tahliller İhtisas Dairesinin 21.07.1991 ve 5. İhtisas Kurulu'nun 29.07.1991 günlü raporlarında polis labaratuvarında deney ve tanık mumune olarak alınanlar dahil suç konusu maddenin tamamının 0.397 gramının eroin 0.026 gramının morfin geri kalanın ise ara ürün olduğu bildirilmiş bulunduğundan yakalanan eroinin 2 gram 1 santigram olduğuna ve eksik ağır para cezası tayin edildiğine ilişkin tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Diğer temyiz itirazları yerinde değilse de;
1- (1) gramın altında kalan eroin ve morfin karışımı madde nedeniyle verilecek temel ağır para cezasının TCK.'nun 19. maddesi uyarınca suç tarihi itibarıyla 60.000 lira yerine 90.000 lira olarak tayin edilip araştırma ve indirimlerin bu miktar üzerinde yapılması sonucu fazla ağır para cezasına hükmedilmesi,
2- Sanığın sürmünün meydana çıkmasına veya suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardımı dokunmadığı gözetilmeden TCK.'nun 405/2. maddesi uygulanarak cezasının indirim yapılması
3- TCK.'nun 31. maddesinin uygulanmaması" isabetsizliğinden kararı bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise 03.11.1992 gün ve 1992/37 sayı ile: (1) ve (3) nolu bozma nedenlerine uyup gereğini yerine getirmiş (2) nolu bozma nedenine karşı "...Yakalandığında üzerinde eroin elde edilemeyen sanık yüklenen suçu inkar etseydi mahkumiyetine karar verilemeyecekti. Suçunu ikrar ederek soruşturmaya yardımcı olduğuna göre hakkına TCK.'nun 405/2. maddesinin uygulanması yerindedir" biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de C. Savcısı ve sanık vekili tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istekli 10.02.1993 gün ve 10/99815 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında subuta bir uyuşmazlık yoktur. Çözümlenecek sorun sanık hakkında TCK.'anun 405/2. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğine ilişkindir.
TCK.'nun 405/2. maddesinin fail hakkında uygulanabilmesi için 403 ve 404. maddelerle yazılı suçlar haber alındıktan sonra failin suçun meydana çıkmasına veya suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmesi gerekmektedir.
İncelenen maddi olayda kendisinde eroin bulunduğu ve bu eroini satmak için müşteri aradığı haber alınan sanığın Narkotik Şube görevlileri tarafından görevlendirilen (x) ajan yardımıyla izlenmeye başlandığı sanıkla değişik yerlerde ve zamanlarda bulunan (x) ajanın onun güvenini kazandıktan sonra kilaso 50 milyon liradan 12 Kg. eroin satınalmak üzere anlaştıkları, olay günü buluştuklarında sanığın verdiği numune eroini beğendiğini söyleyen (x) ajanı beklemekte olan sanığın yakalandığı, var olan delillerle saptandığına göre, saptanan bu oluşa sanığın suçun meydana çıkmasına veya suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardımda bulunmadığı gözetilmeden TCK.'nune 405/2. maddesi uygulanarak cezasından inridim yapılmasında isabet görülmemiştir. Yerel Mahkeme direnme hükmünün açıklanan bu nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi (BOZULMASINA) oybirliğiyle karar verildi.