Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1993/19
Karar No: 1993/43
Tarih: 01.03.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Yalan tanıklık yapmak suçundan sanık Alime Çakan'ın TCK.nın 286/1, 55/3, 647 Sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 300.000 lira ağır para cezası ile Cezalandırılmasına ilişkin Dursunbey Asliye Ceza Mahkemesince verilen 14.2.1990 gün 237/17 sayılı hükmün, sanık vekili tarafından süresinde temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi 20.12.1991 gün 6742/7753 sayı ile;
"Yalan tanıklığa konu davada, müşteki sanık Cemile Mercan, Ümmü Mercan ve Hatice Mercan ile tanık Alime Çakan'ın anlatımları arasındaki çelişkinin ancak bir vicdani kanıyı oluşturabileceği, yalancı tanıklık cürmü için kesin kanıt olmayacağı gözetilmeden ve tanığın yalan söylediği gerçeğe uygun biçimde saptanmadan hükümlülük kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 12.3.1992 gün 27/24 sayı ile; eski hükmün doğru olduğundan bahisle direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının bozma istemli 21.1.1993 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Sanık hakkında yalan tanıklık yapmak suçundan açılan kamu davasında, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık suçun sübutuna ilişkindir.
Dosya içeriğine göre; Dursunbey Sulh Ceza Mahkemesinin 1989/281 esas sayılı dosyasında şikayetçi sanıklar Cemile ve Ümmü Mercan hakkında sövme ve etkili eylem, Hatice ve Nursel Mercan hakkında sövme ve konut dokunulmazlığını bozmak, sanık Mustafa Mercan hakkında ise bıçakla yaralama ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından dava açılmıştır. Bu dosyada tanık olarak dinlenen Alime Çakan, Karakolda yeminsiz olarak alınan ifadesinde "evde olduğunu, olayı görmediğini," duruşmada ise "görgüye dayalı bir bilgisi olmadığını" söylemiş, şikayetçi sanıkların "Alime'nin olay yerinde olduğunu" ileri sürmeleri üzerine tanık hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve direnme konusu olan bu dava açılmıştır.
Sanık hakkında açılan davada dinlenen ve Sulh Ceza Mahkemesindeki davanın şikayetçi sanığı olan tanık Cemile Mercan, "kavga sırasında" sanığın çeşme başında olduğunu, münakaşa bittikten sonra ayrıldığını tanık Hatice Mercan ise "münakaşa sırasında sanığın yakında bulunduğunu, münakaşa bitince orada olup olmadığını farketmediğini" beyan etmişlerdir.
Türk Ceza Yasasının 286. maddesinde yer alan yalan tanıklık yapmak suçuna kendisinin katılmadığı olaylara ilişkin bildiklerini, tanık dinlemeye yetkili merciler önünde açıklamaya zorunlu olan kimselerin yalan söylemesi veya gerçeği inkar etmesi yahut dinlendiği konudaki bilgilerini az veya çok söylememesi ile oluşur. Ancak bu eylemin bilerek, isteyerek yani kasten işlenmesi gerekir. Yalan; gerçeğin kasten değiştirilmesidir. Dikkatsizlik, unutma, başka şeylerle meşgul olma nedeniyle olayı görememe ve benzeri durumlarda bir tanığın tanıklığının, diğer bir tanığın beyanına uymaması yalan tanıklık olarak kabul edilemez.
Maddi olayda; sanığın yalan söylediği, gerçeği inkar ettiği, bilgisini az veya çok ketmettiği veya maksatlı hareket ettiğine dair kesin delil yoktur. Sanığın tanık olarak alınan beyanı ile şahit olarak dinlendiği olayın şikayetçi sanıklarının anlatımları arasındaki çelişki, delillerin takdiri ile ilgili olup yalancı tanıklık cürmü için kesin kanıt olarak kabul edilemez. Kaldı ki tanık Hatice Mercan, münakaşanın başında sanığı olay yerinin yakınında gördüğünü, kavga bittiğinde farkına varmadığını söylemekle savunmayı da doğrulamaktadır. Bu itibarla, sanığın yüklenen suçu işlediğine dair savunmasının aksini gösterir, tanıkların çelişkili beyanından başka cezalandırılmasına yeterli ve kesin kanıt bulunmadığından, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
 
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi Bozulmasına, bozmanın niteliğine göre yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmediğinden C.M.U.Y.nın 322/1. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanığın BERAATİNE, 1.3.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini