 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 1993/185
Karar No: 1993/224
Tarih: 04.10.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, deneme süresi içerisinde suç işleyen sanık hakkında, önceden verilip kesinleşmiş aynı cinsten ertelenmiş cezasının T.C. Yasasının 95/2'nci maddesi uyarınca çektirilmesine karar verilip verilemiyeceği hususundadır.
Bir vergi dönemi içerisinde iki kez satış fişi vermeyerek üzerine yüklenen suçun sübuta erdiği kabul edilen sanığın, 213 sayılı Yasanın 360/1-24nci maddesi uyarınca cezalandırılmasına ve cürüm ile mahkum edilmesine rağmen, deneme süresi içerisinde (Hüküm tarihinden itibaren beş yıl) diğer bir cürümden dolayı, evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya mahkum edilen sanık hakkında T.C. Yasasının 95/2. maddesi uyarınca ertelenmiş cezasının infazına karar verilmiştir.
Ancak, 3.4.1992 gün ve 21191 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak Yürürlüğe giren bazı kamu Alacaklarının Tahsilatının Hızlandırılması ve Matrah Artırma Hakkında 3787 sayılı Yasanın 10/2, 11. ve 12/2'nci maddelerinde 121 sayılı Yasanın 344, 358 ve 360'ncı maddeleriyle ilgili olarak yeni bir düzenlemeye gidilmiştir.
3787 sayılı Yasanın 10/2'nci maddesinde, "344 ve 358'nci maddelerde yer alan kaçakçılık ve kaçakçılığa teşebbüs suçları 1.1.1992 tarihinden önce işleyen ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce C. Savcılıklarına suç dururusunda bulunulmamış olanlar hakkında suç durusunda bulunulmaz, suç durusunda bulunup soruşturma, kovuşturma ile yargılama sahfasında bulunan kamu davaları ortadan kalkar, Bu hükümden yararlanabilmek için kaçakçılık vekaçakçılığa teşebbüs suçlarına ilişkin fiiller nedeniyle ortaya çıkan verigi ziyaı dolayısıyla yapılmış olan tarhiyata isabet eden vergi aslının tamamı ile bu vergiye bağlı vergi cezaları, usulsüzlük veya Özel Usulsüzlük cezaları, geçikme faizi ve geçikme zamlarının tamamının ödenmiş olması veya bu Kanunun hükümlerinden faydalanılarak bu Kanunda gösterilen süre ve tutardatamamen ödenmesi şarttır" hükmüne yer verilirken,
11'nci maddesinde; "3100 sayılı Katma Değer Vergisi mükelleflerinin ödeme kaydedici cihazları kullanmaları mecburiyeti hakkında Kanuna göre 31.12.1990 tarihine kadar mecburiyet başladığı halde ödeme kaydedici cihazları süresinde almayan mükellefler hakkında; en geç bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar bu cihazları almaları, ihtilaf yaratmamaları, ihtilaflardan vazgeçmeleri şartıyla haklarında C. Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmaz, soruşturma, kovuşturma ile yargılama safhasında bulunan davaları ortadan kalkar". hükmü yeralmış bulunmaktadır.
Açıklanan bu Yasal düzenleme sanık yararına olup, T.C. Yasasının 2/2'nci maddesi uyarınca "sonradan yürürlüğe giren lehe Yasanın geçmişe uygulanacağı" Ceza Hukukunun duruksamaya yol açmayacak genel ilkelerindendir. Bu itibarla önceden verilip kesinleşmiş bulunan mahkumiyetlerin infazı sırasında da sonradan yürürlüğe giren lehteki hükümlerin uygulanacağı açıktır.
Bu nedenle, sanık hakkında önceden verilip kesinleşen ertelenmiş mahkumiyete ilişkin Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.12.1989 gün ve 798/1154 sayılı dosyası getirilip; yukarıda açıklanan 3787 sayılı Yasa hükümleri yönünden incelenmeli, gerektiğinde maliyeden sorularak, ertelenmiş cezanın aynen infazına karar verilemeyeceğinden Özel Daire bozma kararı isabetlidir. O halde Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.