Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1992/5-368
K: 1993/31
T: 8.2.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • RÜŞVET ALMAK
  • RÜŞVET VERMEK
  • ZAMANAŞIMI ( Rüşvet )
  • RÜŞVET ( Zamanaşımı )
  • HAZIRLIK SORUŞTURMASINDAKİ İFADENİN REDDİ
  • RÜŞVET VERMEYE ARACILIK
 
765/m.212,220,227,102/4,104/2
 
DAVA VE KARAR : Rüşvet almak ve rüşvet vermek suçlarından sanık Mustafa Yılmaz ve 37 arkadaşının beraatlerine ilişkin Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 29.12.1986 gün ve 211-203 sayılı hükmün Özel Daire'ce "Sanıklara yüklenilen suçların sübuta erdiğinden" bahisle bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda sanıklar Yılmaz ve Remzi TCK.nun 212/1 ve 59. maddeleri uyarınca 2 şer sene 6 şar ay sanık Murat'ın 212/1, 80 ve 59. maddeleri uyarınca 2 sene 11 ay ağır hapis sanık Ali'nin 220, 59, 647 sayılı yasanın 4 ve 6. maddeİeri uyarınca 102.500 lira ağır para cezalarıyla olmak üzere tüm sanıkların mahkumiyetlerine, sanık Ali'ye verilen cezanın ertelenmesine sanıklar hakkında TCK.nun 227/2. maddesinin uygulanmasına şoförler derneğinde ele geçen paranın zoralımına ilişkin aynı mahkeme'ce verilen 15.6.1989 gün ve 50/89 sayılı hükmün sanıklar ve vekilleri tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen;
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 27.9.1990 gün ve 2352/3985 sayı ile karan düzelterek onamıştır.
Bu karara karşı 17.10.1990 gün ve 54 sayı ile itiraz yoluna başvuran Cumhuriyet Başsavcılığı "... Memur olan sanıklar Yılmaz, Remzi ve Murat haklarında dernek sekreteri Mehmet'in soyut ifadesi dışında delil yoktur. Bu ifade samimi kabul edilse bile rüşvet anlaşmasınıri varlığı kiminle yapıldığı ve miktarı belirsizdir.
Sanıklar Ali, Hüseyin, Mehmet ve İsmail'in beyanları somut bir olaya ilişkin değildir.
Sanık Remzi hakkında TCK.nun 240. maddesine muhalefetten dava açıldığı halde işin idari nitelikte olduğu gözetilip lüzumu muhakeme kararı aranmadan ve ek savunma verilmeden Rüşvet almaktan mahkum edilmiştir.
Bu sebeple sanıklar Yılmaz ve Murat'ın beraatlerine sanık Remzi hakkında yargılamanın durmasına karar verilmesi gerekir.
Eylemi rüşvet vermeye aracılık olan sanık Ali hakkında TCK.nun 226. maddesi delaletiyle 65/3. maddenin uygulanmaması ve ayrıca gerekmediği halde bu sanık hakkında 227/2. maddenin uygulanması yersizdir" görüşüyle sanıklar Yılmaz, Murat, Remzi ve Ali hakkındaki Özel Daire onama kararının kaldınlarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasını istemiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI:
İncelenen dosyaya göre;
Şanlıurfa Trafik Şube Müdürlüğünde Başkomiser olan sanık Mustafa Yılmaz'ın ehliyet alacaklardan rüşvet aldığı, tayini çıkınca saklaması için otomobilciler ve şoförler derneği sekreteri Mehmet'e bıraktığı,
Sanık Komiser Murat'ın ehliyet sınavına giren İsmail'in Cengiz'e verdiği 200 bin liradan pay aldığı İsmail ağır vasıta sınavına girmediği halde sanığın para alıp komisyon üyeleriyle paylaştığı ve İsmaıl'i kazanmış gösterdikleri,
Sanık Başkomiser Remzi'nin Mehmet'e 750 bin lira verip 5 gün sonra geri aldığı paranın mutad dışı yolsuz işlemler nedeniyle verildiği Hüseyin'in ehliyet sınavında kopye çekmesine müsamaha ettiği,
Şoför olan sanık Ali'nin iki arkadaşına ehliyet almak için Mehmet'e rüşvet verilmesine aracılık ettiği,
İddiasıyla açılan davada Özel Daire ile Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık,
a ) Memur olan sanıklara yüklenilen suçların sübuta erip ermediğine,
b ) Eylemi rüşvet vermeye aracılık olan sanık Ali hakkında TCK.nun 65/3 ve 227/2. maddelerinin uygulanıp uygulanamayacağına,
c ) Sanık Remzi hakkında yargılamanın durmasına karar verilmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Sanık Remzi hakkında görevi kötüye kullanma suçu yanında ayrıca rüşvet almak suçundan da açılmış dava bulunduğundan Cumhuriyet Başsavcılığının yargılamanın durmasına yönelik itirazı yerinde görülmemiştir.
Diğer itiraz nedenlerine gelince;
1 - Şanlıurfa Trafik Şube Müdürlüğünden ehliyet alacaklardan rüşvet alındığının ihbar edilmesi üzerine görevlendirilen ( X ) ajanın ilişki kurduğu sanık Ali'nin verdiği bilgılere dayanılarak otomobilciler ve şoförler derneği sekreteri Mehmet yakalanarak dernekte arama yapılmış dernek kasasında 3.146.119 lira bulunması gerekirken 17.453.600 lira bulunmuştur.
Dernek sekreteri Mehmet hazırlıkta; Trafik Şube Müdürlüğünde Memur olan sanıkların ehliyet alacaklardan rüşvet aldıklarını kasada bulunan fazla paradan 2 milyon liranın sanık Yılmaz'a geri kalanınıri ise itiraz kapsamı dışında kalan sanıklara ait olduğunu sanık Remzi'nin kendisine bıraktığı 750 bın lirayı 5 gün sonra geri aldığını söylemiştir.
Mehmet duruşmada bu beyanından rücu ederek dernek kasasındaki fazla paranın Mahmut Atılgan'a ait olduğunu siyasi şubede gördüğü işkence nedeniyle hazırl'ıkta sanıkları suçlamak zorunda kaldığını ve yüklenilen suçu işlemediğini söylemişse de anılan paranın Mahmut Atılgan'a ait olduğu kesin olarak belirlenmediği gibi işkence iddiasının doğru olmadığı tanık anlatımları ve doktor raporuyla saptanmıştır.
Öte yandan rüşvet vermekten mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar Hüseyin, Mehmet, Ali ve İsmail'in beyanları somut bir olaya ilişkin değilse de rüşvet iddiasını dolayısıyla Mehmet'in hazırlıktaki beyanlarını doğrular mahiyettedir. • Bu nedenle sanıklar Yılmaz, Murat ve Remzi'in inkara yönelik savunmalarının aksine yüklenilen suçları işledikleri Mehmet'in hazırlık aşamasındaki beyanları, dernek kasasında bulunan fazla para, rüşvet vermekten mahkumiyetlerine karar verilen sanıkların anlatımlan ve tüm dosya kapsamı gibi delillerle sübuta erdiğinden Cumhuriyet Başsavcılığının bu sanıklara yönelik itirazının reddine karar verilmelidir.
2 - Sanık Ali hakkında "rüşvet vermeye aracılık suçundan kamu davası açılmıştır.
Sanığa yüklenilen bu suç TCK.nun 102/4. maddesinde öngörülen 5 senelik asli zamanaşımı süresine tabi olup zamanaşımını kesen işlemler birden çok olsa bile bu süre yarısı kadar uzayabileceğinden 7 sene 6 ayı geçmeyecektir. ( Md. 104/2 )
Suçun işlendiği 8.8.1985 tarihinden dosyanın incelendiği 8.2.1993 tarihine kadar aradan 7 sene 6 aylık süre geçtiği saptandığına göre olayda zamanaşımı gerçekleşmiştir.
Bu itİbarla sanık Ali hakkındaki Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının açıklanan bu nedenle kabulüne Özel Daire onama kararının kaldınlarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasına gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukanda açıklanan nedenlerle sanıklar Yılmaz, Murat ve Remzi hakkındaki Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine sanık Ali hakkındaki itirazın kabulüne Özel Daire onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasına gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına sanık Ali yönünden oybirliği diğer sanıklar yönünden oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Kurul üyelerinden 4. Ceza Dairesi Başkanı Sami Selçuk:"Türk Yargıtay'ı Alman, Fransız, İtalyan vb. ülkelerdeki bozma mahkemelerinin ( cours de cassation ) aynısıdır. Bozma mahkemeleri, doğrudan öğrenme ( cagniziona ) yargılaması ( duruşma ) yapmamaktadırlar. Bu durumun belirleyici sonuçları şunlardır: Duruşma, yargılamanın en önemli aşamasıdır ve var olma ( icat ) nedeni de, bir olayın ya da olayların ( hırsızlık, yaralama, şiddet geçimsizlik, tanığın içtenliği vb. ) var ya da yok olup olmadığı saptamaktadır. Bu saptama ise, tutanaklara göre değil; duruşmada edinilen izlenimlere göre yapılacaktır. 0 yüzden, kanıtlan yeterli/yetersiz, yanlı/yansız vb. gibi değerlendirme yetkisi, yalnızca duruşma yapan ve bu nedenle kanıtlarla doğrudan ve yüzyüze ilişki kuran ve onlar üzerinde sürdürülen yüksek sesli tartışmaları dinleyen duruşma yargıçlarına aittir. Yargıtay duruşma yapmadığı için böyle bir değerlendirme yetkisine sahip değildir ve ilk mahkemenin yerine geçerek bunu yapması hem tehlikeli ve hem de yasaya aykındır. Tehlikelidir; çünkü, daha iyi araçlara sahip olanın yargısının yerine, daha kötü araçlara sahip olanın yargısı geçer ve dolayısıyla adli yanılgılara yol açar. Yasaya aykırıdır; çünkü, doğrudanlık, yüzyüzelik, açıklık ve sözlülük ilkelerine göre yapılan duruşmayı hiçler, gereksizleştirir ve vicdani kanı ve "yargılandığı oranda sonuç çıkarma ( tantum judicatum, quautum conclusum )" ilkelerini yıkar. Esasen C. Yargılama Yasasının 322. maddesine göre, Yargıtay, ancak sayılı ve sınırlı durumlarda yerel mahkemenin yerine geçerek karar verebilir. Bütün bu nedenlerle, olaylara ilişkin sorunlarda, salt hukuksal denetim yapmakla yükümlü olan Yargıtay, yerel mahkemenin kanıtları değerlendiren gerekçesini, yalnızca gerekçesini; doğa, mantık, deneyim ve hukuk kurallarının ışığında inceleyerek denetler ve böylece gerekçelerde disiplin sağlama görevini yerine getirerek yargıçların yetişmesini ( eğitsel görev ) ve herkes için doyurucu kararlar çıkmasını sağlar.
Nitekim, incelenen olay, Yargıtay'ın ilk mahkemenin yerine geçerek, eylemlerinin sabit olmasına karar vermesinin ne denli yanlış ve tehlikeli olduğunu çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır. Zira eylemleri sabit görmeyen ilk mahkemenin beraat karan; ilkin Yüce Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından kanıt değerlendirmesi yapılarak bozulmuş; Yerel Mahkemenin bozmaya uyarak verdiği hükümlülük kararına karşı bu kez, eylemlerin sabit olmadığı gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmiş, yerel mahkemenin ilk kararının doğru olduğu ve eylemlerin sabıt olmadığı konusu yeniden tartışma gündemine girmiştir. Yerel mahkemenin ilk beraat kararında, Yüksek Dairenin dayandığı bozma nedenleri, yani hazırlıktaki ikrarlar, kasadaki para ve ilgili belgeler, doğa deneyim, mantık ve hukuk kurallarına ters düşmeyen gerekçelerle değerlendirildikleri tartışıldıkları ve aleyhteki kanıtlar reddedilerek beraat hükümleri kurulduğu halde; kanıt değerlendirmesine girişilerek eylemlerin sabit görüldüğü gerekçesiyle bozulmasındaki isabetsizlik davayı bu noktaya dek getirmiştir. Yüce Ceza Genel Kurulu'nca bu fırsatın değerlendirilmesi ve ilk mahkemenin elinden yetkisinin alınarak kurulan mahkumiyet hükmünün bozularak ilk karara dönülme olanağının sağlanması gerekirken, itirazın reddi yerinde olmamıştır. Bu konuda Italyan Yargıtay'ının iki kararını sunmakla yetiniyorum:"Yargıtay olayla ilgili değerlendirmeleri ilk mahkemenin elinden alamaz" ( sez. I, 7.6.1989; sez. VI, 30.10.1989, Riv.P.1990, s.666 ), "kanıt kaynağının ve kanıtın değerlendirilmesi, duruşma yapan ilk mahkemeye ait olayla ilgili bir sorundûr. Yargıtay bu konuda yalnızca gerekçeyi inceleyerek denetleme yapabilir" ( sez. 1.27.2.1990, sez.lV, 11.12.1990 Riv.P.Ocak 1991, s.76, Kasım 1990, s.989 ). Bu gerekçelerle Yüce Kurulun yetki aşımı ( exces de pouvoir ) ile sakatlanmış olan çoğunluk görüşüne katılamamaktayım.
 
Sami Selçuk
4. Ceza Dairesi Başkanı
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini