Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1992/5-365
K: 1993/26
T: 8.2.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
765/m.415,417,80
 
DAVA : 18 yaşından küçük mağdure N.A.`nın zincirleme biçimde ırz ve namusuna tasaddide bulunmak suçundan sanık S.Ö.`nün TCK. nın 415/1, 80 ve 417 nci maddeleri uyarınca 3 sene 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına sanık A.D.`nin beraetine ilişkin Alanya Ağır Ceza Mahkemesi`nce verilen 27.5.1992 gün ve 23-54 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen; Yargıtay 5. Ceza Dairesi 30.9.1992 gün ve 2630/2904 sayı ile; "Mağdure N.A.`nın aşamalardaki çelişkili anlatımları dışında sanığın mahkumiyetine yeterli şüpheden uzak kesin bir kanıt bulunmadığı ve mağdure tarafından sanığa hitaben yazılan mektubun müştekinin teşvikiyle şikayet dilekçesine eklenmek üzere yazıldığı anlaşıldığı halde beraeti yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden kararı bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise 11.11.1992 gün ve 163/123 sayı ile; sanığın yüklenilen suçu işlediği müşteki ve mağdurenin sıcağı sıcağına alınan beyanları ve ele geçirilen mektup gibi delillerle anlaşılmıştır.
"Müştekinin ve mağdurenin sonradan ifadelerini değiştirmeleri sanığı cezadan kurtarmaya yönelik olup itibar edilecek nitelikte değildir." biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükümde sanık vekili tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya Yargıtay C. Başsavcılığının onama istekli 18.12.1992 gün ve 5/93915 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık sübuta ilişkindir.
Sanık tüm aşamalarda yüklenilen suçu işlemediğini savunmuştur.
Mağdure N.A. ise hazırlıkta üvey dayısı olan sanığın evlerine konuk olarak geldiğinde gece onunla aynı yatakta yatıp seviştiklerini olay günü anne ve babasının karşı koymasına rağmen sanığın başka köyde olan evine giderek önceden olduğu gibi orada sevişip bir kez cinsel ilişkide bulunduklarını söylediği halde duruşmada bu beyanından rücu ederek sanıkla aynı yatakta yatıp sevişmediklerini cinsel ilişkide bulunmadıklarını ve şikayet dilekçesine eklenen mektubu müştekinin teşvikiyle yazdığını belirtmiştir.
Görüldüğü gibi mağdurenin hükme dayanak yapılan anlatımları çelişkilidir.
Müşteki de savcılık ve duruşmada polis ifadesinin doğru olmadığını sanığa kızdığı için ona iftira ettiğini ve şikayet dilekçesine eklediği mektubu mağdureye kendisinin yazdırdığını söylediğine göre mağdurenin hazırlıktaki anlatımlarına itibar etmeye olanak yoktur.
Bu nedenle yüklenilen suçu işlediğine ilişkin hakkında kuşkudan uzak yeterli kanıt bulunmayan sanığın inkara yönelik savunmasına itibar edilmesi gerekirken mağdure ve müştekinin aşamalardaki çelişkili anlatımlarına itibar edilerek mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme aykırı olarak BOZULMASINA oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Kurul üyelerinden 4. Ceza Daire Başkanı Sami Selçuk: "Türk Yargıtayı, Alman, Fransız, İtalyan vb. ülkelerdeki bozma mahkemelerinin ( cours de cassation ) aynısıdır. Bozma mahkemeleri, doğrudan öğrenme ( cognizione ) yargılaması ( duruşma ) yapmamaktadırlar. Bu durumun belirleyici sonuçları şunlardır: Duruşma, yargılamanın en önemli aşamasıdır ve var olma ( icat ) nedeni de, bir olayın ya da olayların ( hırsızlık, yaralama, şiddetli geçimsizlik, tanığın içtenlıği v.b. ) var ya da yok olup olmadığını saptamaktadır. Bu saptama ise, tutanaklara göre değil; duruşmadan var ya da yok olup olmadığını saptamaktadır. Bu saptama ise, tutanaklara göre değil; duruşmadan edinilen izlenimlere göre yapılacaktır. O yüzden, kanıtları yeterli/yetersiz, yanlı/yansız vb. gibi değerlendirme yetkisi, yalnızca duruşma yapan ve bu nedenle kanıtlarla doğrudan ve yüzyüze ilişki kuran ve onlar üzerinde sürdürülen yüksek sesli tartışmaları dinleyen duruşma yargıçlarına aittir. Yargıtay duruşma yapmadığı için böyle bir değerlendirme yetkisine sahip değildir ve ilk mahkemenin yerine geçerek bunu yapması hem tehlikeli ve hem de Yasaya aykırıdır. Tehlikelidir; çünkü, daha iyi araçlara sahip olanın yargısının yerine, daha kötü araçlara sahip olanın yargısı geçer ve dolayısıyla adli yanılgılara yol açar. Yasaya aykırıdır; çünkü, doğrudanlık, yüzyüzelik, açıklık ve sözlülük ilkelerine göre yapılan duruşmayı hiçler, gereksizleştirir ve vicdani kanı ve "yargılandığı oranda sonuç çıkarma ( tantum judicatum, quantum conclusum )" ilkelerini yıkar. Esasen C. Yargılama Yasasının 322. maddesine göre, Yargıtay; ancak sayılı ve sınırlı durumlarda yerel mahkemenin yerine geçerek karar verebilir. Bütün bu nedenlerle, olaylara ilişkin sorunlarda, salt hukuksal denetim yapmakla yükümlü olan Yargıtay, yerel mahkemenin kanıtları değerlendiren gerekçesini, yalnızca gerekçesini; doğa, mantık, deneyim ve hukuk kurallarının ışığında inceleyerek denetler ve böylece gerekçelerde disiplin sağlama görevini yerine getirerek yargıçların yetişmesini (eğitsel görev) ve herkes için doyurucu kararlar çıkmasını sağlar. Bu konuda İtalyan Yargıtayının iki kararını sunmakla yetiniyorum: "Yargıtay olayla ilgili değerlendirmeleri ilk mahkemenin elinden alamaz" ( sez.I, 7.6.1989; sez, Vl, 30.10.1989, Riv.P.-1990, s.666 ), "kanıt kaynağının ve kanıtın değerlendirilmesi, duruşma yapan ilk mahkemeye ait olayla ilgili bir sorundur. Yargıtay bu konuda yalnızca gerekçeyi inceleyerek denetleme yapabilir" ( sez. I, 22.2.1990, sez. IV, 11.12.1990 Riv.P.Ocak 1991, s.76, Kasım 1990, s.989 ). Bu gerekçelerle Yüce Kurulun yetki aşımı ( exces de pouvoir ) ile sakatlanmış olan çoğunluk görüşüne katılamamaktayım."
 
Sami Selçuk 4. Ceza Dairesi Başkanı
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini