 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1992/354
K: 1993/14
T: 01.02.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Tedbirsizlik dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak suçundan sanık Hidayet Dinar'ın TCK.nun 455/1-son, 59, 647 sayılı Kanun 4. maddeleri gereğince 46,562 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bucak Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.12.1990 gün 103/410 sayılı hükmün müdahil vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen;
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 15.7.1991 gün 8106/8654 sayı ile:
"Yasal gerekçe gösterilmeden, mücerret kısa süreli olmasından bahisle hapis cezasının paraya çevrilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 30.10.1991 gün 226/247 sayı ile;
"647 sayılı Yasanın 4. maddesine atıf yapılmak ve orada belirtilen sebepler dikkate alınmak suretiyle, kısa süreli hapis cezasının paraya çevrilmesine karar verilmiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının bozma istemli 4.12.1992 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sanığın tedbirsizlik dikkatsizlik sonucu bir kişinin ölümüne neden olduğu iddia ve kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilen olayda; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluş ve sübutta bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın konusunu, "Sanık hakkında 647 Sayılı Yasanın 4. maddesinin uygulanmasına karar verilirken gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığı" hususu oluşturmaktadır.
Ayrıntıları 7.6.1976 gün 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında açıklandığı üzere erteleme ve paraya çevirme; cezanın, sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören yargısal şahsileştirme kurumudur.
Mahkemece, 647 Sayılı Kanunun 4, 5, 6. maddelerinin uygulanmasına veya uygulanmamasına yer olmadığına karar verilirken, Anayasanın 141 ve C.M.U.K.nun 32. maddeleri gereğince gerekçe gösterilmesi, gösterilen bu gerekçenin yasal ve yeterli olması zorunludur.
Gerekçe; takdirin akla, hukuka ve dosyaya uygun açıklamasıdır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesi veya bu konudaki talebin reddi halinde gösterilen gerekçe, soruşturma aşamasında izlenen sanığın kişiliği, sair halleri ve suçun işlenmesindeki özellikler ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetli takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olmalıdır. Yasal ve yeterli bir gerekçeye dayanmadan, isteğin red veya kabulü, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yola açacaktır. Kararları aydınlatmak, keyfiliği önlemek için sanığın kişiliği, suçun işleniş biçimi ve işlenmesindeki özellikle gözönünde bulundurularak, bir değerlendirme yapılmalıdır.
İncelenen dosyada, sanığın TCK.nun 455/1-son, 59. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 1562 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verildikten sonra "Kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza" olduğundan bahisle 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uygulanmıştır. Yerel Mahkeme tarafından sanığın kişiliği, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler irdelenmemiştir. Hükmolunan hapis cezasının, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza olması, hapsin paraya çevrilmesi için yeterli ve yasal bir gerekçe değildir. Öte yandan, kanun maddesine atıf yapılması, maddenin aynen yazılması da gerekçe olarak kabul edilemez. Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi (BOZULMASINA), 1.2.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.