Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1991/99
K: 1991/121
T: 08.04.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek suçundan sanık Bayram Ali hakkındaki davada, sanığın eyleminin katil kastı ile olmayan etkili eylem sonucu ölüme neden olmak suçunu oluşturduğunu kabul eden Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce, TCY.nın 452/1, 51/1, 59. maddesi uyarınca beş yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 5.6.1990 gün ve 60-83 sayılı hüküm, sanık müdafiinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza dairesi'nce 18.10.1990 gün ve 2380/2540 sayı ile;
(TCY.nın 452/2. maddesi yerine 452/1. maddesi ile uygulama yapılması) isaetsizliğinden bozulmuş,
Yerel Mahkeme ise, 4.12.1990 gün ve 168-165 sayı ile; karar yerinde yazılı gerekçe ile önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm, sanık müdafii tarafından verilen dilekçe ile temyiz edilmiş, Yerel Mahkeme 12.12.1990 günlü müteferrik kararı ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bu kararla, direnme kararı sanık müdafii tarafından 13.12.1990 günlü dilekçe ile temyiz edildiğinden, dosya C. Başsavcılığı'nın, "12.12.1990 günlü karara karşı temyiz bulunmadığından dosyanın incelenmeksizin iadesi" istekli 25.1.1991 gün ve 3765 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Yerel Mahkeme, 4.12.1990 günlü direnme kararını sanık ve müdafilerinin yüzüne karşı tefhim etmiş, bu karar sanık müdafii, tarafından 12.12.1990 tarihinde temyiz edilmiş Yerel Mahkeme, 12.12.1990 günlü müteferrik kararı ile temyiz davasının yasal süreden sonra açıldığı gerekçesiyle temyiz dilekçesinin REDDİNE karar vermiştir.
Bunun üzerine sanık müdafii 13.12.1990 günlü dilekçesi ile Yerel Mahkemenin esasa ilişkin direnme kararı ile temyiz dilekçesinin reddine ilişkin müteferrik kararını temyiz etmiştir.
Temyiz davasının açılma koşulları Ceza Yargılama Yasasının 310. maddesinde düzenlenmiştir. Maddede, "Temyiz talebi, hükmün tefhiminden bir hafta içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanla olur, beyan tutanağa geçerilir ve tutanak hakime tasdik ettirilir.
Hükmün tefhimi sanığın yokluğunda olmuşsa bu süre tebliğ tarihinden başlar" hükmü yer almaktadır. Buna göre, temyiz davası açılabilmesi iki koşula bağlanmıştır.
a - İstem Koşulu: Temyiz yoluna başvurmak temyiz davası açmaktır. Mahkemelerin verdikleri hükümlere karşı temyiz davası açılabilmesi için, hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek üzere tutanak yazıcısına beyanda bulunulması gerekir. Bunun tek istisnası Ceza Yargılama Yasasının 305/1. maddesinde düzenlenmiştir. Onbeş sene ve ondan yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalar ile ölüm cezalarına ait hükümler kendiliğinden temyize tabi olup, bunlarda istek koşulu aranmaz.
b - Süre Koşulu: Hükmün tefhimi tarihinden başlayarak bir hafta içinde temyiz davasının açılması gerekir. Hüküm, sanık ve müdafiinin yokluğunda tefhim edilmişse, bir haftalık süre tebliğ tarihinden işlemeye başlar, ancak tefhim veya tebliğ günü bir haftalık sürenin hesabında gözönüne alınmayacağı gibi, son gün resmi tatile rastlarsa süre ertesi gün çalışma saatleri bitiminde sona erer.
Bu açıklamalardan sonra inceleme konusu olaya bakıldığında; Yerel Mahkeme 4.12.1990 Salı günü sanık ve müdafiinin yüzüne karşı direnme kararı vermiş, bu karar 12.12.1990 Çarşamba gününde sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir. Ceza Yargılama Yasasının öngördüğü bir haftalık süre, resmi tatil olmayan 11.12.1990 günü mesai bitimi dolmuş olup, temyiz süresinin geçirildiği ve sanığa tayin edilen cezanın miktarına göre kendiliğinden temyize tabi olmadığı da anlaşılmaktadır. O halde, temyiz davası açılabilmesi için gerekli istek koşulu, öngörülen bir haftalık süre koşulu geçirildikten sonra yapıldığından, Yerel Mahkemenin, Ceza Yargılama Yasasının 315/1. maddesi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 12.12.1990 günlü müteferrik kararı yerindedir. Ceza Yargılama Yasasının 315/2. maddesi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine dair kararın onanmasına karar verilmelidir.
 
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanık müdafiinin temyiz itirazı ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan Yerel Mahkemenin, temyiz dilekçesinin reddine ilişkin müteferrik kararın (ONANMASINA), 8.4.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini