Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1991/5-314
K. 1991/345
T. 9.12.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • ZİNA
  • HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
 
ÖZET : İncelenen olayda hak düşürücü sürenin geçirildiğinden bahisle verilen ve 27.4.1990 tarihinde kesinleşen düşme kararından sonra sanıkların ilk zina eylemlerini aralıksız devam ettirdikleri saptandığına göre, müştekinin 12.7.1990 günlü şikayeti üzerine ikinci kez açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken sanıklar hakkında aynı konuda evvelce verilmiş hüküm bulunduğundan bahisle reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
 
Yerel mahkeme direnme hükmünün açıklanan bu nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak sanıklar hakkındaki kamu davasının TCK.nun 108 ve CMUK.nun 253/5. maddeleri uyarınca düşürülmesine karar verilmelidir.
(1412 s. CMUK. m. 322,253/5)
(765 e. TCK. m. 108)
 
Zina suçundan sanıklar Şeref ve Zöhre haklarında açılan kamu davasının reddine ilişkin, (Domaniç Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 31.1.1991 gün ve 1990/59, 1991/2 sayılı hükmün Üst C. Savcısı tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 4.4.1991 gün ve 181 9/1 940 sayı ile;
 
"13.2.1990 tarihli iddianame ile kamu davası açılmasıyla meydana gelen hukuki kesintiden sonraki eylemlerin ayrı bir suç oluşturacağı gözetilmeyerek bu tarihten sonra vuku bulan şikayet üzerine 17.7.1990 günlü iddianame ile açılan kamu davasına devamla bir karar verilmesi gerekirken davaların aynı konuya ilişkin olduğundan bahisle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi" isabetsizliğinden kararı bozmuştur.
 
Yerel Mahkeme ise, 6.6.1991 gün ve 15/17 sayı ile;
 
"Mahkememizin 1990/15 esas, 1990/31 karar sayılı dosyasından anlaşılacağı üzere sanıklar hakkında zina suçundan açılan kamu davasının şikayetin sürede olmadığı gerekçesiyle düşürülmesine resmi nikah yaptırmadan dini nikah yaptırmaktan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
 
Bu karar kesinleşmeden müşteki aynı suç tarihine ilişkin ikinci kez şikayette bulunduğuna göre bu şikayet üzerine açılan kamu davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
 
Bu hüküm de Üst C. Savcısı tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "Hükmün düzeltilerek onanması" görüşünü içeren 18.11.1991 gün ve 4550 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
İncelenen dosyaya göre;
 
Müştekinin 6.2.1990 günlü şikayet dilekçesi üzerine 13.2.1990 günlü iddianameyle sanıklar hakkında zina suçundan kamu davası açılmış, yapılan yargılama sonunda şikayetin sürede olmadığı belirlenerek davanın düşürülmesine karar verilmiştir. Bu karar 27.4.1990 tarihinde kesinleşmiştir.
 
Bu defa müşteki 12.7.1990 günlü şikayet dilekçesinde suç tarihini 1.7.1990-10.7.1990 gösterip sanıklar hakkında yeniden şikayetçi olmuş bu şikayet üzerine görülmekte olan bu dava açılmıştır.
 
Sanıklar hakkındaki ikinci dava hak düşürücü sürenin geçirildiğinden bahisle verilen düşme kararından sonra açıldığına göre bu kararın hukuki kesinti meydana getirip getirmeyeceği üzerinde durulmalıdır.
 
Kural olarak kesinleşen mahkeme kararları mütemadi (kesiksiz) suçlarda hukuki kesinti meydana getirirler. Zira bu gibi suçlarda kastın ve dolayısıyla suçun yenilendiğini kabul etmek için, bu sürüp gitmeye karşı uyarıcı bir etkinin meydana gelmesi ve bu etkinin suç işleyenlerce hiçe sayılarak suçun işlenmesinden vazgeçilmemesi gerekir. Ancak mütemadi (kesiksiz) zina fiili dolayısıyla şikayet için 6 aylık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın düşürülmesine dair verilen kararın hukuki kesinti meydana getireceği kabul edilerek bu kararın kesinleşmesinden itibaren 6 ay içinde yapılacak bir şikayetin geçerli sayılması kamu düzeni bakımından sanık yararına konmuş olan TCK.nun 108. maddesi hükmünün sanık aleyhine uygulanması demektir. Aksi düşünceyi kabul etmek dava açma süresi geçirilmiş olan mütemadi (kesiksiz) zina suçlarında faillerin cezalandırılamayacağını tescil eden mahkeme kararına rağmen sanıkların durumunda fiili veya hukuki bakımdan hiç bir değişiklik olmadığı halde cezalandırmaya sebep olacaktır.
 
Bu bakımdan şikayete bağlı mütemadi ve müteselsil suçlarda hak düşürücü sürenin geçirildiğinden bahisle verilen düşme kararı bu karardan sonra ilk zina fiilinin aralıksız devam etmesi halinde hukuki inkıta olarak kabul edilemez.
 
İncelenen olayda hak düşürücü sürenin geçirildiğinden bahisle verilen ve 27.4.1990 tarihinde kesinleşen düşme kararından sonra sanıkların ilk zina eylemlerini aralıksız devam ettirdikleri saptandığına göre müştekinin 12.7.1990 günlü şikayeti üzerine ikinci kez açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken sanıklar hakkında aynı konuda evvelce verilmiş hüküm bulunduğundan bahisle reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Yerel Mahkeme direnme hükmünün açıklanan bu nedenle bozulmasına, bozma nedenine göre CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak sanıklar hakkındaki kamu davasının TCK.nun 108 ve CMUK.nun 253/5. maddeleri uyarınca düşürülmesine karar verilmelidir.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden sanıklar hakkındaki kamu davasının DÜŞÜRÜLMESİNE, 9.12.1991 günü istem gibi oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini