Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1991/5334
K. 1991/358
T. 16.12.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • IRZ VE NAMUSA TASADDİ
 
ÖZET : Mağdurun anüsüne, cinsel organı ile tazyikte bulunan ve mağduru kendiliğinden bırakan sanığın eylemi, ırza geçme kastı olmadan şehvet duygularını tatmine yönelik olup manevi cebirle ve hoyratça tasaddi suçunu oluşturur.
(765 s. TCK. m. 415)
 
Zorla ırza geçmek suçundan sanık Murat'ın TCY.nın 414/2, 62; 2253 sayılı Yasanın 12/2 ve TCY.nın 59. maddeleri gereğince 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, (İzmir Çocuk Mahkemesi)nce verilen 23.10.1990 gün, 523/553 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi
üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 27.2.1991 gün, 5766/975 sayı ile;
 
"Adli Tıp Grup Başkanlığı'nın mağdur ve sanığın muayenesi sonucu düzenlediği 26.9.1990 günlü rapor içeriklerine, sanığın aşamalarda özde değişmeyen ikrarına ve dosya kapsamına göre eyleminin tasaddi niteliğinde kaldığı ve TCK.nun 415/2. maddesi uyarınca ceza tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozmuş,
 
Yerel Mahkeme, 24.5.1991 gün 247/317 sayı ile;
 
"Sanık hazırlık aşamasında alınan ifadelerinde, niyetinin tasaddi olmayıp ırza geçmek olduğunu söylemiştir. Bu husus raporla da doğrulanmıştır. Sanığın eylemi ırza geçmeye tam teşebbüs suçunu oluşturur" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
 
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 28.11.1991 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
Yerel Mahkeme; oynamak için evlerine gelen ve dört yaşını yeni bitirmiş bulunan mağdurun ırzına geçmeye tam teşebbüs suçunu işlediğinden bahisle, sanığın TCY.nın 414/2, 62, yaşı sebebiyle 2253 sayılı Yasanın 12; TCY. nın 59. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.
 
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluş ve sübutta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çözümlenecek sorun, sanığın eyleminin tasaddi suçunu mu yoksa ırza geçmeye teşebbüs suçunu mu oluşturduğuna ilişkindir.
 
Eylemin tamamlanmadığı ve teşebbüs aşamasında kaldığının kabulü için;
 
a) Belirli bir suçu işleme kastının varlığı,
 
b) O suçu işleme kararının icraya başlanılması,
 
c) Suç işlenirken elverişli vasıtanın kullanılması,
 
d) Elde olmayan engel nedenlerle sonuca ulaşılmaması, gerekir.
 
Fail tarafından belirli bir suçu işlemek kastıyla, elverişli vasıta kullanılarak yapıcı davranışlara (icrai hareketlere) başlandığı halde, yapıcı davranışların failin iradesi dışında ciddi nedenlerle yarıda kalması veya sonucun gerçekleşmemesi halinde teşebbüsten söz edilebilir. Failin iradesi dışındaki engel nedenler, maddi, manevi olabileceği gibi üçüncü kişilerin fiillerinden de kaynaklanabilir. Eylemin yarıda kalması veya sonucun alınmaması harici engel nedeniyle olmayıp, failin iradesine bağlı ise ihtiyarile vazgeçme veya faal nedamet söz konusudur. Faile teşebbüsten dolayı ceza verilemez.
 
Olayımızda sanık 14, mağdur ise 5 yaşındadır. Olay; akşam saat 20.30 sıralarında evde kimse yokken vuku bulmuştur. Adli Tıp İzmir Grup Başkanlığı'nın 26.9.1990 tarihli raporunda, mağdurun vücut yapısına göre anal bölgede fissür meydana gelmeden duhulun mümkün olmadığı, mağdurun ırzına geçilmiş olduğunun kabulü için yeterli bulguların bulunmadığı, geçici rapordaki kızarıklığın ırza geçmeye teşebbüs veya temizlik koşullarının uygunsuzluğu nedeniyle kaşıntı sonucu oluşmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Mağdurun ırzına geçilmediği sabittir. Sanığın ırza geçme kastıyla icra hareketlerine başlaması yalnız başına teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için yeterli değildir. Ancak, açıklanabilir ve kabul edilebilir bir engelin bulunması halinde teşebbüs hükümleri tatbik olunabilir. Sanık, harici bir müdahale ve ciddi bir engel olmadan ırza geçme eyleminden vazgeçmiştir. Olayın vuku bulduğu ortam ve koşullar nazara alındığında, mağdurun bağırması, kabul edilebilir ciddi bir engel değildir. Suç, sanığın evinde işlenmiştir ve evde kimse yoktur. Fiil işlenirken gelen de olmamıştır. Sanığın, küçük olan mağdurun ağzını kapatma ve cebir kullanmak suretiyle eylemini sonuçlandırma olanağı varken, sürdürmeyerek kendiliğinden vazgeçmesi nedeniyle, teşebbüs hükümlerinin uygulanması için gereken ve yukarıda açıklanan dördüncü koşul gerçekleşmemiştir. TCY.nın 61. maddesinin son fıkrası nazara alınarak, sanığın engel hal olmadan vazgeçtiği zamana kadar olan eyleminin suç teşkil etmesi halinde, bu suçtan cezalandırılmasına karar verilmelidir. Bu nedenle; mağdurun anüsüne, cinsel organı ile tazyikte bulunan ve mağduru kendiliğinden bırakan sanığın eylemi, ırza geçme kastı olmadan şehvet duygularını tatmine yönelik olup manevi cebire ve hoyratça tasaddi suçunu oluşturmaktadır. Bu itibarla direnme hükmünün BOZULMASINA karar verilmelidir.
 
  Bozma sebebinde çoğunluk görüşüne katılmayan Üyelerden V. SAVAŞ; "Olay günü düzenlenen geçici raporda" mağdurun anal bölgesinde kızarıklık mevcut olduğu" İzmir Adli Tıp Şube Müdürü Dr. (Y.E.) tarafından düzenlenen 26.9.1990 gün ve 4454 sayılı raporda, "geçici raporda bahsi geçen kızarıklığın ırza geçmeye teşebbüs sırasında meydana gelebileceği"nin belirtilmesi, olay günü alınan ifadesinde mağdurun "sanık banyoda pipisini makatıma soktu", olaydan bir gün sonra alınan ifadesinde sanığın "şeytana uymuş olacağım ki, mağdurun banyoda arkasına geçtim ve penisimi makatına doğru sokmaya çalıştım", mağdurun annesi Kafiye'nin "oğlum koşarak eve geldi. Sanık pipisini burama soktu diyerek ağlıyordu. Makatına baktığımda kan geldiğini gördüm" Deniz'in "Sanık pipisini soktu diyerek ağlayan kardeşim mağdurun tuvaletini yaparken makatından kan geldi" demesinden, olay günü sanığın evlerinin banyosunda beş yaşındaki mağdur Selahattin'in ırzına geçmeye kalkıştığı, kuşkuya yer bırakmayacak biçimde anlaşılmaktadır.
 
Çoğunluk, TCK.nun 61/son maddesinde "müteşebbis, cürümün icrasından ihtiyarıyla vazgeçtiği, fakat tamamen olan kısım esasen bir suç teşkil ettiği halde, ancak o kısma mahsus ceza ile cezalandırılır" hükmüne dayanarak, sanığın ırza tasaddi suçundan cezalandırılması gerektiği sonucuna varmışsa da; anılan madde söz konusu olan gönüllü vazgeçmenin şartları olayda gerçekleşmemiştir.
 
Zira, 18.8.1990 tarihli polis görevlilerince alınan ifadesi ve aynı gün Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgusunda sanık "penisimi makatına doğru sokmaya çalışırken, mağdur bağırmaya başladı. Ben de bıraktım" demektedir. Olay saat 20.30 sıralarında, herkesin uyanık olduğu bir saatte, bir apartman dairesinde cereyan etmiştir. Mağdur bağırmasaydı ve etraftan kolaylıkla duyulma korkusu olmasaydı sanığın eylemine devam edeceği muhakkaktır. Başka bir deyişle, mağdurun bağırması mani sebebi, eylemin gerçekleşmesini engellemiştir.
 
Gönüllü vazgeçmeden söz edebilmek için, herhangi bir dış amilin etkisi olmaksızın sanığın eyleminden vazgeçmiş olması gerekir. Mağdurun bağırması, failin iradesine bağlı bir hal olmadığından, bu gibi hallerde gönüllü vazgeçmeden sözedilemez ve sanığın icrasına kalkıştığı eylemin teşebbüs halinde kaldığının kabulü gerekir.
 
Ancak; ırza geçmek neticesi harekete bitişik bir suçtur. Böyle bir suça tam teşebbüsün mümkün olmadığı göz önünde tutularak sanığın eyleminin ırza geçmeye eksik teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Yerel Mahkeme hükmü bu değişik gerekçe ile bozulmalıdır" görüşüyle değişik oy kullanmıştır.
 
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi (BOZULMASINA), 16.12.1991 günü bozmada oybirliğiyle, bozma sebebinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini