 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1991/52
K: 1991/78
T: 18.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık İdris'in, İİY.nın 340. maddesi uyarınca bir ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, (İstanbul 6. İcra Tetkik Mercii Hakimliği)nce 29.12.1989 gün ve 2621-3337 sayı ile verilen hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 24.5.1990 gün ve 3755-4999 sayı ile;
(İcra takip dosyasından takibe konu borcun tümüyle ödendiği anlaşılmasına karşılık, İİY.nın 354. maddesi uyarınca düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması) isabetsizliğinden hüküm bozulmuş,
Yerel Mahkeme ise, 17.9.1990 gün ve 2241-2170 sayı ile; herhangi bir gerekçe göstermeden, matbu biçimde önceki kararı tekrarlayarak, borcun tamamı ödenmemiştir, kabulü ile direnme kararı vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya, C. Başsavcılığı'nın "bozma" istekli 12.2.1991 gün ve 6474 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, icra takibine konu olacak miktarının tamamının, sanık tarafından ödenip ödenmediği hususundadır.
Sanık aleyhine, alacaklı tarafından İstanbul 4. İcra Müdürlüğü'nün 1989/6617 sayılı dosyası ile icra takibine başlamış, kesinleşen takip sonucunda borç miktarının 1.909.000 liraya yükselmesi üzerine Alaçam İcra Müdürlüğü'ne 1989/74 sayı ile yazılan talimat üzerine 18.7.1989 tarihinde yapılan haciz sırasında, sanık 850.000 lira ödeyerek, kalan borcunu 20.8.1989 tarihinden başlamak üzere dört ayda ödemek taahhüdünde bulunmuş ve süresinde 1.154.000 lira daha ödeyerek, borç miktarından daha fazla miktarda ödemede bulunmuştur.
Buna rağmen Yerel Mahkeme sanığın savunmasını ve yukarda açıklanan durumu doğrulayan kanıtları değerlendirmede yanılgıya düşerek, açıklanan biçimde sanığın cezalandırılmasına karar vermiş ve bu hüküm Özel Dairece İİY.nın 354. maddesi uyarınca düşme kararı verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Yerel Mahkeme, Özel Daire bozma kararına karşı hangi nedenlerle uymadığını belirtmeden ve direnme gerekçelerini göstermeden, basılı (matbu) önceki kararı tekrarlamak suretiyle, borcun ödenmediği ve taahhüdün ihlal edildiği kabulüyle önceki hükümde direnmiştir.
Mahkeme kararlarının Anayasanın 141 ve CYUY.nın 32. maddeleri uyarınca gerekçeli olması zorunludur.
"Gerekçe" hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Gerekçenin, dosyadaki bilgi ve belgeleri, yerinde değelendirdiğini gösterir biçimde geçerli, yeterli ve yasal olması aranmalıdır. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa yapıcının amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açar. Keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, yargısal denetimin yapılmasına kolaylık sağlamak için, hükmün gerekçeli olması gerekir.
Yerel Mahkeme ise gerekçesiz olarak, basılı (matbu) kararla direnme kararı vermiş olup usul hükümlerine mutlak aykırılık vardır.
Ayrıca, yukarda açıklandığı üzere sanık takip konusu borcun tamamını ödemiş bulunduğundan, İİY.nın 354. maddesi gereğince davanın düşmesine karar verilmelidir.
Şu durumda yeniden yargılama yapılmasına gerek yoktur. Bu itibarla borcun tamamının ödenmesi sebebiyle ve belirtilen usulü nedenle direnme hükmünün bozulmasına ve CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak İİY.nın 354. maddesi uyarınca davanın düşürülmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanık müdafiinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki bozma düşüncesi yerinde görüldüğünden direnme hükmünün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, İİY.nın 354. maddesi uyarınca davanın düşürülmesine, 18.3.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.