 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1991/299
K: 1991/331
T: 25.11.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunmak suçundan sanık Naif'in TCY.nın 125,59; 3419 sayılı Yasanın 1/2. maddeleri gereğince 10 yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına ve fer'i ceza tayinine ilişkin, (Diyarbakır 2 Nolu Devlet GÜvenlik Mahkemesi)nce verilen 17.5.1991 gün, 205/267 sayılı hükmün, C. Savcısı ile sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargtay 9. Ceza Dairesi 10.7.1991 gün, 2758/2960 sayı ile;
"Sanığın 6.4.1990 günü güvenlik görevlileri ile girdiği silahlı çatışma sırasında yakalanış biçimine ve tüm dosya içeriğine nazaran hakkında 3618 sayılı Kanunla değişik 3419 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilmeden tayin edilen cezadan anılan Kanuna dayanılarak yazılı gerekçelerle indirim yapılması" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 13.9.1991 gün, 325/379 sayı ile;
"Tahkikat, failin yakalandığı anda değil, dava açmaya yer olduğunun anlaşılması ve bunun açıklanmasıyla başlar. Bu nedenle, 3419 sayılı Yasanın uygulanması mümkündür.
Sanık, yakalanınca erzak deposunu göstermiş suç ve failler hakkında ihbarda bulunmuştur. İhbarın doğruluğu saptanmıştır. Maddenin uygulanabilmesi için farklı ve önem arzeden yeni bilgiler verme şartı yoktur. Aksi halde, örgütte pasif görev alan ve kendisine silah verilmeden örgütten ayrılanlar hakkında bu yasa uygulanamaz hale gelecektir. Suç ve faillerin ihbarı, ihbarın doğruluğunun alaşılması ceza indirimi için yeterlidir" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de Yargıtay'ca incelenmesi C.Savcısı tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C.Başsavcılığı'nın bozma istemli 30.10.1991 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1989 yılı Kasım ayında yasa dışı bir örgüte katılan ve yurt dışına çıkarak komşu bir ülkenin topraklarında bulunan örgüt kampında kalan sanık, olay günü 25 kişilik bir grupla Şemdinli'ye gitmek üzere hareket etmiştir. Türkiye sınırına yaklaşıldığından, grup sorumlusunun talimatı üzerine arkadaşları Osman ve Nevdar ile birlikte sınır bölgesindeki erzak deposuna yiyecek almaya gelen sanık, güvenlik güçleri ile karşılaşmıştır. Çıkan silahlı çatışmada Nevdar ölmüş, Osman kaçmıştır. Sanık, güvenlik güçlerine ateş etmiş ve namlusunda mermi çekirdiği kalması nedeniyle tüfeği tutukluluk yapınca teslim olmak zorunda kalmış, silahı ile birlikte ele geçirilmiştir.
Sanığın, TCY.nın 125,59. maddeleri gereğince cezalandırıldığı olayda, 3419 sayılı Yasanın 3618 sayılı Yasayla değişik 1. maddesinin uygulanıp uygulanamaycağı Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.
30.3.1988 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 3419 sayılı "Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Daie Kanunun" 7. maddesine göre, yasanın yürürlük süresi iki yıldır. 7. madde 27.3.1990 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 3618 sayılı Yasa ile değiştirilerek yürürlük süresi bir yıl daha uzatılmıştır. Sanık, 6.4.1990 günü güvenlik güçleri ile silahlı çatışmaya girerek yakalandığı için, koşulları gerçekleştiği takdirde zaman yönünden bu yasanın uygulanması mümkündür.
3419 sayılı Yasanın 1. maddesinin 1. fıkrasında, "siyasi ve ideolojik amaçla suç işlemek için TCK.nun 313. maddesine göre kurulmuş teşekkül; TCK.nun 125,131,141 ve 142. maddeleri ile 146 ile 163. maddelerinde yazılı suçları işlemek üzere kurulmuş silahlı çete veya cemiyet mensubu olup da;
a - Bu teşekkül, çete veya cemiyet tarafından işlenen suçlara iştirak etmeyenlerden,
b - Bu teşekkül, çete veya cemiyet tarafından bu Kanunun yayımı tarihinden önce işlenen suçlara iştirak etmiş olmakla beraber haklarında tahkikata başlanmış olanlardan,
Teşekkül, çete veya cemiyetin teşekkülü ve faaliyetleri hakkında bilgi vermek suretiyle teşekkül, çete veya cemiyetin dağılmasına veya meydana çıkarılmasına sebep olanlar veya teşekkül, çete veya cemiyet üyeliklerinden mukavemet göstermeksizin kendiliklerinden çekilerek güvenlik kuvvetlerine silah ve malzemelerini teslim edenler veya verecekleri bilgi ve belgelerle veya bizzat gösterecekleri çaba ile teşekkül, çete veya cemiyetin amaçladığı suçun işlenmesine engel olanlar hakkında ceza verilmez" hükmü yer almaktadır. Maddenin 2. fıkrasına göre, "maddede belirtilen suçları yasanın yayımı tarihinden önce işleyenlerden veya gizli ittifak mensuplarından biri, suçu ve diğer failleri yasanın yürürlüğe girmesinden sonra açılacak son tahkikata kadar yetkili makamlara ihbar ettiği ve ihbarın doğruluğu anlaşıldığı takdirde", fıkrada saptanan cezalar uygulanacaktır.
Maddenin 3. fıkrası ise, "Bu teşekkül, çete veya cemiyet tarafından bu Kanunun yayımı tarihinden SONRA işlenen suçlara iştirak etmiş olanlardan haklarında tahkikat başlamadan YUKARIDAKİ FIKRALARDA GÖSTERİLEN ŞEKİLDE hareket etmiş bulunanlar için 2. fıkrada yazılı indirim hükümleri uygulanır" biçiminde düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere, yasa koyucunun amacı suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak veya daha az bir ceza ile cezalandırarak topluma kazandırmaktır.
Sanık, yüklenen suçu 3419 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra işlediğinden, 1. maddenin 1. ve 2. fıkralarından yararlanamayacaktır. 3. fıkranın tatbiki için de fail; Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra suça katılmakla birlikte, hakkında soruşturmaya başlanmamış olmalıdır. Ayrıca, fail verdiği bilgilerle örgütün dağılması ya da ortaya çıkarılmasına sebep olmalı veya kendiliğinden örgütten çekilerek güvenlik güçlerine silah ve malzemelerini teslim etmeli veya teşekkül, çete veya cemiyetin amaçladığı suçun işlenmesine engel olmalıdır.
Maddi olayda sanık, güvenlik güçlerine kendiliğinden teslim olmamış, girdiği silahlı çatışma sonucu cebren yakalanmıştır. Yasa dışı örgüte girme ve olaylara katılmaktan pişmanlık duyarak, iradi bir teslim olma söz konusu değildir. Sanık yakalanınca, olay yerindeki ilk sorgusunda kim olduğunu, ne için geldiğini, nereye gittiğini, amaçlarını açıklamış ve olay yerindeki erzak deposunu göstermiştir. Suç üstü hükümlerine tabi olan sanık hakkındaki soruşturma başlamıştır. Ayrıca, sanık tarafından, örgütün dağılması, ortaya çıkarılması veya amaçladığı suçun işlenmesine engel olunması hususlarında bilgi ve belge verilmemiştir. İfadelerinde söyledikleri suçu ikrar niteliğinde olup, örgüt elemanlarının kod isimleriyle geçici kamp yerlerini söylemesi; örgütün meydana çıkarılması, elemanlarının yakalanması için yeterli değildir. Sanık, örgütün amaçladığı bir suçun işlenmesine de engel olmamıştır. Kaldı ki, sanığın beyanları önceden bilinen ve yenilik getirmeyen, önem arzetmeyen bilgilerin tekrarıdır. Sanık son soruşturmada, duruşmada alınan ifadesinde bu beyanlarını da geri almış", örgüt tarafından zorla kaçırıldığını silahsız olduğunu, çatışmaya girmediğini" söylemiş, örgüt hakkında herhangi bir bilgi vermemiştir. Bu itibarla, sanık hakkında 3618 sayılı Yasa ile değişik 3419 sayılı Yasa uygulanmayacağından, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle C. Savcısının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi BOZULMASINA, 25.11.1991 günü oybirliğiyle karar verildi.