 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1991/295
K: 1991/332
T: 25.11.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Emniyet Komiseri olan sanıkların, kendisini yaralayan şahsı şikayet etmek üzere karakola gelen müdahili, 7 gün iş ve gücünden kalacak şekilde dövdüklerinden bahisle, TCY.nın 245. maddesi gereğince cezalandırılmaları için açılan kamu davasında; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, suçun sübutuna ilişkindir.
Müdahil, kavga ettiği Eşref Üzel tarafından dövülmesi nedeniyle karakola müracaat etmiştir. Daha önceden arkadaşı olan sanık Abdullah Baş ile oturmuş çay içmeye başlamışlardır. Bu arada şikayetçinin akrabaları ile kendisini döven Eşref Üzel'in yakınları arasında, karakolun önünde tartışma çıkmıştır ve bu tartışma kavgaya dönüşmüş, dışarı çıkan müdahil de kavgaya dahil olmuştur. Olaya müdahale eden güvenlik görevlileri, kavgada aralamaya çalışmışlardır. Bu arada sanık Abdullah Baş, kavgayı ayırmak için müdahilin kardeşi Veysi'yi tutmuş, müdahil ise "kardeşimi tutamazsın, sana gösteririm, hesabını sorarım" diyerek sanığı tehdit etmiştir.
Şikayetçi hakkında, görevli memuru tehdit etmek suçundan kamu davası açılmış, müdahil bu davada yüklenen suçu inkarla memurları tehdit etmediğini, görevli memurların kendisini dövdüklerini savunmuştur. 24.3.1987 günlü 45/103 sayılı kararla, müdahilin cezalandırılmasına karar verilmiş, hükmün kesinleşmesinden sonra, savunma nazara alınarak Mahkemece 6.4.1987 tarihinde, memurlar hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Şikayetçi de aynı gün Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmuştur.
Şikayetçi hakkında açılan tehdit davasında savunma tanığı ve temyizincelemesine konu olan bu davada ise iddia tanığı olarak dinlenen şahitler, şikayetçinin yakın akrabaları olup sanıkların, müdahili dövdüklerini söylemişlerdir. Müdahil ile kavga eden Eşref Üzel ve babası, tarafları barıştırmak için karakola gelen tanıklar ise, müdahilin sanıklar tarafından dövüldüğünü görmediklerini, polis memurları ise sanıkların karakol önündeki kavgayı araladıklarını beyan etmişlerdir.
Açıklanan deliller ile dosya kapsamına göre; şikayetçi, olayın akabinde dövüldüğünden bahisle yetkili makamlara başvurmamış, hakkında tehdit suçundan açılan davada savunma olarak dövüldüğünü ileri sürmüştür. Sanık Abdullah Baş ile müdahil arkadaş olup olay öncesi karakolda birlikte çay içmişlerdir. Karakolun önünde iki grup arasında kavga çıkmış ve görevli memurlar bu kavgayı ayırmak için müdahele etmişlerdir. Müdahilin yaralandığını belirten doktor raporundaki bulguların, daha önceki kavga nedeniyle oluşması ve dışardan görülmeyen bu arazların bilahare ortaya çıkması olasıdır. Sanıkların, arkadaşları olan ve dövülmesi nedeniyle karakola başvuran müdahil dövmeleri için bir nedende bulunmamaktadır.
Ayrıca, kavgayı önlemek için müdahele eden görevli memurların 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 1, 2, 16, 17. ve ek 6. maddeleri gereğince zor kullanma yetkileri de mevcuttur. Sanıkların, bu yetkilerini aşarak, kasten ve isteyerek şikayetçiyi dövdükleri hususunda, savunmalarının aksini gösterir, her türlü şüpheden uzak, cezalandırılmalarına yeterli ve kesin kanıt bulunamadığından, usul ve yasaya uygun bulunan direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir. (Oybirliği ile)