 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1991/25
K: 1991/67
T: 11.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak ve saldırgan sarhoşluk suçlarından sanık Özgen'in, TCY.nın 193/2, 572/1, 81/2; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 900.000 lira ağır, 210.000 lira hafif para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, (İnebolu Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 10.10.1990 gün 30/98 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 25.12.1990 gün ve 6482/6583 sayı ile;
"1 - Geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak suçunun oluşmayıp, eylemin TCY.nın 547. maddesine uyduğunun gözetilmemesi,
2 - Sanığa TCY.nın 567. maddesiyle neticeten hükmedilen 18.000 lira hafif para cezasına ait eski hükümlülüğün TCY.nın 572. maddesiyle verilen cezada, tekerrüre esas kabul edilemeyeceğinin gözetilmemesi"
isabetsizliğinden bozmuştur.
Yargıtay C. Başsavcılığı, 25.1.1991 gün 7 sayı ile;
"Apartmanın girişleri daire, kapılarının açıldığı merdiven sahanlıkları yargı kararları ile eklenti olarak kabul edilmiştir. Bu gibi yerlere kötü amaçla girenler konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işlemişlerdir. Bu nedenle, sanığın şikayetçilerin oturduğu apartmana girerek daire kapısını yumruklaması, istenmeyen şahısların girmesini önlemek için engelleyici tedbir alınmasa bile rıza dışı girildiğinden konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturur"
Gerekçesiyle itiraz ederek, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu. yargıtay C. Başsavcılığı'nca, sanığın saldırgan sarhoşluk suçundan cezalandırılmasına ilişkin hükmün bozulmasına yönelik 2 nolu Özel Daire bozma kararına itiraz edilmediğinden, incelemenin itiraz kapsamında kalan konut dokunulmazlığını bozmak suçuyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Sanığın, telefonla sarkıntılık yaptığı şikayetçinin oturduğu apartmana girerek ikinci katta bulunan daire kapısını yumrukladığı olayda, sanığın girdiği apartman sahanlığı, merdivenler ile daire giriş kapısı önünün konut eklentisi (Mesken müştemilatı) sayılıp sayılamayacağı Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.
Mesken, (konut) devamlı veya geçici olarak kişilerin yerleşmek ve barınmak amacıyla oturmalarına elverişli yerlerdir. Müştemilat (eklenti) ise, mesken veya benzeri yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir. Diğer bir deyişle, girilmesi meskende oturma hakkına sahip kimselerin huzur ve güvenliğini bozabilecek ek yapılar veya yerlerdir. Örneğin; avlu, ahır, bahçe, balkon, taraça gibi yerler müştemilattır.
Konut ile eklenti genelde birlikte ve bir bütün meydana getirmelidir (lagoz 1, p, 288).
"Eklenti" kavram olarak konuta bağlı veya pek yakın yerler anlamını taşır. Konut dokunulmazlığını bozma suçu kişi hürriyeti aleyhine işlenen suçlardan olduğu ve müştemilat konutu korumada zaruri bulunduğu için yasa koyucu tarafından ayrıca himaye edilmiştir. İçine girilmesi veya girildikten sonra çıkılmaması meskenin huzur ve sükununu dolayısıyla kişi hürriyetini ortadan kaldırabilecek olan yerler "eklenti" sayılmalıdır. "Eklentiyi" belirlerken gözönünde tutulacak olan husus, içerisine girilmekle kişi huzur ve güvenliğinin, kişi hürriyetinin bozulmuş olup olmayacağıdır (Majno, Ceza Kanunu Şerhi, C: 2, Sh: 132 - Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 7.3.1988 gün, 605/74 sayılı kararı). Suç; insan güvenliğine ve huzuruna karşı işlenen suçlardandır. Temel vasfı, ferdi hürriyete karşı işlenmiş olmasıdır. Korunan mülkiyet, zilyetlik vs. tasarruf hakkı değil, oturma dolayısıyla kişi hürriyetidir.
Eklentiye girilmekle, kişi huzur ve güvenliğinin, şahsi hürriyetinin bozulup bozulmadığı; girenin amacı, davranışı, giriş nedeni ve olayın akışı içinde ihlal ettiği hukuki yarar ve korunması gereken çıkar nazara alınarak saptanmalıdır.
Kendisini oradan çıkartmak hakkına haiz olan sahibinin men'ine rağmen, konut veya eklentisine girilmelidir. Girmenin gizli veya hile ile vuku bulması, mesken sahibinin rızası olmadığının ve alenen girmede men edileceğinin delilidir.
Ceza Genel Kurulu'nun 27.1.1969 gün, 542/31 sayılı kararında; "Apartman cümle kapısından sonraki koridorları, katlara girilen kapıların ön kısımları, o katlarda oturanların müşterek müştemilatından bulunmaktadır. Bu kısımlara, mahsus ve kötü bir kasıtla giren kimse, apartman sakinlerinin hürriyetini ve masuniyetini bozmuş diğer bir deyimle taarruz etmiş demektir. Nitekim Türk Ceza Kanununun 193. maddesi, ikinci babın (Hürriyet Aleyhine İşlenen Cürümler) kısımına dahildir. Yukarıda açıklanan yerlerin genel bir mahal veya çıkmaz sokak olarak kabul ve tavsifi (Mesken masuniyetinin) istihdaf eylediği gaye ve maksat ile telifi kabil bir düşünce olmayacağı gibi müvezzi, tahsildar, satıcı, ziyaretçi, tanıdık gibi, tamamen ayrı bir maksatla gelenler ve girenlerle olayın mukayesesi caiz görülemez. Kaldı ki cümle kapısını kapalı (kilitli) bulundurmak, ancak hangi kata gidilmek isteniyorsa o katın müsadesi ile kapının açılmasını mümkün kılmak, apartman sakinlerinin yetkileri içinde olduğuna göre; mücerret böyle bir tedbire başvurulmaması, apartmanın bahse konu mahallerinin genel bir mahal veya çıkmaz sokak sayılmasını gerektirmez. Nitekim, müteaddit ailenin ikamet ettiği bahçe kapısı kilitsiz ve açık bir konutun bu kısmına dahil olmak diğer unsurlarını kapsadığı takdirde o konutun müştemilatına dahil olmaktır" denilerek, apartmana girilerek merdivenlerden inip çıkmanın konut dokunulmazlığını bozmak suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir.
"Bir çatı altında bulunan bölümlerin konutun eklentilerinden olduğu" Ceza Genel Kurulu'nun 12.3.1973 gün, 28/215 sayılı kararında belirtilmiştir.
Şikayetçinin rızası olmadan ve meşru bir amaç taşımadan, apartman dış kapısından içeri girerek üst kata çıkılmasında, suç teşekkül etmektedir. Dış kapının açık olması, suçun oluşmasına engel değildir. duvar örülmek ve kapı konmak suretiyle dış alemle ilginin kesilmesi, buraya yasa dışı bir amaçla girmeye izin verilmediğine ilişkin iradenin göstergesidir.
Kapıları kilitli olmayan avlu içinden otonun alınması müştemilattan yapılan hırsızlık olarak kabul edilmiştir (CGK.nun, 6.2.1989 gün, 556/38 sayılı kararı).
Maddi olayda sanık; eşinin Samsun'da olmasından yararlanarak daha önce yolda takip ederek söz attığı mağdureye telefon etmiş, daha sonra oturduğu apartmanın ikinci katına gelerek daire kapısını yumruklamıştır. Durum karakola bildirilmiş alt katta oturanların misafir yolculamak için evlerinden çıkmaları üzerine, sanık apartmanı terketmiş ve sokaktaki kulübeden tekrar telefon ederken yakalanmıştır. Sanık, şikayetçinin izni olmadan ve meşru olmayan bir amaçla konutun eklentisi olan apartman sahanlığına girmiştir. Buraya girmek ve daire giriş kapısını yumruklamak suretiyle şikayetçinin huzur ve güvenliğini bozmuş, konut dokunulmazlığına saldırıda bulunmuştur. Bu itibarla, olayda müsnet suç oluşmuştur. İtirazın kabulü ile Özel Daire bozma kararı kaldırılmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkemece konut dokunulmazlığını bozmak suçundan kurulan, sair yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan mahkumiyet hükmünün ONANMASINA, saldırgan sarhoşluk suçuyla ilgili bozmanın mahallinde değerlendirilmesinde, 11.3.1991 günü oyçokluğuyla karar verildi.