 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E. 1991/1-333
K. 1991/357
T. 16.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET Mahkeme kararının; sanık, sanığın temsilcisi veya C. Savcısı tarafından sanık lehine temyizi üzerine, Yargıtay bozma kararından sonra yapılan yargılama sonunda verilecek cezada kazanılmış hak kuralı uygulanacaktır.
CMUK.nun 326. maddesinin tatbiki için dikkat edilecek husus, temyiz isteminin sanık lehine olması, aleyhe temyiz bulunmamasıdır.
Yerel mahkemenin ilk kararı müdahil vekili tarafından tazminata hükmedilmesi ve sair yönlerden temyiz edilmiştir. Tazminatla ilgili bölüm Özel Dairece onanmamış ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ile ilk hüküm tamamen ortadan kalkmıştır. Aleyhe temyiz nedeniyle kazanılmış hak yoktur.
(1412 s. CMUK. m. 326)
Adam Öldürmek suçundan sanık Ali Osman'ın TCY.nın 448, 51/1, 59. maddeleri gereğince 15 yıl ağır hapis, Ölümle biten kavgaya iştirak suçundan sanık İbrahim'in 464/1, 51/1, 55/3, 59; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 1.500.000 lira ağır para cezasıyla sanık Lütfü'nün TCY. 464/1, 51/1; 2253 sayılı Yasanın 12, TCY.nın 59; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 1.125.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, müdahil Hasan için takdir olunan 1.500.000 manevi tazminatın sanıklardan müteselsilen tahsiline, şartları bulunmadığından katılan Muharremin manevi tazminat isteminin reddine, harç ve vekalet ücreti tayinine ilişkin, (Bolu Ağır Ceza Mahkemesi)nce verilen 18.10.1989 gün 34/115 sayılı, sanık Ali Osman yönünden re'sen de temyize tabi olan hükmün C. Savcısı, müdahil ve Ali Osman vekilleri tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 26.3.1990 gün 343/726 sayı ile;
"A- Otopside kırık, çatlak ve çökmeden bahsedilmemesi nedeniyle Ölüm sebebi hakkında Adli Tıp Kurumu'ndan görüş alınmaması,
B- Sanıkların olay içindeki etkinlikleri oranında manevi tazminattan sorumlu tutulmaları gerektiğinin gözetilmemesi,
C- Tutuklu kalınan günlerin, mahsubunun günlük on bin lira üzerinden yapılmaması" isabetsizliğinden bozmuş, bozmaya uyan Yerel Mahkeme bozma gereğini yerine getirmiş, sanıkların cezalandırılmalarına, müdahil Hasan için takdir olunan 1.500.000 lira manevi tazminatın 1.100.000 lirasının sanık Ali Osman'dan, 200.000'er lirasının Lütfü ve İbrahim'den tahsiline, katılan Muharremin manevi tazminat isteminin reddine karar vermiş, C.. Savcısı, müdahiller ve sanık Ali Osman vekillerinin temyizi üzerine Özel Daire 10.6.1991 gün, 1167/1642 sayı ile sair itirazları reddetmiş,
"Maktulün kardeşi müdahil Muharreme isteği veçhile manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken talebin red olunması "yaşaya aykırı olduğundan hükmü bozmuş,
Yerel Mahkeme, 12.9.1991 gün 98/119 sayı ile;
"Mü dahil Muharremin manevi tazminat talebi red olunduğu ve bu konuda temyiz davası açıldığı halde, Özel Dairece bozma nedeni yapılmamış, bozma sebepleri hariç bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilmiştir. Bozmaya uyulmakla şahsi hak yönünden kazanılmış hak doğmuştur. Bu nedenle boz-maya uygun şekilde kurulan hükümde ısrar olunmalıdır' gerekçesiyle Önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık Ali Osman ve müdahiller vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 26.11.1991 tarihli tebliğ namesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Maktul Ali'yi Öldürmek suçundan sanıklar hakkında açılan kamu davasına, Öldürülenin eşi Emine, evlatlığı Hasan ve kardeşi Muharrem müdahale etmişlerdir. Sanıkların cezalandırılmalarına, müdahil Muharremin manevi tazminat isteminin reddine ilişkin Yerel Mahkeme kararı, sanık ve müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiştir. Özel Daire, hükmü eksik soruşturma ve uygulama hatası nedeniyle bozmuş, katılan Muharremin tazminat isteminin reddi konusunda bir karar vermemiştir. Bozmaya uyularak verilen hükmün temyizi üzerine de, "müdahil Muharreme isteği veçhile manevi tazminat takdir edilmemesi" yasaya aykırı bulunmuştur.
Mahkeme kararının sanık, sanığın temsilcisi veya C. Savcısı tarafından sanık lehine temyizi üzerine, Yargıtay bozma kararından sonra yapılan yargılama sonunda verilecek cezada kazanılmış hak kuralı uygulanacaktır. CMUK.nun 326. maddesinin tatbiki için dikkat edilecek husus, temyiz isteminin sanık lehine olması, aleyhe temyiz bulunmamasıdır. Yerel Mahkemenin ilk kararı müdahil vekili tarafından tazminata hükmedilmemesi ve sair yönlerden temyiz edilmiştir. Tazminatla ilgili bölüm Özel Dairece onanmamış ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ile ilk hüküm tamamen ortadan kalkmıştır. Aleyhe temyiz nedeniyle kazanılmış hak yoktur. Bu itibarla direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi (BOZULMASINA), 16.12.1991 günü oybirliğiyle karar verildi.