 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1991/135
K: 1991/170
T: 27.05.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : PTT şube veznedarı olan sanık, gerçeğe aykırı olarak 19.6.1989 tarihinde TEK.'na 7.435.383 lira elektrik bedeli ödenmiş gibi kasa tediyat bildirim fişi düzenlenmiş, aldığı parayı 29.6.1989 günü ilgili kuruma yatırarak fatura tarihini belli olacak şekilde 19.6.1989 olarak düzeltmiştir.
Sanık, ayrıca PTT merkezinin banka hesabına 5.9.1989 günü altı milyon lira yatırdığı halde, kasa tediyat bildirim fişinde onaltımilyon lira göstermiş ve aldığı onmilyon lirayı kullandıktan sonra kendiliğinden 28.9.1989 günü bankaya yatırmıştır.
Açıklanan şekilde 7.435.383 lirayı on gün, 10.000.000.- lirayı 23 gün elinde tutan sanığın eyleminin, "zimmet" suçunu mu, yoksa belirlenen sürelerde paranın nemasından yararlanılması nedeniyle "Kullanma Zimmeti" suçunu mu oluşturduğu Özel Daire ile Yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.
Dosya içeriğine göre sanık, elektrik borcu nedeniyle TEK.'na ve idarenin banka hesabına yatırmış gibi göstererek aldığı paraları 10 ve 23 gün süreyle kullanmıştır. 6.9.1989 günü PTT merkezinde teftişe başlanıldığı ve olay saptanamadığı halde sanık, bankaya yatırılmış gibi gösterdiği parayı daha sonra 28.9.1989 tarihinde kendiliğinden yatırmış ve 6.10.1989 günü PTT Başmüdürlüğünde yapılan kontrol sırasında banka işlemlerinin tutmaması üzerine hadise ortaya çıkarılmış, 31.10.1989 günü müfettişe bildirilmiştir. PTT müfettişi tarafından soruşturma sırasında, elektrik faturasında tahrifat olduğu görülünce bu yönde de araştırmaya başlanmıştır.
Görüldüğü üzere sanık, idarenin hiçbir resmi yazısı, tespiti ve ihtarı olmadan eylem idarece tespit edilmeden önce, aldığı paraları yatırmıştır. Sanığın amacı idareye ait parayı temellük etmek olmayıp, bu parayı kullanmak ve bu yolla kendisine çıkar sağlamaktır. Paranın 10 ve 23 gün gibi kısa sürelerle kullanılarak nemasından yararlanıldıktan sonra hiçbir uyarı olmadan iade edilmesi biçiminde oluşan eylem, "Kullanma zimmeti" suçunu oluşturmaktadır. Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.