 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/87
K: 1990/111
T: 09.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Zina suçundan sanıklar İsa ve Mesude'nin TCY.nın 441/1-2. maddesi uyarınca altışar ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ilişkin Midyat Asliye Ceza Mahkemesince 8.11.1988 gün ve 130/128 sayılı ile verilen hükmün sanıklar tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen 5. Ceza dairesi 11.10.1989 gün 3023/4605 sayı ile;
(Katılanın mahkemede alınan anlatımına göre sanık kocasını iki seneden beri diğer sanık ile birlikte yaşadıklarını bildiği anlaşıldığından şikayetin altı aylık süre içerisinde yapılmadığı ve bu nedenle davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden hükmü kurulması ) isabetsizliğinden hükmü bozmuş,
Yerel Mahkeme ise, 26.12.1989 gün 220/204 sayı ile (İddianame düzenlenmesi ile hukuki kesinti meydana gelmiştir. Kesintiden sonra zina suçu devam etmekte bulunduğundan iddianamenin düzenlendiği 14.8.1987 tarihinden sonra şikayetçi için yeni bir altı aylık şikayet süresi başlamıştır. Bu süre içinde şikayet vardır) gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanıklar tarafından süresinde temyizi üzerine dosya C. Başsavcılığının "bozma" istekli 19.3.1990 gün ve 5/843 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : incelenen dosyaya göre;
Şikayetçi 9.3.1987 günlü dilekçesiyle nikahlı eşi olan sanık İsa'nın şikayet tarihinden altı yıl önce diğer sanık ile gayriresmi evlenerek aynı evde karı-koca yaşamı sürmeye başladıklarını ileri sürmüş bunun üzerine C. Savcılığınca 14.8.1987 günlü iddianameyle sanıklar hakkında zina suçundan kamu davası açılmıştır.
Sanıklar savunmalarında şikayet tarihinden 7-8 sene önce gayriresmi evlendiklerini ve bu beraberliklerinden altı yaşında bir de çocukları olduğunu söylemektedirler.
TCY.nın 441. maddesinde öngörülen kocanın zinasında şikayet süresi karı-koca gibi yaşamaya başlamaktan sonra ve mütemadi nitelik taşıyan fiilin öğrenilmesinden itibaren başlar.
Olayda sanıkların 6 yaşında müşterek bir çocukları olduğu ve sanıkların karı-koca biçimindeki yaşamlarını şikayetçi ile aynı evde sürdürdükleri belirlenmesine göre, şikayetin TCY.nın 108. maddesinde öngörülen altı aylık şikayet süresi içerisinde yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Yerel Mahkemenin hukuki kesinti doğurduğunu söylediği iddianame inceleme konusu davanın iddianamesidir. Başkaca hukuki fiili kesinti de bulunmamaktadır.
Bu itibarla direnme hükmünün bozulmasına ve CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak şikayetin süresinde olmaması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle sanıkların temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden direnme hükmünün BOZULMASINA bozma yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak davanın düşürülmesine 9.4.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.