Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/7-222
K: 1990/237
T: 22.10.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • 3167 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ (ÇEKLER) (ŞİKAYET HAKKI)
ÖZET: Katılan (lehdar), suça konu üç adet çeki keşide eden sanıktan almış  ve lehdar sıfatını kazanmıştır.  Ancak,  ibraz  süresinden  önce  hamiline  yazılı  bu  çekleri  Mehmet'e  vermek  suretiyle  ciro  (denir) etmiş, Mehmet de  ibraz  süresi  içerisinde  yasal  hamil  sıfatıyla  muhatap  bankaya  ödeme için  çekleri  ibraz  etmiş,  karşılıksız  bulundukları  arkalarına  yazılan  çekler,  bu  aşamadan  sonra  ibraz  anındaki  yasal  hamil  Mehmet  tarafından  katılan  Atıfet'e ciro edilmiş, o da sanık hakkında şikayetçi olmuştur. Muhatap  bankaya  çeklerin  ödeme için ibraz anında yasal hamil Mehmet'tir.  Bu  aşamadan  sonra  Mehmet  tarafından  çeklerin Atıfet'e ciro (devir) yoluyla  geçirilmesi  olanaklı  olmayıp, ancak BK.nun 162 ve devam eden maddelerinde  düzenlenen alacağın temliki hükmündedir. Halbuki, 3167  sayılı  Yasanın  16/2.  maddesine  göre;  ".....  Bu  fiillerden  dolayı takibat yapılması çek hamilinin şikayetine bağlıdır.... ".  Açıklandığı üzere ödeme  için  ibraz  anında  yasal  hamil  Atıfet  olmayıp,  Mehmet olduğundan, çeklerin  lehdarı  olan  katılan  Atıfet'in  şikayet  hakkı  bulunmamaktadır.
(818 s. BK. m. 162)
(6762 s. TTK. m. 600, 602, 703, 705, 730/4)
(3167 s. Çek K. m. 16/2)
 
3167  sayılı  Yasaya  aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık Şükrü'nün, aynı Yasanın 16/1.  maddesi  uyarınca  1  yıl  hapis  ve  aynı  süre ile çek hesabı açmak ve çek keşide etmekten  yasaklanmasına  ilişkin, (Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi)nce 23.10.1989 gün ve  323-728  sayı  ile  verilen  hükmün  sanık  tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen 7. Ceza Dairesi, 25.6.1990 gün ve 354-8395 sayı ile;
"Usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına" karar vermiş;
C.  Başsavcılığı  ise,  27.7.1990  gün ve 49 sayı ile; (Suça konu çekler bankaya Mehmet tarafından ibraz edilmiş, bankaca, karşılıksız  oldukları  yazılan  çekler,  Mehmet'e  iade edilmiştir.  Bu  aşamadan  sonra  Mehmet  çekleri  katılan  Atıfet'e  ciro  etmiştir. Bu işlem normal bir ciro işlemi niteliğinde olmadığından, katılan Atıfet'in şikayet hakkı bulunmamaktadır. Bu  nedenle,  Özel Daire  onama kararı kaldırılarak, hükmün bozulmasına karar verilmelidir) görüşüyle itiraz etmiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Sanığın suça konu  üç  adet  çeki  hamiline  keşide  ederek  katılan  (lehdar)  Atıfet'e verdiği, onun  da  ibraz  süresinden önce bu çekleri Mehmet'e teslim etmek suretiyle ciro ettiği,  Mehmet  tarafından  ibraz  süresi  içerisinde,  muhatap  bankaya ibraz edilen çeklerin, karşılıksız  olduklarının  saptandığı  ve  bu  hususun  çeklerin  arkasına  muhatap  banka tarafından yazılarak,  Mehmet'e  geri  verildiği,  bu  aşamadan  sonra,  çeklerin  Mehmet tarafından katılan "Atıfet'e  ödeyiniz"  biçiminde yazılarak  imza  edildiği,  Atıfet'in  de  6 aylık  süresi  içerisinde  sanık hakkında şikayette bulunması üzerine açılan davanın yukarıda açıklandığı biçimde sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Özel Daire ile C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, katılan Atıfet'in  şikayet hakkının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Uyuşmazlığın  çözümü  için  öncelikle,  suça  konu  çeklerin  devir  (ciro)  şekilleri  üzerinde TTK.ndaki düzenlemeye bakmak gerekir.
Konuyla  ilgili  düzenleme,  TTK.nun  poliçe  ile  ilgili  hükümlerinin  yer  aldığı  600, 602 ve 705. maddelerinde yer almaktadır.
TTK.nun  600.  maddesinde;  "tahsil için ciro" düzenlenirken, 602. maddede ise; "vadeden sonra yapılan cironun hüküm ve sonuçları" gösterilmekle, 705. maddede ise; "protestodan ve vadeden  sonraki  ciro"  özel  olarak  çek  bakımından düzenlenmektedir. 703. maddede ise; "hamile yazılı çek üzerine yapılan ciro" işlemi hüküm altına alınmaktadır.
Bu  maddelere  göre,  hamile  yazılı  bir  çek temlik beyanı veya ciro (devir) işlemine gerek kalmaksızın sadece senedin teslimi suretiyle devredilebilir.
Çeklerin cirosu (devir) ile  ilgili  düzenlemelerin,  kural  olarak  poliçenin  cirosu  ile ilgili  şekil  ve  hükümlere tabi bulunduğu TTK.nun 730/4. maddesinde belirtilmekte ise de; TTK.nun  602.  maddesinin  ilk  cümlesi  gereğince,  poliçelerde vadenin geçmesinden sonra protesto  keşidesine  ayrılan  iki  günlük  süre  içersinde  yapılan ciro (devir) vadeden evvelki ciro (devir) gibi normal bir ciro (devir) hükmünü  taşıdığı  halde,  çekte  protesto keşidesinin  ibraz  süresi  içerisinde  yapılması  gerektiğinden  ve  iki  günlük  ek  protesto süresi  bulunmadığından ibraz müddetinin geçmesinden sonra yapılan ciro (devir) BK.nun 162 ve devamında düzenlenen maddeleri gereğince alacağın temliki hükümlerine tabidir.
Yasal  düzenlemeleri  bu  şekilde  açıkladıktan  sonra  olaya  bakıldığında,  katılan  (lehdar) suça konu  üç  adet çeki keşide eden sanıktan almış ve lehdar sıfatını kazanmıştır. Ancak ibraz  süresinden  önce  hamiline  yazılı  bu  çekleri  Mehmet'e  vermek suretiyle ciro (devir) etmiş,  Mehmet'de ibraz süresi içerisinde yasal hamil sıfatıyla muhatap bankaya ödeme için çekleri  ibraz  etmiş,  karşılıksız  bulundukları  arkalarına  yazılan çekler, bu aşamadan sonra ibraz  anındaki  yasal  hamil  Mehmet  tarafından  katılan  Atıfet'e  Ciro  edilmiş, o da sanık hakkında şikayetçi olmuştur.
Muhatap  bankaya  çeklerin ödeme için ibrazı anında yasal hamil Mehmet'tir. Bu aşamadan sonra Mehmet tarafından çeklerin Atıfet'e ciro (devir) yoluyla  geçirilmesi  olanaklı olmayıp,  ancak  BK.nun  162  ve  devam  eden  maddelerinde  düzenlenen  alacağın  temliki hükmündedir.
Halbuki 3167 sayılı Yasanın 16/2.  maddesine  göre;  "...Bu  fiillerden  dolayı  takibat yapılması çek  hamilinin  şikayetine  bağlıdır...".  Açıklandığı  üzere  ödeme  için ibraz anında yasal hamil Atıfet  olmayıp,  Mehmet  olduğundan  çeklerin  lehdarı  olan  katılan  Atıfet'in şikayet hakkı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, C. Başsavcılığı  itirazı  yerinde  görüldüğünden,  Özel  Daire  onama  kararı kaldırılarak, hükmün bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç:  Açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının kabulüyle Özel Daire onama kararı  kaldırılarak  hükmün  bu  sebepten  BOZULMASINA, 22.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini