Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/3-345
K: 1990/368
T: 24.10.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • ORMAN KANUNUNA AYKIRI DAVRANIŞ (İDARİ İŞLEM) (KAST)
ÖZET:Suç  konusu  yerin sınırları  dışına  çıkarılması idarı bir işlem olup  sanık lehine bir yasal düzenleme yapılmadığından TCK.nun 2. maddesinden söz  edilemez  ise  de,  sanıkların  Devlet  ormanı sayılmasına olanak bulunmayan,  belediye  tarafından  teraslanarak  yerleşime  açılan  ve  sonra 3302 sayılı Yasa  uyarınca  orman  dışına  çıkartılan  bir  alanı  işgal  ederek faydalanmalarında  yükletilen suçun manevi unsuru (kast öğesi) gerçekleşmemiştir.
(6831 s. OK. m. 93)
 
6831  sayılı  Yasaya  aykırı davranmak suçundan sanıklar Mehmet, Fahri, Ahmet, Hüseyin, Hasan,  Kadir  ve  Durmuş'un beraetlerine ilişkin, (Gülnar Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 16.12.1988  gün  302/358  sayılı  hükmün,  davaya  katılan  vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 31.10.1989 gün 4038/11203 sayı ile;
"Suç saptama tutanağı içeriğine,  imzacı  tanıkların  duruşmadaki  yeminli  ifadelerinde tutanağı doğrulamalarına, 26.6.1987 tarihinde yapılan  keşif  sonucu  uzman  bilirkişi tarafından  düzenlenen  raporda  24.180  metrekare suç yerinin orman sayılan yer olduğunun belirtilmiş bulunmasına, suç tarihi 4.1.1986'dan sonra yapılıp  13.7.1988  tarihinde kesinleşen  orman  kadastrosunun idarı bir işlem olup suçluluğu ortadan kaldıran Af Kanunu niteliğinde olmamasına göre  eylemleri,  Yasanın  93/1.  maddesindeki  suçu  oluşturan sanıkların anılan madde  ile  cezalandırılmaları  gerekirken  yazılı  şekilde  beraate  karar verilmesi"
İsabetsizliğinden hükmü bozmuş,
Yerel mahkeme, 28.3.1990 gün 348/40 sayı ile;
"Sanıklar  daha  önce dava konusu yerde ziraat çalışmaları yapmışlardır. Taşınmaz Orman sayılan  yerlerin  dışına  çıkarılmıştır.  TCK.nun  2.  maddesi  nazara  alınmalıdır" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu  hüküm  de  katılan  vekili  tarafından  süresinde temyiz edildiğinden dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 28.11.1990 tarihli tebliğnamesiyle  1.  Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Sanıkların  Devlet  Ormanı  sayılan  24.180  metrekarelik  sahayı  işgal ettiklerinden bahisle 6831  sayılı  Orman  Yasasının  93/1,  3. maddeleri ile cezalandırılmaları için kamu davası açılmıştır.
Mahallinde yapılan  keşif  sonucu  düzenlenen  7.7.1987  tarihli  bilirkişi  raporunda,  "suç konusu  yerin  iki  su kanalı arasında olduğu, maki florasına giren pırnal, mersin, azgan ve yabani  harnup  ağaçcıklarının  bulunduğu,  arazinin  Aydıncık  Belediyesi  tarafından dozerle teraslandığı, orman olarak muhafazasında ilim ve fen bakımından hiç bir yarar bulunmadığı, 6831  sayılı  Yasanın  1.  maddesinin  (J) bendi gereğince 3302 sayılı Yasa uyarınca orman sınırları dışına çıkarılmasının gerektiği" belirtilmiştir.
6831  sayılı  Yasanın  1. maddesinin (J) bendinde; "Funda veya makilerle örtülü ve toprak muhafaza  karakteri  taşımayan  yerler  orman  sayılmaz" hükmü yer almaktadır. Bu nedenle, eskiden  beri  makilik  saha  olduğu  saptanan suç konusu yerin orman sahası olarak kabulü olanaksızdır.
Öte  yandan,  sanıkların  işgal  ettikleri  ve  orman  sayılan  yerlerden  olduğu  iddia edilen saha,  belediye  tarafından  dozerle  teraslanmış  ve  fiilen orman sahasından çıkarıldığı gibi, orman  kadastro çalışmaları sonunda da 3302 sayılı Yasa uyarınca da orman sınırları dışına çıkartılmış ve kadastro haritası 13.7.1988 tarihinde kesinleşmiştir.
Suç  konusu  yerin  orman  sınırları  dışına  çıkarılması  idarı  bir  işlem olup, sanık lehine yeni  bir  yasal  düzenleme  yapılmadığından,  direnme  kararında  belirtildiği gibi TCY.nın 2. maddesinden  sözedilemez  ise  de, sanıkların Devlet Ormanı sayılmasına olanak bulunmayan, belediye  tarafından  teraslanarak  yerleşime  açılan  ve  bilahare 3302 sayılı Yasa uyarınca orman  dışına  çıkartılan  bir alanı işgal ederek faydalanmalarında yüklenilen suçun manevi unsuru  (kast  ögesi)  gerçekleşmediğinden  direnme  hükmünün  açıklanan, genişletilmiş ve değişik bu gerekçe ile onanmasına karar verilmelidir.
Sonuç: Yerel Mahkeme direnme hükmünün isteme aykırı olarak, yukarıda açıklanan değişik  ve  genişletilmiş  gerekçe  ile  (ONANMASINA),  24.12.1990 günü oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini