 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/364
K: 1991/6
T: 04.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Orman sahasındaki istiften emval hırsızlığı ve resmi mercileri iğfal suçlarından sanıklar İsmail, Ahmet'in TCY. 492/8-son, 522. maddesi (İ.Ö.)'nün ise 492/8-son ve 283/1; 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca cezalandırılmalarına, suçta kullanılan kamyonların zoralımına ilişkin, (Dursunbey Asliye Ceza Mahkemesi)nce 21.6.1990 gün ve 90-96 sayı ile verilen hüküm, sanıklar ve katılan müdafiileri tarafından temyiz edildiğinden, adli tatilde dosyayı inceleyen Yargıtay Nöbetçi Ceza Dairesi'nce, 24.8.1990 gün ve 6462/6382 sayı ile;
(Sair itirazlar yerinde görülmeyerek;
1 - Sanıklar, A... Köyü'ne girip çalıntı tomrukları kamyondan atmak suretiyle kaçmaya çalıştıklarına göre, haklarında TCY.nın 523/1. maddesinin uygulanması gerekeceğinin gözetilmemesi,
2 - Sanıklar aleyhine 765.000 lira tazminata hükmedildiği halde, Hukuk Mahkemesinde dava açmakta muhtariyetlerine de karar verilerek hükmün karıştırılması,
3 - Eksik inceleme sonucu tazminata hükmedilmesi,
4 - Suçta kullanılan kamyonların aidiyeti araştırılmadan ve ilgili belge celp ve tetkik edilmeden zoralıma karar verilmesi) isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 18.10.1990 gün ve 188-164 sayı ile; (2) ve (3) numaralı bozma nedenlerine uyarak, (1) ve (4) numaralı bozmaya karşı; (Sanıklar kendilerini kurtarmak amacıyla çalıntı orman emvalini terkettiklerinden rızai iade bulunmadığı ve yeterli aidiyet araştırılması yapılarak zoralıma karar verildiği) biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de, sanıklar ve katılan müdafiileri tarafından süresinde temyiz edildiğinden; dosya, C. Başsavcılığı'nın bozma istekli 10.12.1990 gün ve 10140 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Sanıkların orman içi istif yerinden çaldıkları orman emvalini 10 ... 298 ve 16... 797 plakalı kamyonlara yükleyerek hareket ettikleri sırada, orman santral kulesinde görev yapmakta bulunan orman muhafaza memuru Yusuf'un arka arkaya giden orman emvali yüklü iki kamyonu telsizle görevli ekibe bildirmesi üzerine, ekibin sürekli izlemesi sonucu A...Köyü'ne giren sanıkların, yakalanacaklarını anlayınca, kamyonlardan orman emvalini boşalttıkları, sanıklardan İsmail'in olay yerinde, diğer iki sanığın daha sonra yakalandıkları, suçta kullanılan kamyonlara da elkonulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık iki husustadır. Bunlar;
a - TCY.nın 523/1. maddesinin uygulama yeri bulunup bulunmadığı,
b - Suçta kullanılan kamyonların aidiyetinin araştırılıp araştırılmadığıdır.
Uyuşmazlığın çözümü için olaya bakıldığında;
Yukarda açıklandığı üzere sanıklar okman içi istif yerinden, emvali kamyonlara yükleyerek hareket ettikten sonra, görevli orman muhafaza memurunun kendilerini görerek, görevli ekibe haber vermesi üzerine, sürekli ve kesintisiz izleme karşısında, yüklü kamyonlarla kaçamayacaklarını, çalıntı emvali hakimiyet sahalarına sokamayacaklarını ve emvalin istirdat edileceğini anlayınca kendilerini kurtarmak maksadıyla orman emvalini kamyonlardan atarak kaçmaya çalışmalar, buna rağmen yakalanmışlardır.
1 - Bu duruma göre, suçun tamamlanıp tamamlanmadığı hususu da gündeme gelmektedir. Sanıklar sürekli ve kesintisiz izleme sonucunda ve olayın hemen akabinde suça konu emvali hakimiyet sahalarına sokamadan yakalandıklarından suç, tam kalkışma aşamasında kalmıştır.
2 - Keza sanıklar, emval yüklü kamyonlar ile kaçıp kurtulamayacaklarını ve orman emvalinin istirdat edileceğini anladıklarından, sırf kendilerini kurtarmak amacıyla, zaten istirdat edilecek orman emvalini kamyonlardan boşaltmışlardır. Her ne kadar TCY.nın 523. maddesinde öngörülen mağdurun zararının karşılanması ise de, istirdat edileceği muhakkak olan çalıntı malın terkedilmesi halini, rızai iadenin varlığı biçiminde kabul etmek olanaklı değildir Zira, bu durumdaki sanıkların malı terketmemeleri hali sonucu değiştirmeyecek ve çalıntı mal failden istirdat edilecektir. O halde olayda rızai iade koşulları gerçekleşmemiştir. Bu yöne ilişkin Yerel Mahkeme uygulaması yerindedir.
3 - Zoralımına karar verilen kamyonların aidiyet araştırmasının yeterli bulunup bulunmadığı hususuna gelince;
a -Suçta kullanılan 10 ... 298 plakalı kamyonun Mustafa adına trafikte kayıtlı iken 12.5.1989 gün ve 03027 sayılı noterde yapılmış satış senedi ile sanık (İ.Ö.)'ye satışının yapıldığı, ancak trafikteki kaydının sanık (İ.Ö.) üzerine geçirilmediği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Yasanın 20. maddesine göre, satış işlemleri noterler tarafından yapılacağından ve satış işleminin yapılması ve aracın teslimi ile mülkiyet geçmiş sayılacağından bu araçla ilgili aidiyet araştırması yeterli olup, sanığa aidiyeti anlaşıldığından 10 - ... 298 plakalı kamyonun zoralımına karar verilmesi isabetlidir.
b - 16 .. 797 plakalı kamyonun ise, trafikte Orhan adına kayıtlı olduğu 14.3.1990 günü adi senetle sanıklar İsmail ve Ahmet'e satıldığı, ancak on milyon lira tutarındaki iki senet bedeli ödenmediği için mülkiyetin devredilmediği saptandığından, satış sözleşmesi noter tarafından yapılmadığı için mülkiyetin sanıklara geçtiği söylenemez. O halde aidiyet hususundaki araştırma yeterli olmakla beraber, 16 ... 797 plakalı kamyonun Orhan'a ait olduğu belirlendiğinden zoralımına karar verilmesi isabetli değildir.
Bu itibarla, suçun tam kalkışma aşamasında kaldığının ve 16 ... 797 plakalı kamyonun zoralımına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi isabetli bulunmadığından, açıklanan bu değişik gerekçe ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanıklar ve katılan müdafiilerinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki bozma düşüncesi bu itibarla yerinde görüldüğünden, direnme hükmünün açıklanan bu değişik sebeplerle BOZULMASINA, 4.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.